Allah'ın adıyla
Allah (cc), bu dünyada imtihan etmek üzere yarattığı insanı, kendisine ibadet etmekle mükellef tutmuş ve ona ibadet yol ve şekillerini göstermiştir. Bu ibadetlerden biri Ramazan ayında tutulan oruçtur. İbadetlerin hepsinde olduğu gibi oruçta da pekçok hikmet vardır. Bu hikmetlerden 10 tanesine işaret edeceğiz.

1- Allah'a ibadet:

İnsanın varlık sebebi, Allah'a (cc) ibadet etmektir. Bir ayette bu husus şöyle ifade edilmiştir: «Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım» (Zariyat 56) Oruç tutan Müslüman, her şeyden önce Allah (cc) emrettiği için tutar. Allah'ın (cc) emrine itaat eder ve O'na olan kulluğunu izhar eder. Başka sebep ve hikmet aramaz. Bütün ibadetlerde olduğu gibi oruçta da en önemli husus budur.

2- Nefis terbiyesi:

Oruç öyle bir ibadettir ki; sırf Allah (cc) rızası için tutan kişiye maddi-manevi birçok yönden fayda verir ve iyi bir kul olmasını sağlayacak özellikler kazandırır. Bunlardan biri, nefis terbiyesidir. Oruç tutan Müslüman, nefsini kontrol altına alır, onun süfli isteklerine boyun eğmez, aksine ona boyun eğdirir. Böylece nefsini terbiye eder. Bu ise manen yücelmek demektir. Bir ayette Rabbimiz şöyle buyurmuştur: «Kim nefsini tezkiye etmişse (arındırmışsa) kurtuluşa ermiştir» (Şems 9)

3- İradenin güçlenmesi:

İnsan, yeme, içme ve şehevi arzulara mahkumdur. Onun için insan nefsi bunları sürekli arzular. Ancak oruç tutan kişi, gün boyu yemekten, içmekten ve şehevi arzulardan uzak durmakla nefsin isteklerine set çekmektedir. Bedeni aç ve susus kaldığı halde nefsinin bütün arzularına karşı durması, onun iradesini güçlendirir.

4- Allah'a olan iman ve ihlasın kalpte iyice yer etmesi:
Oruç tutan Müslüman; insanların bulunmadığı ortamda da yemekten, içmekten ve şehevi arzulardan uzak durur. Bu; Allah'ın (cc) her yerde kendisini gördüğü ve yaptıklarını bildiği konusundaki iman ve ihlasını pekiştirir ve kalbine iyice yerleştirir. İman ve ihlas bir kişinin kalbine tam yerleşti mi, artık o şeytanların şerrinden uzak olur ve emin adımlarla kurtuluş yolunda ilerler. Konuyla ilgili bir ayette şöyle buyuruluştur: «İblis; ‹Senin kudretine andolsun ki, (kullarının) hepsini azdıracağım. Ancak onlardan ihlaslı olanlar müstesna» (Sad 82-83)

5- Mülkün Allah'a ait olduğu bilincinin kalpte iyice yer etmesi:

Oruç tutan Müslüman; canı istediği halde gün boyu yemekten ve içmekten uzak duruyor. Allah'ın (cc) emrettiği vakitte bırakıyor, yine emrettiği saatte başlıyor. Bu şekilde, mülkün asıl ve mutlak sahibinin Allah (cc) olduğu, ancak O'nun izniyle bu mülkten istifade edilebileceği bilinci kalbe iyice yerleşir ve pratik hayatta tezahür eder. Bir ayette bu husus şu şekilde ifade edilmiştir: «Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. Allah her şeye güç yetirendir.» (Al-i İmran 189)

6- Tok olanın, aç olanın halinden anlaması:

İnsanların bir kısmı zengindir, istediği şeyi alabilmektedir. Ancak bazı insanlar fakirdir ve arzu ettiği birçok yiyeceği alamamaktadır. Allah (cc), fakirlerin gözetilmesini ve imkanlar dahilinde yeme-içme gibi ihtiyaçlarının giderilmesini mal sahibi zenginlere emretmiştir. İşte oruç; mal sahibi zenginin, hem fakirin halini bizzat yaşayarak hissetmesi ve hem de Allah'ın bu emrini hakkıyla yerine getirmesi için çok iyi bir tatbikattır.

