BİSMİLLAH
(Ey Muhammed!) De ki: 'Gelin, Rabbinizin size haram kıldığı şeyleri okuyayım: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anaya babaya iyi davranın. Fakirlik endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin. Sizi de onları da biz rızıklandırırız. (Zina ve benzeri) çirkinliklere, bunların açığına da gizlisine de yaklaşmayın. Meşrû bir hak karşılığı olmadıkça, Allah'ın haram (dokunulmaz) kıldığı canı öldürmeyin. İşte size Allah bunu emretti ki aklınızı kullanasınız Enam suresi 151
Son günlerde basına, medyaya düşen haberler tüyler ürpertici olaylarla doludur. Açıkça söylemek gerekirse insanlığımdan utanır bir hale geldim diyebilirim.
Evet, bir Eylül, bir Leyla ve onlarca kayıp kız çocuklarından bahsediyoruz. Kaybolan kızlar maalesef cesetlerini buluyor ve istismar sonucu cinayetlerle karşılaşıyoruz.
Sonuç olarak kamuoyundan yükselen ses idam, hadım ve kısas sesleri yükseliyor. İnsanlar çocuklarını evlerinin önüne çıkaramaz oldular. Kimseye akrabaya komşuya güvenemez oldu. Yapılan bu cinayetler bir tarafa halkın girdiği bu travma hali başka bir problem oluşturmaya başladı. Tam bir güvensizlik ve ne yapacağını bilmemezlik halı yaşanıyor. Şahsen ben çocuklarımı sitenin oyun parkına gönderirken balkondan da onları gözleyecek bir nöbetçi bırakıyorum.
Vay ki vay halimize, bizi bu hale ne düşürdü? Kim düşürdü? Niye böyle olduk? Diye kara kara düşünmeye başladık. Biz ki koskoca İslam alemine öncülük etmiş ve iktidar da dindar nesil yetiştireceğiz diyen yöneticilere sahibiz sözde… Peki, biz bu halde isek dünya ne haldedir onu hesap etmek zor olsa gerek.
Bu işte toptan suçluyuz bence, neden derseniz? Önce siyasilerden başlamak isterim. Siyasetin bir kısmı din düşmanlığı ve Kur'an hükümlerinden nefret edip içimize bir buçuk asırdır Avrupa'nın kokuşmuş hükümlerini dayatıp adeta memleketi bir fuhuş yuvasına çekmek istemektedirler. Biliyorum kimleri kast ettiğimi iyi biliyorsunuz.
Bir kısım proje partileri LGBT vb sapık işlere bulaşmış ve sözde bu sapıklara özgürlük adı altında insanımızı bu gruplara özendirmek için büyük bir çaba içindedirler.
İktidar ve İslamcı diye tabir ettiğimiz kanat ise sözü ayrı fiili ayrı bir yapı içine girmiş durumdadır. Fuhuş mekanları her yerde açık ve faaliyet gösteriyorlar. İnternet üzerinde herkes veya bir çocuk pornografik bir siteye ulaşabiliyor ve bu siteleri oluşturanlarda bizlerden bu memlekette yaşayanlardır. Herhangi bir engelleme ve ceza müeyyidesi yoktur. Karma eğitim ve karma işler o kadar doğal ve özendirilmiş ki parti çalışmalarında gençler karma olarak evleri gezip güya İslami veya dindar bir nesil için çalışmalar yapıyorlar. Gel de ayıkla bu pirincin taşını.
Bu siyasilerin suçlarını bir makale değil bir kitap bile kurtarmaz.
Toplum olarak ta bizler de sorumluyuz. Neden derseniz 'halk nasılsa öyle yönetilir' meşhur söze dayanarak bizlerin kendimizi gözden geçirmemiz lazımdır. Biz çocuğumuzu okula gönderiyoruz, öğretmene güvenmiyoruz. Servisle gönderiyoruz, şoföre güvenmiyoruz. Komşuya, akrabaya neredeyse kendimize güvenemeyecek hale geldik. Yazık, kendimize acıyalım kendimizi değiştirme zamanı gelmedi mi?
Kendinize acıyın bu dünya sosyal bir cehenneme dönüşmüşken öte dünyada da cehennem bizi bekliyor. 'Ey iman edenler! Kendinizi ve ailelerinizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun.' (Tahrim-6) Kendimizi İlahi fermanların ve hükümlerinin kollarına atmalı kendimizi, ailemizi, toplumumuzu korumalıyız. Bir olay olduğunda hepimiz bir ağızdan kısasa kısas diye binlerce nara atıyoruz. Ama kısas hükmünün geçtiği Kur'an'nın hükümlerine karşı kör, sağır ve dilsiz kesiliyoruz. Ya bu Kur'an'a sarılacağız ya da bu hal ile yaşamaya devam edeceğiz. Başka bir çare yoktur.
Vesselam