BİSMİLLAH
Sana sabret diyemiyorum, çünkü sen sabırkeşlerin şahısın.
Sana dua etmekten haya ediyorum, çünkü sen duası makbul olansın.
Senin için ağlayamıyorum, çünkü sen ağlanılacak değil gıpta edilensin.

Ben gözü yaşlı Yakup veya Bünyamin olmaya çalışıyorum. Ama sen güzel yüzlü iffetli Yusuf'sun bunu çok iyi biliyorum.

Zindanda yusufiler var! İmdat mı? Hewar mı? Ne diyeyim bilmiyorum. Hem de ne yusufiler... Ey Yusuf (as)! acaba bu çağın zindan ehillerini görseydin ne derdin? Onları alınlarından mı öperdin yoksa kendi yerine onları mı sultan yapardın? Merak ediyorum. Çünkü ancak bu kadar sana benzerler olur, ancak bu kadar senin gibi sabırlı olunur.

Zindanda yusufiler var! Zindana Kur'an dersi verdikleri için girdiklerinde daha çocuk yaşta denilecek kadar delikanlı iken zindanda bir ömür bekleyipte sessizce sabredenler var.
Zindanda Yusufiler var! Anne, baba, yar demeyip her şeyden geçen, yeter ki Kur'an susmasın diyen ve dediğini ispat eden yusufiler var.

Zindanda Yusufiler var! Annesi, babası, dedesi, eşi, çocuğu ölmüş. Ama isyan etmemiş, dört duvar arasında duvarların şahitliğinde Rabbine tek intizarını sunmuş, seccadelerini ıslatmış ama yalnızlığını kimseye duyurmamış yiğitler var.

Ey Yusuf'um! Sen ne suç işledin ki sana bu zulüm reva görülüyor, söyler misin? Tüm ipsiz sapsızlar dışarıya salınırken seni içerde tutmaları nedendir? Niye seni görmezden geliyorlar, senin adını bile hiç anmıyorlar? Acaba nedendir söyler misin?

Ey Yusuf'um! Şairin dediği gibi 'Beni Allah tutmuş kim eder azat.' diyerek herkesi bémınnet ediyorsun biliyorum. Ama biz Bünyaminlere bu ağır geliyor ve feryat ediyoruz. ' Ey adaletten bahseden hükümdarlar, adaletiniz nerede? Biz sizden af istemiyoruz.

Yusuf (as) dediği gibi elini kesen kadınların durumunu soruyoruz. Sen araştır ve tekrar yargıla, eğer suçluysak suçumuza razıyız' diyoruz. Ama biz kime diyoruz, sağır sultan kesilmiş bu ahali.
Zindanda Yusufiler var! Yusuf'u kadınlar şehvetleri için zindana attılar. Sen ise Yusuf'u okuttuğun için zindana atıldın.

Ey Yusuf'um! Biliyorum senin varlığın kimilerini korkutuyor. Tahtları sallanacak korkusuyla senden söz etmiyorlar. Ama biliyorum cılız ineklerin semiz inekleri yiyeceği günler gelecek. O gün geldiğinde sen sultan olacaksın. Biz Yakupların aşkından kör olmuş gözlerine gömleğini süreceksin. Ve Zuleyha'yı da parmağını kesen kadınları da seni kuyuya atanları da affedeceksin bunu biliyorum.
Ey Yusuf'um! Biliyorum o günler yakındır. Ama bunu yüreğime söyletemiyorum.

Ve isyan ediyorum adalet diye nara atanların adaletsiz tutumlarına, hak deyip haksızlık yapanlara, tarafgirlik yapıp seni bir taraf görenlere dayanamıyorum. Ağlıyorum sızlıyorum senin anneni gözü yaşlı görmeye, senin çocuğunu gördüğümde, senin eşini, seni yıllardır bekleyen nişanlını görmeye dayanamıyorum isyan ediyorum işte.

Söyler misin Yusuf'um ), beni yine sen mi teselli edeceksin? Sen ne yürekliymişsin, ne sabırlıymışsın, sana bunların hepsini zindan mı öğretti?

Ey Yusufiler sizin gibisi var mı diye çok aradım, bulamadım. Sizlerin değil gözlerinizden, alınlarınızdan belki ellerinizden öpülür. Bırakın da ellerinizden öpeyim. Sizleri ve bizleri Adil-i Mutlak'a, sizi bilerek görmezden gelenleri Cebbar ve Kahhar olan Allah'a havale ediyorum. Vesselam