Allah'ın adıyla
İnsanı en güzel surette yaratan ve ona akıl gibi büyük bir nimet veren Allah (cc), onun için en doğru istikameti de tayin etmiştir. Bu istikamet, Allah'ın insanlar için tayin ettiği İslam dinidir. Maide suresi 3. ayetinde bu husus şu şekilde beyan edilmiştir: 'Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinize olan nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam'ı seçtim...'
İslam dini ki; insanın ferdi, ailevi ve ictimai haya

tının tamamını kuşatan ve şekil veren hayat nizamıdır, insan için en güzel yaşam şeklidir. İnsanı en güzel surette yaratan Allah (cc), onun için tayin ettiği dini de en güzel şekilde yapmış ve ondan bu dini yaşamasını ve bu din üzere sebat etmesini istemiştir. Bunu, birçok ayette görmek mümkündür. Ancak Hud suresinde geçen; 'O halde, emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Beraberindeki tevbe edenler de öyle olsun. Aşırı gitmeyin. Muhakkak ki O, her ne yaparsanız hakkıyla görür.' (Hud 112) ayeti vardır ki Rasulullah (sav) bu ayeti kastederek; 'Hud suresi beni ihtiyarlattı' demiştir.

Bu ayet; Hz. Muhammed'e (sav) doğrudan hitap ederek, başta kendisi olmak üzere, onun şahsında bütün Mü'minlerin, Allah'ın (cc) kendilerine emrettiği gibi dosdoğru olmalarını emretmektedir.

Dosdoğru olmak; Allah'ın (cc) vahiyle bildirdiklerine hakkıyla inanmak ve bunları hayatın esası kabul etmektir.
Dosdoğru olmak; en ufak bir şüpheye mahal bırakmadan Allah'a hakkıyla iman etmek ve O'nu, bütün sıfatlarıyla bilip kabul etmektir.
Dosdoğru olmak; İslam'ın bir kısmına uyup diğer bir kısmını bırakmak, kolay olana yapışıp zor olanı terk etmek ve nefsin arzularına göre tercihte bulunmak değil, İslam'ı bir bütün olarak alıp hayatın tamamını ona göre şekillendirmektir.

Dosdoğru olmak; nefsin hoşuna gitmez ve kişinin aleyhinde olsa bile hakkı söylemek, hakka uymak ve haklıdan yana olmaktır.

Dosdoğru olmak; ağır gelse ve zor olsa bile daima doğrudan yana olmak ve doğrularla beraber olmaktır.

Dosdoğru olmak; her kese karşı ve her işte adaleti esas almak ve adaletle muamele etmektir.

Dosdoğru olmak; Allah'ın (cc) emirlerine karşı gelmekten ve günahagirmekten şiddetle kaçınmaktır.

Dosdoğru olmak; Allah (cc) ile irtibatı güçlü tutmak, ibadetleri hakkıyla yapmak ve takvaya sarılmaktır.

Dosdoğru olmak; İslam ahlakı, edebi ve terbiyesiyle kuşanmak ve insanlarla münasebetinde bunu esas almaktır.

Dosdoğru olmak; İslam'ı kendi davası, Müslümanları da kendi kardeşi bilip, kardeşleriyle birlikte İslam davasına sahip çıkmaktır.

Dosdoğru olmak; dünyadaki bütün Müslümanları 'İslam Ümmeti'nin birer ferdi görüp Ümmet'in birliğini esas alarak tavır takınmaktır.
Ve dosdoğru olmak; inanç bakımından, dünya görüşü ve bakış açısı bakımından, ahlak bakımından, ilim bakımından, amel bakımından, aile hayatı bakımından ve insanlarla olan her türlü münasebetler bakımından İslam'ı esas almaktır. İslam'ı öğrenmek ve hayatın tamamında yaşayarak ölünceye kadar bu hal üzere sebat etmektir.

Allah'a (cc) iman eden ve dosdoğru olanları Rabbimiz şöyle müjdelemiştir: 'Muhakkak ki; 'Rabbimiz Allah'tır' deyip sonra da istikamet üzere olanlara melekler inerler de: 'Korkmayın ve mahzun olmayın. Size vadedilen cennet ile sevinin' derler.' (Fussilet 30)
Rabbim bizi dosdoğru olanlardan ve dosdoğru hal üzere ruhunu teslim edenlerden eylesin.
Allah'a emanet olun.