Fe eyne tezhebûn! Gibi...
Yazıma sorunlu aile yani sorunlu anne ve babalardan başlayacağım. Neden sorunlu aile, sorunlu olmalarının sebebi nedir? Sorun, geçim sıkıntısı veya yoksulluk değil. Nitekim en büyük yoksulluk sevgisizlik değil mi? En büyük yoksulluk, bir bir solup giden hayatlar, geriye kalan sorumsuzluk ve gözyaşları değil mi? Evet, sorun bunlar değil. Sorun, İslam'dan uzak büyüttükleri aile fertleri, çocuklar, kız olsun erkek olsun, İslam'dan uzak, şevkatten uzak büyütülen genç fidanlardır. Öyle ya ağaç yaşken eğilir.

Henüz yeni yeni bir fidanken, erkek çocuğu babaya, kız çucuğu anneye bakarak filizlenir büyür olgunlaşır ve gördüğü yapı ile ayaklanır. İşte sorunlu aile, İslam'dan uzak büyüttüğü için gencecik fidanları, olgunluk çağı dediğimiz zamanda huzurdan sevgiden uzak kalan gençler, gün geçtikçe madde bağımlısı, alkol bağımlısı olarak yoluna devam eder. Şeytani ameller ile hüküm sürer ve İslam'dan, dinden, kitaptan uzak büyüyen bu gençlik, aldığı o madde etkisiyle ya intihar teşebbüsünden ya da aşırı aldığı doz ile hayata veda eder. Yaşları 15,16, 20... Gencecik fidanlar, sorunlu olan aileleri tarafından gün geçtikçe bu tür şeytani yollara itilmektedir.

Yapılan islamî çalışmaları çocuğuna tehlike gören aile, huzuru çocukların başıboş bırakılmasında buluyor. Bu da onlar için tam bir tehlikeye yol açıyor. Kız çocuklarını medreselerden uzak, kuran kurslarından uzak büyüten aile o da yetmez gibi dar ve kısa elbiseler giydirerek yozlaşmaya, ahlaksızlaşmaya sebebiyet veriyor ve 9 yaşındaki kız çocuğun bir erkek arkadaşı olmasını normal görüyor. Böylece, gelecekte nasıl bir toplumun meydana geleceğini varın siz düşünün!

Müslüman bir toplumda yaşıyoruz ama çocukları korumakta zorlanıyor ve onları kaybediyoruz! Bilinçsiz çocuk eğitimi ile İslam dışı yaklaşım ile yozlaşmaya yüz tutan gençlik ve yine bilinçsiz kullanılan sosyal medya araçları, facebook, instegram, twitter gibi sosyal medya hesapları üzerinden bilinçsiz kullanım ile yoldan çıkmış bir gençlik ve ahlaksız Tv kanalları, sadece gençlik dizilerine bakmanız bu gerçeği görmeniz için yeterlidir.

Neredeyse bütün televizyonlarda gençlik dizileri var ve bu dizilerin hepsi de aynı tema etrafında dönüp duruyor. Kız peşinde koşturan erkekler, erkek peşinde koşturan kızlar! Öyle ki dizilerde bu yaş sınırı 8 ve 9 yaşlarına kadar düşmekte. Bu tehlike apacık belli. En tehlikeli durum ise dizilerde çocuklara aşılanan bu ahlaki dengeyi alt üst eden kritik durumlardır. Eğitim kurumları yani okullar, ilkokul, orta, lise ve üniversite gibi ortamlarda daha çok yaygınlaşması, okusun diye gönderilen çoğu çocuk İslami yapıdan uzak zillet içinde bir hayat sürmektedir. Bu kaybı önlemek için nasıl bir gençlik yetiştirmeli, nasıl yöneltmeli? Öncelikle aile kurucuları olan anne ve babalar her yanlışa karşı şevkatle yaklaşarak, kırmadan dökmeden, incitmeden çocuğunu girdiği dipsiz kuyudan çıkarması gerekir.

Şiddet, bir çözüm aracı olarak kullanılmamalıdır. Eğitim kurumları tarafından İslama yöneltilmelidir. Laiklik vurgusu ile İslam'dan ve tehvid anlayışından uzaklaştırılmamalıdır ki, ülkemiz laiklik değil İslam hamuru ile yoğrulmuş ve nice molla, şeyh, gazi vermiş bir ülkedir. Ev ve diğer ortamlarda uygunsuz Tv kanallarının izletilmemelidir. Ahlaki değerleri alt üst eden ve saygı sevgi bilincini yıpratan Tv kanalları refaha değil felaha odaklanacak, insanlığa sulh ve salahı vermeli.

Geçici, ayartıcı, kalbi ve ruhu körleştirici, maddenin esiri kılıcı refahın değil, insanı maddeden özgürleştirecek, insanı ötelerin ötesine taşıyacak felahın hediye edeceği bilinci ile nefes alıp verecek bir gençlik, varoluş alanını bu daracık dünyayla sınırlamayacak, kalbinde bütün insanlığa yer açacak, kucak açacak, ötelerin ötesine taşıyacak bir gençlik... Bu dünyaya var olmaya değil, hak ateşinde yanmaya, kor olmaya geldiğinin bilinci ile nefes alıp veren bir gençlik. RABBİM kalplere İslam bilinci versin ki arkanızdan hayırlı bir gençlik yetişsin. Vesselam.