M. Ali ORTAÇ
Emperyalistler yüz yılı aşkındır, işbirlikçi hain kuklalarıyla birlikte, Müslüman halklara yaşatmadıkları zulüm kalmadı. Adeta İslam'ı ve Müslümanı bitirmeye ant içmiş gibi, bizlere karşı her türlü kirli ve alçakça mücadeleyi vermekteler.
Müslümanlar olarak bizim de düşmanlara karşı direniş ve onların fitnelerine son vermek için tek umudumuz gençlerimizdir. Düşman da bunu farketmişcesine gençlerimizi hedefe koymuşlar. Özellikle gençlerimizi, akıllarını başlarından alıcı her türlü melanete bulaştırma çabasındadırlar. Maalesef ülkemizde sistemin ve zeminin gençliğin ifsadı için müsait oluşundan, şer güçler ve karanlık odaklar, ciddi bir mesafe de kat etmişler. Derin bir örgütlenmeyle yaptıkları çalışmalarıyla, umudumuz olan milyonlarca gencimiz İslami yaşamdan uzaklaşıp, aklı uyuşturan çeşit, çeşit maddelere kolayca alıştırılmış durumda.
Düşman şeytan gibi, bizi bilinçli vuruyor, gençlerimizin aklını başından alıyor. Onları, akletmeyecek-düşünemeyecek bir hale getiriyor. Öyle ya aklı uyuşmuş, sarhoş olmuş bir genç ne geçmişini, ne de geleceğini düşünür. Ne dostunu ne de düşmanını bir birinden ayırt eder. Bu durum biraz daha ilerleyince Rabbini, dinini de maalesef unutuverir.
Ne acıdır ki bugün bazı şehirlerimizde uyuşturucu ve alkole müptela olmuş gençlerimizin sayısı, o şehirlerdeki imam, polis ve askerlerin sayısından daha fazladır. Gençlerimizi uyuşturan ve her kötülüğün başı olan maddelere ulaşmak için açık olan mekanların sayısı da hem ibadet, hem de eğitim kurumlarından fazladır.
Dolayısıyla ilk iş, hükümet yetkililerinin tehlikenin farkında olarak, gelebilecek cılız tepkilere aldırmadan, bu gençlerimizin helakine sebep olan yerlerin kapılarını mühürlemesi gerekmektedir. Eğitim kurumlarının müfredatlarında bu hususun tahribatları üzerinde ciddiyetle durulmalıdır. Gençlerimizin manen ve bedenen ölümüne sebep olan şahıs ve özellikle organizasyonlara terör ve terörist muamelesi yapılmalıdır.
Bu alanla ilgili tedavi merkezlerinin ve uzmanlarının sayısının artırılması gerekmektedir.
Özellikle anne ve babalar, çocukları için tahripkar ve kahredici olan bu tehlikenin farkında olmalılar. Veliler şunu da kabul etmeliler ki bugünün şartlarında tek başlarına çocuklarını tam anlamıyla bahsettiğimiz tehlikelerden koruyamayacaklardırlar. Çocuklarına, özellikle de ergenlik döneminde yakın olmalılar. Bunun için çocuklarıyla birlikte vakit namazlarında camilere gitmeli, İslami cemaat ve derneklerin sohbet ve programlarına iştirak etmeliler. Zaman cemaat zamanıdır. Birlikte olma zamanıdır. Ancak öyle korunup, koruya biliriz. Çünkü karşıdan saldıranlar da tek başlarına değil, örgütlü saldırmaktalar.
Gençlerimizin korunması uyuşturucu ve alkole müptela olmuşların ıslah ile kurtarılması için en etkili çözüm ve çare İslami bilince sahip gençlerimizdir. Bu hususta dindar gençler sadece bazı şahsi ibadetler ve iyiliklerle yetinmemelidirler. Kendilerini zamanın illetlerine bulaşmış Müslüman çocuklarının ıslahından sorumlu hissetmeliler. Bu işi kendilerine dert edip, onlara yardıma muhtaç hastalar gözüyle bakmalıdır.
İnsan ibni zamandır. Zaman da sevgi ve şefkat ile ilgi gösterip, birçok şeye rağmen kucaklaşma zamanıdır. Dindar gençlerimiz biliyorlar ve bilmelidirler ki tek suçlu, tüm kötülüklerin kaynağı olan uyuşturucu ve alkol illetine bulaşmış gençler değildir. Bu nazarla kendilerine bakıp, onların hidayet ve ıslahı için fedakarca çalışmalıdırlar. Onlardan birinin ıslahına vesile olmak, yer ve gök arasındaki her şeyi elde etmekten daha hayırlıdır.
Bu ülkenin kötülük ve günah bataklığına saplanmış gençleri de Allah'ın rahmetinden umut kesmemeli. Kendilerine uzatılan yardım ellerini tutmalı. Rablerinin razı olacağı bir hayat için , Düşmanını, dostunu tanımak için, Müslümanlara kan kusturmuşlara tekrar hadlerini bildirmek için, Gerçek özgürlük ve huzur için Hayata hayat olan İslam'a sıkıca sarılmalıdırlar.