Allah'ın adıyla

Komşuluk haklarına riayet etmelidir

İnsanlar, günlük hayatlarını sürdürmek için birçok yönden birbirlerine muhtaçtırlar. Komşular ise birbirlerine çok daha fazla ihtiyaç duyarlar. Aynı zamanda ilk imdada yetişen de komşulardır. Onun için komşuların birbirleriyle olan münasebetleri ve aynı zamanda birbirleri üzerindeki hak ve hukuku, diğer insanlara nazaran daha fazladır.

Bunun içindir ki İslam, komşuluk haklarına özel bir önem vermiş, bunları açıklamış ve Mü'minlere, bu haklara riayet etmelerini emretmiştir. Komşuluk haklarına riayet etmeyenleri ise kınamıştır. Bir ayette şöyle buyurulmuştur: 'Allah'a ibadet edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana–babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolcuya, ellerinizin altında bulunanlara iyi davranın. Allah kendini beğenen ve daima böbürlenip duran kimseyi sevmez. ' (Nisa 36)

Ebu Hüreyre'nin (ra) rivayet ettiği bir hadiste Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: 'Allah'a ve ahiret gününe iman eden kişi, komşusuna eziyet etmesin. ' (Buhari)

Başka bir hadiste şöyle buyurulmuştur: 'Cebrail (as) durmadan bana komşuya iyilik etmeyi tavsiye ederdi. Bu sıkı tavsiyeden, komşuyu komşuya mirasçı kılacağını zannettim' (Buhari)

Dolayısıyla Müslüman, İslam'ın emrettiği üzere komşuluk haklarına riayet etmeli; onların halini sormalı, gördüğünde selam vermeli, onlara güzel sözler söylemeli ve yumuşak davranmalı, ihtiyaçlarını imkanları dahilinde gidermeye çalışmalı, hastalandıklarında onları sorup yardımcı olmalı, dertlerine ve sevinçlerine ortak olmalı, onlara eziyet verecek söz ve davranışlardan kaçınmalıdır. Bütün bunları da, İslam'ın emri olduğu için ve Allah'a (cc) karşı kulluk görevlerini yerine getirmek için yapmalıdır.

Yardımsever olmalıdır

Müslüman; sahip olduğu imanın bir gereği olarak yardımsever olmalıdır. Ancak yardımseverlik, insanların her türlü isteklerini yerine getirmeye çalışmak şeklinde anlaşılmamalıdır. İslam'ın meşru görmediği istekler kimden gelirse gelsin yerine getirilmez. Ancak meşru olan isteklerde ve ihtiyaçlarda, insanlara yardım etmek ve ihtiyaçlarını gidermek İslam'ın emirlerindendir. Bununla birlikte yardım etmeyi, sadece maddi olarak düşünmemek gerekir. Aynı zamanda manevi olarak da yardıma ihtiyacı olan insanlara yardım etmek gerekir ki bu, maddi yardımdan daha önceliklidir. Bir insana, İslami ilimler konusunda yardımcı olmak, iman ve İslam'ın esasları konusunda bilmediklerini öğretmek manevi bir yardımdır. Yine bir insanı yanlışlarından vazgeçirmek manevi bir yardımdır. Ve bunlar, dinimizin birer emridir. Bir hadiste şöyle buyurulmuştur: 'Güneşin doğduğu her yeni günde kişiye, her bir mafsalı için bir sadaka vermesi gerekir. İki kişi arasında adalet yapman bir sadakadır. Kişiye hayvanını yüklerken yardım etmen bir sadakadır. Güzel söz sadakadır, namaza gitmek üzere attığın her adım sadakadır. Yoldan rahatsız edici bir şeyi kaldırıp atman sadakadır. ' (Buhari, Müslim)

Ebu Musa el Eş'ari (ra) şöyle rivayet ediyor: 'Rasulullah (sav) şöyle buyurdular: 'Her Müslümanın sadaka vermesi gerekir. ' Kendisine: 'Ya bulamayan olursa?' diye soruldu. 'Eliyle çalışır, hem şahsı için harcar, hem de tasadduk eder' cevabını verdi. 'Ya çalışacak gücü yoksa?' diye soruldu. 'Bu durumda, sıkışmış bir ihtiyaç sahibine yardım eder' dedi. 'Buna da gücü yetmezse?' dendi. 'Ma'rufu veya hayrı emreder' dedi. 'Bunu da yapmazsa?' diye tekrar sorulunca: 'Kendini başkasına kötülük yapmaktan alıkoyar. Çünkü bu da bir sadakadır' buyurdu. ' (Buhari, Müslim)

Dost edindiği kişiler salih şahsiyetler olmalıdır

Müslüman; kötü insanları dost edinmemelidir, iman eden ve salih amellerde bulunanları dost edinmelidir. Çünkü İslam; ancak Müslümanların birbirlerinin velileri olabileceğini söylemektedir. Bir ayette şöyle buyurulmuştur: 'Sizin dostunuz ancak Allah, O'nun Rasulü ve namaz kılan, zekat veren ve rüku eden müminlerdir. ' (Maide 55)

Kötü ahlaklı, ibadetlerini yerine getirmeyen ve Müslümanlara karşı iyi niyetli olmayan kişiler asla dost edinmemelidir. İslam bunu men etmiştir. Bir ayette şöyle buyurulmaktadır: 'Müminler, müminleri bırakıp da kafirleri dost edinmesin ve onu her kim yaparsa Allah'tan ilişiği kesilmiş olur…' (Al–i İmran 28)

Başka bir ayette şöyle buyurulmuştur: 'Müminleri bırakıp da kafirleri dost edinenler, onların yanında izzet mi arıyorlar? Bilsinler ki bütün izzet yalnızca Allah'a aittir. ' (Nisa 139)

Dostluk önemli bir husustur. İnsan birini dost edindiği zaman; o kişinin sahip olduğu inanç, fikir, düşünce ve fiillerini ya kabul edip benimsediği için veya kabul etmediği halde rahatsızlık duymayıp onunla birlikte olmaktan razı olduğu içindir. Eğer o kişinin sahip olduğu bu özellikler gayri İslami ise bu durumda onunla dost olunamaz. Özellikle inanç ve fikirleri gayri İslami olan kişi ile kesinlikle dost olunmamalıdır ki bu tehlikelidir. Ebu Hüreyre'nin (ra) rivayet ettiği bir hadiste Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: 'Kişi dostunun dini üzeredir. Öyleyse her biriniz, kiminle dostluk kuracağına dikkat etsin. ' (Tirmizi, Ebu Davut)

Müslüman; hidayetine vesile olmak, yanlış ve hatalarından vazgeçirmek ve doğru yolu göstermek niyetiyle kötü biriyle ve hatta Müslüman olmayan biriyle birlikte olabilir, onunla gezebilir. Ancak onunla birlikte iken kötü yerlere gitmemeli ve kötü davranışlara girmemelidir. Yoksa birini düzelteyim derken kendisi günahlara girmiş olur.

Allah'a emanet olun.