Yazıma her hayrın başı olan, Bismillah ile başlayayım, nefesin, düşüşün, kalkışın, her adımın başı olan bismillah ile, madem her hayrın başı bismillah ise neden hiç bir işimize bir etkisi olmuyor ki? Ya da bir çoğumuz anlamını bile biliyor ve bir çoğumuz görevini yerine getirip, Allah'a olan borcunu yerine getire biliyormu?

Kısa bir kelime ve maneviyatı yüksek, kimine göre bir kurtuluş vesilesi; peki, kurtuluş bu kadar yakınken neden insan şeytani vesveselere kulak verir? Neden dünya telaşı sarmış yüreğini, nedir gençlik yıllarında Rabbinle arana kara kilit vuran? Aslında bahane hep aynı değil mi? İşsizlik, borç, ailevi sorunlar, huzursuzluk, yoksulluk...

Rabbinden uzaklaştıran aslında neydi? İmtihan mı, şeytani vesvese mi? Bu bahaneleri birakıp, yol gösterici olan ve seni alıp verdiğin nefesine kadar anlatan Kuran-ı kerim kitabını bir aralasan sana inen kitapta neler yazıyor diye merak edip bir aralasan ne dert kalır ne kede. Derken bir ayet ile karşılaşıyoruz hani her dert keder ve üzüntüde Rabbinizden uzaklaşıyordunuz ya teselli olacak bir ALLAH'ın kelamı var, 'la tehzen inalahe meassabirin' (üzülme ALLAH sabredenlerle beraberdir) Sıkıntı ve şeytani vesveseler seni sabrınla mı sınıyor, ( la tahzen ) üzülme , çünkü (innalahe meassabirin ) ALLAH sabır edenlerle beraberdir, Rabbin seninle beraber iken, neden uzalaşmaya sebep arıyorsun, neden şeytani vesveselere ve nefsani oyunlara kanıyorsun ki?

Ey topraktan gelme insan, neden alemlerin yaratıcısı varken, seni kan pıhtısı ve çamurdan en güzel şekilde yaratan RABBİN varken, yine yaratılan şeytana kanıyorsun? Ki iblis de yaratmadı, o da senin gibi yaratıldı. Biriniz çamurdan biriniz ateşten. Toprağın yanında ateşin ne hükmü olabilir? Genç müslümanın ayak tozu, ateşi söndürmeye yeter ama gençlerimiz ateşi tozla söndürmek yerine onun için sürekli hazır olan köz olmayı tercih ediyor. Bu da bizim yönümüzü şaşırmamızdan, cennet ve cehennemi, hak ve batılı ayırt edemediğimizden rotamızı şaşırır olduk.

Bir yönümüz ebedi saadete bakıyor, gelip geçici bir imtihan dünyası ya, sıkıntılı, hüzün ve kederli, yoksul ve imanlı bir hayat karşılığıı ebedi saadet, diğer bir yanımız ise cehenneme yöneliyor şeytana, nefsine yöneliyor o da güllük gülistanlık; dert yok, sıkıntı keder yok, kısaca ye, iç ,yat işte islam düşmanlarının müslüman genç kardeşlerimize dayattığı üç madde yetiyor islamdan alı koymaya. Geriye kalan ahiret inancından vazgeçmiş günahkar bir gençlik ile karşı karşıya kalıyoruz.

Bu da toplum için büyük bir tehdid oluyor. Hırsızlık, içki, yalan v.s gibi çok kötü alışkanlıklar ile hayata devam ediliyor. Oysa ki ALLAH c.c demişti ki 'Ey kulum ben seninleyim ya da ( inna lillah ve inna ileyhi raciun) 'ALLAH'tan geldik ve dönüşümüz onadır.' Bizi yoktan var eden ve yine yok edecek olan hepimizi asıl mekana toplayacak olan ALLAH c.c geri döneceğiz.

Bizim asıl rotamıza dönmemiz gerek. Asıl yönümüze ve yönümüzü nereye ve nasıl çevireceğiz diye düşünmemiz gerekirse, inşirah suresi, 8.ayeti kerime, 'Yalnız Rabbine yönel' yüce kitabımız nereye yönelmemiz gerektiğini apaçık şekilde belli ediyor.

Bu güzel bir kolaylık değil de nedir?
Kaldırımda yürürken omuz omuza geldiğiniz birinden tebessüm ile özür diliyorsunuz veya hayatımızın bir parçası olan telefonlarımız, yanlış birini aradığınız zaman binlerce defa özür dileyerek, saygı içinde kapatıyoruz.

Peki Allah'ın size imtihan diye sunduğu bazı olumsuzluklar için sabretmek, şükretmek, ALLAH'a teşekkürlerini sunmak bu kadar zor mu ki namazını bıraktırıyor, güzel amellerin yerini şeytani ve nefsani emeller ile değiştiriyor? Oysa Rabbi ne demişti kuluna, 'Ey kulum, yalnız bana yönel ve sabret, sabret ki bir sınavdır, bir imtihan'dir. Sabret ve rabbine yönel ki dünyevi notların değil, ahiret notların yükselsin. BİSMİLLAH de ki kalp kirin temizlensin. Bismillah de ki yarınlar senin olsun. Rabbim biz aciz kullarını rahmetinden mahrum etmesin, hiçbir işimizde bismillah kelamını dilimizden düşürmesin, bizlere isyancı bir gençlik yerine sabırlı ve Rabbine yönelen bir gençlik nasib etsin.
Üç aylarımız mübarek olup dünya mustazaf'larına, açlık çeken, zülum gören işkencelere tabii tutulan ve yurtlarından edilen kardeşlerimize bir kurtuluş vesilesi ve biz Müslümanlara vahdet ve kardeşliği sevdirsin. Şüphe yok ki kardeşiğin ve vahdetin olmadığı İslam beldelerinde, dökülen her kan bir vebaldir. Kardeş olalım, çünkü müminler yalnız kardeştir .Vesselam