BİSMİLLAH
Ne zaman ki, gömleğin arkadan yırtılmış olduğunu gördü, o zaman dedi ki: 'Bu iş, siz kadınların tuzağındandır. Gerçekten de sizin tuzağınız çok büyüktür'. (Yusuf/28)
Bu asrın şu diliminde Yusuf (a.s) olmak hayli zordur herhalde. Yusuf (a.s) bu gün gelip bu devrin Müslüman gençlerini görseydi oda hak verecekti sanırım.
Evet, hayasızlık başını almış yürüyor. Gençleri bırakın yaşlılar bile bu haya perdesi yırtılmış çağda kendini muhafaza etmekten zorlanıyor. Çıplaklık ve hayasızlık her yeri sarmış okul, çarşı, Pazar her yerde bunu görmek mümkün ve adeta tüm beldelerimizi hatta evlerimizi kuşatmış durumdadır.
Yusuf (a.s) kısasında vezirin karısı ve saray kadınlarının kendisine hayasız teklifleri karşısında Yusuf dedi ki: 'Ey Rabbim! Zindan bana, bunların beni davet ettikleri şeyden daha sevimlidir. Eğer sen, bu kadınların tuzaklarını benden uzak tutmazsan, ben onların tuzağına düşerim ve cahillik edenlerden olurum'. (Yusuf/33) Yusuf (a.s) zindanı bunların tekliflerine tercih etmiş ve bu konuda Rabbinden yardım istemiştir.
Gençleri bu konuda koruyacak iki şey var bunlar; iman ve Allah'a söz verip ona sığınmaktır. Bununla ilgili geçen günlerde bir gencin bana anlattığı başından geçen hikayeyi anlatmak istiyorum.
Yıllar önce bir iki seminerime katılan bir genç vardı. Bana başından geçenleri şu şekilde anlattı. 'Ben sizin sohbetinize gelmiş ve konu da Yusuf (a.s) kısası idi. Sohbet sonrası bizden söz vermemizi istediniz. 'Biz bundan sonra Yusuf gibi İffetli olup onun gibi iffetimizi koruyacağız' diye. Sohbettekiler hep bir ağızdan ve samimice söz verdik. Birkaç gün sonra pazardaki giyim tezgahıma, babasıyla birlikte bir kız gelip bana bazı hareketler yapıp telefonumu istedi. Bende telefon numaramı verdim. Birkaç gün sonra bu kızla buluştuk. Bana sakin bir yere gidelim dedi. Onu müsait olan bir akrabamın evine güttürdüm. Evden markette biraz çerez alayım diye çıktım ki, kapının önünde senin arabanın tekeli patlamış onun uğraşıyordun. Seninle selamlaşıp konuştuğum sırada kız kapıya çıkıp marketten bazı siparişleri almamı istedi. Sen bana 'bu eşin mi? veya bacı mı?' Diye sordun. Ben kız arkadaşımdır dedim. Bana 'daha geçen gün Yusuf olacağım diye söz vermedin mi? Bu ne halındır?' diye çıkıştın. Ben sanki başıma kaynar kazan dökülüp verdiğim söz aklıma geldi. Derhal eve girip kızı kovdum ve elhamdülillah şimdi evliyim ve şimdiye kadar hiçbir harama tevessül etmedim.'
İşte bu yaşanmış hikayeden de anlaşılacağı üzere gençlerimizi bekleyen en büyük tehlike hayasızlıktır. Bunun için Müslüman gençlerimizi ister kız, ister erkek olsun bu tehlikelerden korumak için iman dersleri ile yetiştirmek ve onlar için korunaklı ortamlar hazırlamak lazımdır.
Ey gençler iman korunağına sıkı sıkıya bağlanmalı ve kendinizi Yusuf'un (a.s) yerine koymalısınız. Sizi fuhşuyata çağıracak tüm etken ve kişilere karşı Rabbul Aleminne sığınıp yardım dilemeli ve bu tür tuzaklara karşı gömleklerimiz arkadan yırtılmalıdır.
Vesselam