Allah'ın adıyla

16 Nisan 2017 Pazar günü, 18 maddelik anayasa değişikliği ile ilgili halkoylaması yapıldı ve % 51,4'lük evet oyu ile kabul edildi.

Bu 18 maddelik değişiklik birkaç açıdan önemliydi. Askeri darbenin ürünü olan anayasanın kısmen de olsa değişikliğe uğratılması, vesayet rejiminin geriletilmesi, askeri mahkemelerin kaldırılması, yargının yapısının değiştirilmesi ve sivilleştirilmesi, sistemin değiştirilmesi ve en önemlisi insanlarımıza dayatılan askeri darbe anayasasının tümden değiştirilmesi için önemli bir zemin hazırlayacak olması gibi hususlar bu değişikliği önemli kılıyordu.

Bununla birlikte bu halkoylaması, Türkiye tarihi açısından çok önemli bir dönüm noktası oluşturuyordu. Çünkü Türkiye içindeki neredeyse bütün siyasi partiler bu değişikliğe «Hayır» diyeceklerini ilan ederken, Türkiye dışındaki ülkeler ve özellikle AB ülkeleri de aleni bir şekilde «Hayır» lehine tavır almışlardı. Dolayısıyla bu referandum; hem Türkiye içinde hem de Türkiye dışında, mevcut anayasa ile yola devam edilmesi ve vesayetlerin sürmesinden yana olanlar ile bunlara karşı olanlar arasındaki siyasi mücadeleye dönüştü.

HÜDA PAR bu mücadelede tavrını değişimden yana koydu ve halka da bu yönde çağrıda bulundu. Refedandum sonucuna baktığımızda, bu çağrının önemli oranda karşılık bulduğunu görüyoruz. Nitekim tabanının yoğun olduğu Kürdistan bölgesinde önemli oranda «Evet» oyları çıktı.

Bölgedeki 21 il üzerinden 16 Nisan referandumunu önceki seçimlerle mukayese edecek olursak, aynı istikamette; 2014 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimine göre % 5,2 oranında, 2015 yılındaki genel seçime göre ise % 9,2 oranında artış olduğunu görürüz.

Batı'daki 60 il üzerinden 16 Nisan referandumunu önceki seçimlerle mukayese edecek olursak, aynı istikamette; 2014 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimine göre % 0,8 oranında azalma, 2015 yılındaki genel seçime göre ise % 1,4 oranında artış olduğunu görürüz.

Bu oy oranlarını göz önünde bulundurduğumuzda, bölgedeki «Evet» oylarının 16 Nisan referandumunun belirleyicisi olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu oyların da HÜDA PAR'ın çağrı ve çabalarıyla olduğu açıktır. Eğer bunu sadece; «Evet» oyu kullanan Ak Parti, MHP veya BBP'ye bağlamak söz konusu olsaydı, Ak Parti'nin Batı illerinde referandumda aldığı «Evet» oylarının geçen seçimlerde aldığı oylara göre önemli oranda artması gerekirdi. Çünkü geçen seçimlerde Ak Parti diğer partilerden destek almadan yukarıda belirtilen oy oranlarını almışken, 2017 referandumunda sadece kendisi «Evet» demediği halde Batı illerindeki oylarda çok az artış olmuştur. Ancak Kürdistan bölgesinde önemli oranda artış olmuştur. Halbuki Kürdistan bölgesinde MHP ve BBP'nin oy potansiyeli yoktur. Ve eğer Kürdistan bölgesindeki oylar Ak Parti'ye verilmiş oylar olsaydı, Batı illerinde de benzer durumun hatta daha fazlasının yaşanması gerekirdi.

HÜDA PAR, başta Kürdistan bölgesi olmak üzere etkin ve dengeleri değiştiren bir aktör olduğunu göstermiş ve tescil etmiştir. Kimden gelirse gelsin doğruya doğru deyip doğrunun yanında yer alan, yine kimden gelirse gelsin yanlışa yanlış deyip yanlışın karşısında duran, kendi aleyhinde bile olsa halkın faydasını ve toplumun maslahatını önceleyen bir strateji ile hareket ettiği için halkımız da HÜDA PAR'ı takdir etmektedir. Bu da HÜDA PAR'ı umut haline getirmektedir.

Bu referandum sonucu gösterdi ki halkımız değişim istiyor. Özellikle Kürdistan halkı değişim istediğini oylarıyla ortaya koydu. HÜDA PAR'ın da bu konuda aktif rol almasını, hatta sahiplik yapmasını istiyor.

Allah'a emanet olun.