7- Sabır:

Sabır, Müslüman kişiyi Allah'ın rızasına ulaştıran ve kurtuluşa erdiren dört önemli husustan biridir. Asr suresinde şöyle buyurulmuştur: «Asra andolsun ki insan hüsrandadır. Ancak iman eden, salih amel işleyen, hakkı tavsiye eden ve (sabreden ve) sabrı tavsiye eden müstesnadır» Oruç, kişiye bu sabrı öğretir ve kazandırır. Bu sabır sayesinde Müslüman, Allah (cc) yolunda başa gelen her türlü bela ve musibetlere katlanabilir. Bir hadiste Peygamber efendimiz şöyle buyurmuşlardır: «Oruç sabrın yarısıdır» (İbni Mace)

8- Sıhhat:

İnsan bedeni yıl boyu yeme ve içmeyle meşgul olur. Ama dinlenmeye ve kendini yenilemeye de ihtiyacı vardır. Oruç, bu anlamda bedenin dinlenmesini, yenilenmesini ve güçlenmesini sağlar. Onun için oruç, maddi yönüyle de bedene sıhhat verir. Bir hadiste Peygamber efendimiz şöyle buyurmuşlardır: «Oruç tutunuz, sıhhat bulunuz» (Taberani)

9- Kötülüklere karşı kalkan:

Oruç, nefsin her türlü süfli arzularına ve kötülüklere karşı kalkan görevini görmektedir. Bir hadiste Peygamber efendimiz bu konuyu şu şekilde ifade etmiştir: «Ey gençler topluluğu! Sizden evlenmeye gücü yeten evlensin. Çünkü bu, gözü haramdan, ferci günahlara karşı koruyandır. Kim de evlenmeye güç yetiremiyorsa oruç tutsun. Çünkü oruç, onun için günahlara karşı bir kalkandır» (Buhari) başka bir hadiste ise şöyle buyurmuştur: «Oruç tutun. Şüphesiz oruç cehennem ateşine ve dünyanın kötülük ve musibetlerine karşı kalkandır» (Cami'us Sağir)

10- Arınma (Günahlardan kurtuluş):

Ramazan ayı, baştan başa günahlardan temizlenme ayıdır. Çünkü Ramazan ayı hayır ve bereket ayıdır. Allah'ın, kullarına büyük bir ihsanıdır. Bu ayda yapılan ibadetlerin sevabı, diğer aylarda yapılan ibadetlerin sevabından çok fazladır. Bu ayda kadir gecesi vardır ki bin aydan daha hayırlıdır. Kur'an bu ayda nazil olmuştur. Sahip olduğu özellikleri ile bu ay, adeta insanların kurtuluşu için özel olarak hazırlanıp donatılan bir fırsat ayıdır. Onun için Ramazan ayında Allah için oruç tutmak ve nafilelerle de bu aydan hakkıyla istifa etmeye çalışmak, kişiyi günahlardan temizler.

Bir ayette şöyle buyurulmuştur: «Ey iman edenler! Sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de oruç farz kılındı. Umulur ki takvaya ulaşırsınız (bütün günahlardan arınırsınız)» (Bakara 183) Bir hadiste de şöyle buyurulmuştur: «Kim faziletine inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları affedilir» (Buhari) Başka bir hadiste de şöyle buyurulmuştur: «Kadir gecesini; kim sevabına inanarak onu kazanmak ümidiyle ihya ederse geçmiş günahları affedilir» (Müslim)

Allah, orucun hikmetlerini idrak eden ve Ramazan ayından hakkıyla istifade etmeye çalışan muhlis kullarından eylesin.
Allah'a emanet olun.