Camiler Müslümanlardan sadece bir ırkın geldiği mekanlar değil. Hele hele Dünyanın globalleştiği bir zamanda büyük şehirlerimizin camilerine, özellikle cuma namazlarında ümmetin hemen hemen her ırkından fertler biraraya toplanmaktadır. Camiler, Müslümanları birleştiren, kaynaştıran kutsal mekanlardır. Camileri inşa eden ehli iman da bu hayırlarını ümmetin her ferdinin istifadesine sunmuştur.
Dolayısıyla, camilerimizde kullanılacak dil, ümmetin tüm fertlerini kucaklayıp, kapsamalıdır. Birileri bilerek veya bilmeyerek, Müslümanları bir araya toplayan tek ve ortak mekan olan camilerimizin bu fonksiyonu ortadan kaldırırsa, ümmet olarak bir araya toplanmamız daha da zorlaşacaktır.
Herkesin yerden yere vurduğu ve vurmakta, eleştirmekte de haklı olduğu, Suud-i Arabistan Kraliyet rejimi bile Tüm camilerimizin merkezi olan Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi'de bu hassasiyeti gözetmektedir. Orada bile imamlar, Araplara ve Arapların ecdadına değil, tüm Müslümanlara ve Ümmete dua etmektedirler. Suud rejiminin meselelerini, Yemen'le olan savaşını, İran'la olan düşmanlığını gündeme getirmemektedirler. Hac'a ve Umre'ye giden Müslümanlar, bu iddamın şahitleridir.
Maalesef son dönemlerde Türkiye'de Hükümetin sadece bir ırkı yücelten milliyetci söylemleri, özellikle batı illerindeki camilerin minberlerine de yansımıştır. Bu durum ülkede azınlık olmayan. Bilakis, Türkler gibi memleketin asli unsuru olan Kürtler açısından, bazı olumsuzluklara neden olmuştur. Bazı imamların ulusa sesleniş tarzındaki hutbelerine dayanamayıp, camileri terkedenler bile oldu.
Bir kısım İmam'ın, hatibin Cuma hutbelerindeki ayrıştırıcı dilini yanlış bulduğum gibi camilerimizde söylenen ve işlenen yanlışlara tavır takınıp, camileri terkedenlerin, camilerden uzaklaşanların da tavrını doğru bulmamaktayım.
Hükümetten, Diyanetten etkilenip, yanlış yapan imamlar yüzünden, asla Allah'ın evlerinden küsülmez, uzak durulmaz. Camiler kimsenin babasının, ecdadının malı değildir. Camiler tüm ümmetin malıdır. Allah'ın evleridir. Oralara gelenler de Allah'ın misafirleridir, ehli imandır ve değerlidir.
Tüm Müslümanların kıblesi Kabe'de de cahiliye devrinde İslam'ın kabul etmediği birçok put vardı. Birçok çirkinlik işleniyordu. Allah Resulüne sözlü ve fiili hakaret ve saldırılar da yapılıyordu. Ama O, hiç bir zaman orada ibadet etmekten vazgeçmedi. Adeta Allah Resulü bu tavrıyla Ümmetine, camiler bizimdir, her şeye rağmen terketmeyin mesajını veriyordu. Evet, ey camilerimizde söylenen ve işlenen yanlışlardan dolayı, Allah'ın evlerinden uzaklaşan Müslüman, ne olur, sen yanlışlara ve o yanlışları yapanlara bakma. Hz. Peygamberin gibi camine gelmeye devam et.
Son olarak, başta Hükümet, Diyanet ve İmamlara, Türkiye'de özellikle Cuma namazlarını ifa etme maksadıyla Hüdapar, Saadet, Akp, Hdp, Mhp ve Chp'ye kadar, hemen hemen tüm siyasi parti sevenlerinin ve mensuplarının camilerde bulunduğu gerçeğini gözardı etmeyin. En azından, hepimizin beğenmediği Suud rejiminin yukarıda değindiğim, Mescitlerde gözettiği hassasiyeti, sizlerde camilerimizde gözetin, diyorum.