BİSMİLLAH
Geçen hafta Akdeniz/Hatay'a bazı Müslümanların daveti üzere gittim. Orada bir dizi ziyaretlerimiz oldu. Bir iki seminer verdik. Gerçekten çok verimli ve çok sıcakkanlı Müslümanlarla birlikteliğimiz oldu. Akdeniz iklim olarak sıcak bir bölgemiz ve yazın insanlar tatil için oralara giderler. Yazın çok sıcak ve nemli olur. Deniz ve sahilleri dolup taşar, ama ben bu maksatla gitmedim ve denize girme vakti da değildi. Yazımın başında da belirttiğim gibi ben bazı dostları ziyaret ve seminerler için bir program çerçevesinde gittim. Aslında Akdeniz denilince sıcaklığından ve denizinden dolayı tatil akla gelir. Mütedeyyin ve İslami faaliyet yapan dernek ve vakıflardan pek bahsedilmez. Doğal olarak da insanların aklına gayri meşru, gayri İslami yaşantılar gelir. Ama gel gör ki oralarda ne yiğit Müslümanlar var ve ne ilginç hikayeleri vardır.
Ben bir hafta orada kaldım ve çok değişik insanlarla tanıştım. Çok ilginç hayat hikayeleri dinledim. Beni en çok etkileyen de ülkemizin tüm renklerini, yani ümmet anlayışına şahit oldum. Nusayri, Arap, Türk, Kürt ve Zaza bir arada ve birbirine kenetlenmiş şekilde İslami bir hayat yaşayıp bunun faaliyetlerini birlikte, beraber yürütüyorlar. Onların bu haline hayran olmamak elde değil.
Bu kardeşlerimin geneli orta sınıf vatandaşlardan oluşmaktadır. Kimisi pazarcı, kimisi eskici, kimisi sucu, kimisi tatlıcı, kimileri fabrika işçileri, kimi öğretmen veya memurlardan oluşuyor. Ama birliktelik ve ahenkleri dillere destan idi, ben şahsen etkilendim. Çok sıcakkanlı ve neşeliydiler, acaba bu durumları iklimlerinin sıcaklığı ve yemyeşil, rengarenk bağ/bahçelerinden mi kaynaklanıyordu? Bilemedim.
Ama İslam'a olan aşkları ve kardeşlik ilişkileri bambaşka idi. Beni gençlik yıllarıma doksanlı yıllarıma götürdü ve çok etkilendim. Ayrıca ensar olup içlerinde muhacirleri barındırmış ve şimdilerde de Suriyeli muhacirlere ev sahipliği yapıyorlar.
Bu gezimde Hatay ve ilçelerinden İskenderun, Kırıkhan, Payas ve Dörtyol'u gezdim daha önce tanıdığım kardeşler dışında yeni kardeşlerle de tanışıp görüştüm. İnsana ilham veriyorlardı ve sohbetler kendiliğinden oluşuyordu, kelimeler adeta akıp gidiyor ve onlarla oturmak insana çok tatlı geliyordu. Sohbet dinlerken adeta başlarının üzerinde kuş uçacakmış gibi pür dikkat dinliyorlardı. Hele hürmetleri, mihmandarlıkları, gözlerinin içine bakıp seni kendilerine cezp ediyorlardı. Bir öğretmen arkadaş vardı bana her baktığında benim dilimden kelimeler istem dışı çıkıyordu. Beni oraya yerleşmeye davet ettiler. Hatta dört kardeş ayrı ayrı bana evlerini vereceklerini, tapulayacaklarını söylediler.
Kendilerini şimdiden özledim, bir daha oralara gitmeyi bir programa bağlama kararını aldım. Tüm okurlarıma da oralara gidince oradaki Müslümanları görmeden gelmeyin diye tavsiye ediyorum. Akdeniz Müslümanlarının diğer coğrafyadaki kardeşlerine ihtiyaçları var ve Akdenizi sade bir tatil yeri olarak görmemenizi istiyorum. Hele Denizcilerde ki genç kardeşlerimin o tevazu ve samimi musafahaları beni çok duygulandırmıştır.
Allah sizi ve bizi dininde sabit kılsın ve bizi sizlerin hatırına versin.
Vesselam