Allah'ın adıyla
Müslüman, Allah'a (cc) teslim olan kişi demektir. Bu teslimiyetinin gereği, Allah'ın (cc) gönderdiği İslam dinini yaşamaya çalışır. İslam; insanın ferdi, ailevi ve sosyal hayatını düzenleyen bir hayat nizamı olduğu için Müslüman, İslam'ı hem ferdi, hem ailevi ve hem de sosyal hayatında yaşamaya çalışır. Bu, aynı zamanda Müslümanın Allah'a (cc) karşı kulluk görevidir.

İslam'ın toplum hayatındaki tezahürü açısından Müslümanın sosyal hayatı önemlidir. Müslümanlar sosyal hayatlarında İslam'ı ne kadar tatbik ederlerse, yaşadıkları toplumda İslam da o denli hayat bulur ve toplum, İslam'ın güzelliklerinden nasiplenmiş olur.

Müslümanın sosyal yaşantısında ahlak çok önemlidir. Çünkü ahlak, İslam'da önemli bir yer tutar. Öyle ki ahlak ve imanı birbirinden ayırmak mümkün değildir. Nitekim ahlak, insanın doğuştan beraberinde getirdiği tabiatın; niyet, söz ve davranışlar şeklindeki tezahürüdür. İşte İslam, bunu iman üzerine bina eder ve şekillendirir ki; iman üzere şekillenen niyet, söz ve davranışlar insana güzel hasletler kazandırır. İslam ahlakı dediğimiz şey de budur zaten.

Rasullulah (sav) İslam ahlakıyla ilgili olarak bir hadislerinde şöyle buyurmuşlardır: 'Ben güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim' (İmam Malik, Muvatta)
Güzel ahlak, insanların birbirleriyle olan münasebetlerinde ortaya çıkan güzel hasletlerdir ki bu, hem niyet hem söz ve hem de davranışları kapsamaktadır. Bu güzel hasletler, İslam'ın sunduğu hasletlerdir. İslam; bu güzel hasletleri ortaya koymakla beraber, insanlara karşı bu güzel hasletlerle muamele etmeyi yani güzel ahlaklı olmayı emretmetke; hem niyet hem söz ve hem de davranışlarda insanlara karşı merhametli, mütevazi, dürüst ve adil olmayı istemektedir. Buna mukabil; kibirli olmayı, haksızlık etmeyi, aldatmayı, yalan söylemeyi ve gıybetini yapmayı yasaklamaktadır. İslam, bu şekilde Müslümanı güzel ahlakla donatmakta ve onu toplum içinde güvenilir bir hale getirmektedir.
Gerçekten de İslam'ı hayatında güzel bir şekilde tatbik eden ve İslam ahlakıyla donanan kişi, hem kendisine hem ailesine ve hem de topluma faydalı olur, elinden ve dilinden kimseye zararı dokunmaz, her yönüyle emin bir kişi olur. İşte bu, sözüyle ve özüyle Müslüman olan kişidir.

Konuyla ilgili bir hadiste Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: «Müslüman, diğer Müslümanların elinden ve dilinden zarar görmedikleri kimsedir.» (Buhari, Müslim)
Dolayısıyla Müslüman; imanının ve İslami kişiliğin bir gereği olarak insanlara karşı güzel ahlaklı olmalı, güzel ahlakı ile İslam'ın güzelliklerini ortaya koymalı ve toplumda hayat bulması için çaba sarf etmelidir.

Bu bakımdan Müslüman;
-Her şeyden önce iyi niyetli olmalı, her türlü kötü niyet ve su-i zandan kaçınmalıdır.
-Doğru sözlü olmalı; dilini yalan, gıybet, dedikodu, laf taşıyıcılığı ve alay etme gibi kaba ve çirkin sözlerden korumalıdır.
-İnsanlarla olan münasebetlerinde merhametli, mütevazi, dürüst ve adil olmalı; kibir, haksızlık, aldatma, yalan ve gıybet gibi kötü davranışlardan kaçınmalıdır. Aynı zamanda kaba ve sert olmamalı, gereksiz sürtüşmelere ve boş tartışmalara girmekten kaçınmalıdır.

Konuyla ilgili bir hadiste Rasulullah (sav) şöyle buyurmuşlardır: «Mü'minler arasında imanca en kamil olanı, ahlakça en güzel olanıdır...» (Tirmizi, Ebu Davut)
Allah'a emanet olun.