Türkiye'de son yıllarda kitap ve yayın evlerinde çeşitlilik ve artış gözlenmektedir. Yayınlanan kitaplara ulaşmakta, geçmiş yıllara oranla daha kolaylaşmış. Ama maalesef bu olumlu ortam ve şartlara rağmen kitap okuma oranında önemli düşüşler yaşanmaktadır. Buna karşın ülke insanımızın genelinin günlük 6 saatlerini televizyon karşısında, 3 saatlerini de internet ortamında gezinerek geçirdikleri istatistiklere yansımaktadır. Aynı istatistikler ülke genelindeki kitap okuma oranını da yüzde 4.5 sevilerinde göstermektedir.
Halkının tamamına yakınının Müslüman olduğu bir ülkede kitap okuma oranının bu düzeyde az olması, televizyon ve internete ise bunca zaman ayrılması, gerçekten vahim bir durumdur.
Oysa yüce Rabbimiz ilk ayetinde bizlere Oku-mayı emretmişti. Peygamberimiz 'Beşikten mezara kadar ilim öğrenin' diye buyurmuş ve Bedir savaşındaki müşrik esirleri Müslümanlardan okur-yazar olmayanlara, okuma-yazma öğretmelerine karşılık, serbest bıraktırmıştı. Hakeza ilmin kapısı olan Hz. Ali de 'Bana bir harf öğretenin, kırk yıl kölesi olurum' diyerek, ilmin ve öğretenin önemini dile getirmişler.
Müslüman okumalı ve öncelikle oku-mayı ibadet bilinciyle bir ömür sürdürmesi gerekmektedir.
Müslüman, İnsanların kendisinden fayda gördükleri, toplum içerisinde en hayılı birey olmalıdır.
Müslüman, İnsanlara iyiyi ve kötüyü doğru bir şekilde tanıtıp, hakka davet eden olmalıdır.
Müslüman, mustazafların Rabbinin dilediği gibi güçlü olup, memleketi yönetmeye talip olmalıdır.
Zaten Rabbimiz K. Kerim'de inanan kullarına ayetleriyle bu bilinci vermekte, Hz. Resulullah'ta Müslümanlara hayat mücadelesiyle aynı bu bilinci vermiştir.
Nitekim Enfal 42. Ayette Allah azze ve celle 'Ölen bile bile ölsün. Yaşayan da bile bile yaşasın' buyurarak, Müslümandan biliç sahibi olmasını istemiştir.
Malum olduğu üzere biliç ve bilginin en kadim ve etkili yolu da okumaktan geçmektedir. Ama okuyucu, kişinin dünya ve ahiretine faydalı olanı okumalı. Malayani şeyleri konu alan kitaplarla zaman öldürmemelidir.
Unutulmamalı ki her kitap insanların faydasına yazılmamıştır. Şer güçlerin hesabına, Müslümanların arasındaki fitneleri körüklemek için yazılıp, piyasada bedava bile dağıtılan bir çok kitap vardır.
Bunun için özellikle gençlerin uzun zaman bir bilenden sorarak kitap okumaları, dünya ve ahiret selametleri için daha iyi olacaktır.
Müslüman okumaya özel zaman ayarlamalı. Bununla birlikte her bulduğu fırsatı okumak için değerlendirmeli. Çantasında taşıdığı kitabı, otobüste, minibüs, tramvay ve metro'da okuyacak. Böylelikle başka Müslümanlara kitap okuma hususunda örneklik teşkil ederken, İnancı ve savunduğu değerleri hususunda bilgi sahibi de olacaktır. Dünü ve bu gününü iyi bilen, yolunu kaybetmiş olanlar için hak yolunun mütevazi bir yol göstereni olacaktır.
Kendisini iyi yetiştirmiş Müslüman tek başına önemli işler başarması mümkün değildir. İyi yetişmiş bir çevreyle teşkilatlı olacak ki adil bir yönetimi tesis etmek için Müslümanlar yönetime gelebilsin.
Unutulmamalı ki topluma yön verenler, az sayıda iyi yetişmiş kendi aralarında teşkilatlanmış bireylerdir.