Allah'ın adıyla

Aile içi programı olmalıdır

Müslüman, her zaman programlı olmalı ve programlı hareket etmelidir. Programsız hareket ettiğinde, zamanını iyi değerlendiremez, verimli kullanamaz ve gerektiği şekliyle istifade edemez. Bu, beraberinde düzensizliği ve dağınıklığı da getirir. Düzensizlik ve dağınıklık ise insanı başarısız kılar ve faydasız bir hale koyar.

Dolayısıyla Müslüman her zaman programlı olmalı, özellikle de aile içinde programsız kalmamalıdır. Günlük Kur'an okuma, İslami ilim ve kültür hususunda ihtiyacı olan konuları ve kitapları okuma, ailenin diğer bireyleriyle birlikte ilmi ve kültürel çalışmalarda bulunma, okul derslerine çalışma gibi aile ortamında yapacağı işleri programlamalı ve bu programa göre hareket etmelidir.

Aile bireylerine karşı gereken saygı ve sevgiyi göstermelidir

Aile bireylerinin, karşılıklı olarak birbirleri üzerinde hakları vardır. Anne–babanın çocukları üzerinde hakları olduğu gibi, çocukların da anne–babaları üzerinde hakları vardır. Aynı şekilde kardeşlerin de birbirleri üzerinde karşılıklı hakları bulunmaktadır. Müslüman, bu hakları elinden geldiğince gözetmeli ve üzerine düşeni yapmalıdır.

Müslüman, aile içinde hal ve hareketleriyle örnek olmalıdır. Anne–babasına ve ailenin diğer büyüklerine karşı saygılı ve itaatkar olmalıdır. Kendisine gayri İslami bir şey emredilmedikçe itaat etmelidir. Onun imanı bunu gerektirmektedir. Nitekim bir ayette şöyle buyurulmaktadır: 'Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana–babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine «of!» bile deme; onları azarlama; ikisine de güzel söz söyle. ' (İsra 23)

Ebu Hüreyre (ra) anlatıyor: Bir adam gelerek: 'Ey Allah'ın Rasulü iyi davranıp hoş sohbette bulunmama en çok kim hak sahibidir?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav): 'Annen!' diye cevap verdi.

Adam: 'Sonra kim?' dedi, Rasulullah (sav): 'Annen!' diye cevap verdi.

Adam tekrar: 'Sonra kim?' dedi Rasulullah (sav) yine: 'Annen!' diye cevap verdi.

Adam tekrar sordu: 'Sonra kim?' Rasulullah (sav) bu dördüncüyü: 'Baban!' diye cevapladı. '

Bir diğer rivayette Rasulullah şöyle cevap vermiştir: 'Annene, yine annene, sonra babana, daha sonra da bunları takip eden tedrici yakınlarına' (Buhari, Müslim)

Abdullah b. Amr b. As'tan nakledilen bir hadis şöyledir: 'Allah'ın rızası babanın rızasından geçer. Allah'ın memnuniyetsizliği de babanın memnuniyetsizliğinden geçer. ' (Tirmizi)

Müslüman, ailede kendisinden küçük bireylere de şefkat ve merhametle muamele etmeli, onlara karşı sevgide kusur etmemelidir. Onlarla oturup sohbet etmeli, sevinçlerine de üzüntülerine ortak olmalı, kendisine ihtiyaç duydukları hususlarda onlara yardım etmeli, İslami kardeşliğin yüklemiş olduğu sorumluluk duygusuyla hareket edip her konuda yanlarında olmalıdır.

Küleyb b. Menfa'a, ceddi bulunan Küleyb el–Hanefi (ra)'den anlattığına göre, kendisi Rasulullah (sav)'a gelerek sormuştur: 'Ey Allah'ın Resulü kime karşı iyilik yapayım?' Hz. Peygamber (sav) şu cevabı vermiştir: 'Annene, babana, kız kardeşine, erkek kardeşine, bunu takip eden azatlına. Bu iyiliği de, üzerine vacip olan bir hakkın ödenmesi, yani, sıla–ı rahmin yerine getirilmesi olarak yapacaksın. (Nafile veya tercihe dayalı bir amel olarak değil)' (Ebu Davud, Edep bölümü) Allah'a emanet olun.