Hamd, alemlerin Rabbi, bizleri türlü türlü nimetlerle donatıp bu nimetleri kendisine yakınlaşma vesilesi kılan Allah'a, salat ve selam Allah'ın verdiği bu nimetleri en güzel bir şekilde kullanıp Allah'a en çok yaklaşan Hz. Muhammed(sav)'in, alinin, ashabının ve kıyamete kadar bu yolun takipçilerinin üzerine olsun.

Aziz okurlar, bu yıl memleketimizde ve dünyanın birçokyerinde kış mevsimi kurak geçiyor. Bu durum insanı etkilemesiyle beraber kışın kurak geçtiği yerde bulunan bütün mahlûkatı da etkiliyor. Ve inanın en çok etkilenenler kendine göre bir hesabın içine girmiş ve bu hesabın içine Allah'ın hesabını katmayan gafil Müslümanlardır. Gafil Müslüman, ne de olsa yağmur yağacak, ektiğimiz tohumlar yağan yağmurla çıkacak şu kadar miktarda ürün elde edeceğim, o ürünü satacağım, ürünün parasıyla arsa alacağım, arsada ev yapacağım, evi kiraya vereceğim benzeri hayaller kurarken bir şeyi ve o bir şeyle beraber aslında birçok şeyi unutmuştu; Allah, yağmuru yağdırırsa, tohumları çıkarırsa, istediğim miktarda ürünü verirse, ürünü sattırırsa… Vb.

Gafil Müslüman, hayalleri gerçekleşmeyince kendisine karşı gaflette olduğu ve izni olmadan bir yaprağın bile dalından düşmediği ALLAH aklına gelir ve hemen ardında pişmanlıklar ve ahlar başlar. Ve böylece Allah'ın sadece bir nimeti olan yağmurun kıymeti daha iyi anlaşılmış olur. Zaten bir şeyin kıymeti o varken anlaşılmıyor maalesef, kıymeti bilinmeyen şey ortadan kalkıp bir boşluk oluşunca haliyle kıymeti anlaşılıyor. Bunun gibi var olduğunda kıymeti bilinmeyip kaybolduğunda kıymeti bilinen çok nimet var. Dilerseniz o nimetlerden sadece iki tanesine değinelim;
Bunlardan birincisi, toplumun ıslah olması hususunda ciddi bir etkiye sahip olan ve kıymeti bilinmeyen Beytullah'ın şubeleri hükmünde olan camilerimizdir. Bu asrın Müslümanları olarak ne yazık ki camilerimize gereken değeri vermiyor ve gereken itinayı göstermiyoruz. Hala da kıymetleri anlaşılmış değildir. Halbuki İslam tarihine şöyle bir göz attığımızda caminin ne büyük bir değere sahip olduğunu görürüz. Hz. Ömer kendi halifeliği zamanında camilerin önüne kum dökermiş ki çocuklar caminin önünde oynasın, vakit geçirsin ve camiden uzak kalmasın. Günümüzde, imkanlar her yönü ile gelişmesine rağmen camilerin önüne çocukların vakit geçirebileceği alanlar daha yeni yeni yapılmaya başlanmış. Ve camilerin imarı maddi ve manevi olmak üzere iki yönlüdür. Manevi imar maddi imara göre daha önemlidir. Çünkü camiyi cami yapan yüklendiği misyondur.

İçinde idrak edilen ibadet Müslümanın sosyal hayatına her yönü ile etki ediyor. Maddi imar caminin şeklen yapılması, manevi imar ise caminin içinde beş vakit namazı cemaatle kılınması, Kur'an dersinin verilmesi, diğer İslami ilimlerin tahsil edilmesi, Müslümanların sorunlarını çözmek için orda toplanması gibi ibadetlerin yapılmasıdır. Ki, Peygamberimiz (sav) zamanında camii; elçilerin ağırlandığı, toplumsal sorunların çözüldüğü, savaştan gelen yaralıların tedavi edildiği ve aynı zamanda bir huzur ve sekinetmekanıydı. Ama dediğim gibi camiler şimdi böyle değil maalesef.

Müslümanlar kendi ararlındaki tefrikanın sebebini farklı ve alakası olmayan yerlerde arıyor. Halbuki her sokak başında imar edilen camilere önem vermeyişimiz, oraya gitmeyişimiz ve orayı sadece ibadet yeri olarak görmelerinden kaynaklanmaktadır. Acaba diyorum, Ümmeti bir raya getirecek bir konuma sahip olan camii şuurunun tekrar Müslümanlar arasında yer edinmesi için, çok ihtiyaç duyduğumuz yağmurun yağması için duaya çıkar gibi ve en az yağmur kadar ihtiyaç duyduğumuz cami şuurunun bir daha Ümmet içinde yer edinmesi için duaya mı çıksak?

İkincisi ise yağmurdan daha fazla ihtiyacımızın olduğu ve asırlardır hasretini çektiğimiz yeryüzündeki en büyük hayalimiz olan VAHDET nimetidir Aziz okurlar. Müslümanların hali hazırdaki bütün dertlerinin ilacı, zulüm ve esaret altında inim inim inleyen mustazafların en büyük arzusu şüphesiz Müslümanların vahdetidir. Acaba diyorum, bu kadar ihtiyacını hissettiğimiz VAHDET için de duaya mı çıksak? Dediğim gibi, bunlar duasına çıkıp Allah'tan isteyeceğimiz sadece iki nimet. Gerisini siz düşünün...
Allah'ın verdiği nimetleri layıkıyla değerlendirip mustazafların derdine derman olmaya çalışan müminlere selam olsun. Allah'a emanet olun.