Van ilimizde halkın yararına yaptığı hayırlı faaliyetlerle adını duyuran Cami-Der'in yarım elma çocuk bahçesinin yıl sonu etkinliğine çocuklarımla birlikte iştirak ettim. Etkinlikte çocuk bahçesinde dönem boyunca eğitimlerini tamamlayan minik çocukların mesaj yüklü gösteri ve sunumları vardı. Minik yavruları ve hocalarını tebrik ediyorum.

Hiç şüphesiz çocuk eğitimi çok önemlidir ve üzerinde ehemmiyetle durulmalıdır. Veliler şunu unutmasınlar ki en önemli, etkili ve kalıcı çocuk eğitimi, anne babanın evde çoçuklarına vediği-vereceği eğitimdir.

Öncelikle Müslüman olmamız hasebiyle Rabbimizin bizlerin hidayeti için gönderdiği Kur-an'a göre, yani Allah'ın rızasına uygun bir hayat yaşama zorunluluğumuz vardır. Aslında zaten böylesi bir yaşam başka yerlerde arayıp da elde edemediğimiz dünya ve ahiret huzuruna bizleri kavuşturacaktır. Hem bugün insanlığın gönülleri ve yuvaları için huzurdan başka aradıkları birşey mi var?

Doğal olarak bir yaştan sonra, Müslümanın evlilik ve çocuk sahibi olmasıyla sorumluluğu, 'Kendinizi ve ehlinizi ateşten koruyun' ayetiyle; 'Hepiniz çobansınız ve hepiniz sahip olduklarınızdan mesulsünüz' hadisiyle ağırlaşmaktadır ve doğrusu Cennet ucuz da değildir.

Müslüman, 'Çocuğumdan, eşimden, ailemden bana ne?' diyemez. Kendisini nasıl çirkinliklerden uzak tutup, Allah'ın rızası için ibadetlere, güzel iyi işlere adamışsa aynı şekilde bu duygularını ve inancını başta aile fertlerine benimsetmenin uğraşı içerisinde olmalıdır. Aileye karşı iyi örnek olup onları etkilemenin yolu, en başta onların güven ve saygısını kazanmaya bağlıdır. Aile reisi kendi evinde ve işinde yaşadığı çevrede samimi bir şekilde inancının gereğini yerine getirmeli, bu hususta hassasiyet sahibi olmalıdır. Özellikle doğru sözlü ve haktan ve haklıdan yana bir tavır sergilemeli. İşte o zaman ailesinde sözü dinlenir, hatırı sayılır bir aile reisi olur.

Bir de aile reisi Allah resulünün tabiriyle çoban olmanın gereklerini yerine getirmelidir. Aile bireyleriyle karşıllıklı konuştukları, dertleştikleri birlikte geçirdikleri özel zamanları olmalıdır. Ahlak ve inançlarını olumsuz etkileyen etkenlere, arkadaş, izledikleri televizyon programları ve cep telefonlarıyla ne yaptıklarına dikkat etmeli. Durumlarını gözlemlemeli, değişiklikleri fark edip, ilgisiz kalmamalı. Her şeyden öte bir çoban olarak, sürüsü yani ailesinin Ahiret ve dünyaları için yaşadığının bilincinde olması lazım. Aile reisi, bahsettiğmiz kişiliği elde etmiş ise veya elde ederse, zaten bir güven sorunu kalmayacaktır.

Güven ve eminlik timsali Hz. Muhammed (sas) İslam' ı tebliğ etmekle görevlendirildiğini ailesine söylemesi, onların ona inanması için yeterli olmuştur. Bu çok önemli ve üzerinde iyice düşünülmesi gerekli bir konudur.

Eğer Müslüman bir aile reisi sürekli telefonundaki mesajları siliyorsa, telefonunun şifresini eşinden esirgiyorsa, evdeki çocuğuna, sana şunu alacam dediğinde, çocuk kendisine güvenmiyorsa, aile fertlerinin yanında inancına ters düşen söz ve davranışlar sergiliyorsa, bu Müslümanın ailesinden şikayet etme hakkı yoktur.

Çünkü sorunun kaynağı kendisidir. O düzelirse bilsin ki ailesinde de çok şey düzelecektir. Üzülerek belirtelim ki toplumumuzda bu olumsuz tavırlar içerisinde olan nice aile reisleri mevcuttur.

Bu anlattıklarımız genel kaidelerdir. İstisnalar kaideyi bozmaz. Bilinmelidir ki aile toplumun çekirdeğini, özünü oluşturur. Aile sağlamsa, toplum sağlam olur. Aile kurumu bozulursa, toplum bozulur.

İslam peygamberi 'Sizden bir kötülük gören, onu eli-dili ile düzeltsin.' diye buyurmuşlardır. Dolayısıyla her Müslüman sosyal sorumluluk sahibi olmalıdır.
Hususiyetle, İslami bir bilince sahip bireyler toplumun bozulmaması için toplum içerisinde tuz mesabesindedirler. Eğer onlar bozulursa toplum nasıl temiz ve sağlam kalsın? Dolayısıyla İslami bilince sahip her birey, kendi şahsiyeti ve ailesine karşı sorumluluğunu yerine getirmelidir. Hem şahsiyeti hem de aile yaşantısıyla içerisinde yaşadığı topluma örnek olmadır.