BİSMİLLAH

Van denilince, aklıma Üstat Bediuzzaman Said-i Nursi'nin 'Ah Davam' deyişi geliyor. Öyleyse her bir Vanlı'nın kendisine bu sözün ne anlama geldiğini sorması gerekiyor. 'Ah Davam' Van; kalesiyle, gölüyle, on yedi tane dağıyla, siyasi, sosyolojik ve stratejik yapısıyla birlikte bu söz düşünülmelidir.

Yani 'Ah Davam' derken boş bir seda ile değil tüm argümanlarla birlikte bağırılmalı ve gerçekten her Vanlı'nın 'eyvah' diyebileceği bir davası olmalıdır. Tabi bu dava ah etmeye değer bir dava olmalıdır. Çünkü hem coğrafik yapısı hem de stratejik konumu bunu gerektirmektedir.

Üstat, Van kalesinden düşerken kendini düşünmedi. Bu şehri, bu milleti ve millete lazım olan davayı düşünerek feryad-ı figan etti.

Şimdi ey Vanlı kardeşim! Sen Doğu ile Batı arasında köprü olan tarihi İpek Yolu üzerinde bulunan kadim bir şehirdesin. Bu şehrin güzellikleri seni başka mecralara çekmesin. Bu şehrinin tarihini iyi bilmelisin. Buradan kaç medeniyetin geçtiğini, kaç milletin buraya göz diktiğini bilmelisin. Uyanık ve ayık olmalısın.

Büyüklüğün sembolü olan dağ, bilgi ve gelişimin sembolü olan göl, çalışma ve bereketin sembolü olan toprak (ova) senin memleketinde mevcuttur. Buna göre bu sembollerin olduğu yerde yiğit, mert ve çalışkan insanlar yetişir.

Benim gördüğüm bu özelikler sizde (Vanlılar) mevcuttur. Buna göre davan üstadının davası gibi kavi ve büyük olmazsa burada sadece misafir olabilirsin.
Bu beldelerine ve güzelliklerine sahip çıkmak ve bir köprü görevini görmek için üstadın davasını davan etmeli iki defa 'Ah Davam' demelisin. Bu uğurda çok çalışmalı ve sana devredilen bu sorumluluğun hakkını vermelisin. Kurtlar sofrasında olduğunu unutmamalı ve bu kurtlara karşı Kur-an'ı eline alıp onlarla ancak O'nun düsturlarıyla başa çıkabileceğini unutmamalısın.

Üstat Bediüzzaman Said-i Nursi kaleden düşerken kendi canını düşünmedi elindeki Kur'an'ı düşürmemek için 'Ah Davam' dedi. Ve bunu derken senin yanında dedi. Bir nevi seni davasına ortak ve mirasçı bıraktı.

Haydi Vanlı kardeşlerim! Davanın düştüğü yerden davamızı hep birlikte kaldıralım. Memleketimizi sosyalist, milliyetçi, laik, putperest, faşistlere bırakmayalım. Etrafındaki dağlar gibi dimdik, denize benzer şifalı gölü gibi derin ve berrak, ovaları gibi verimli olalım. Sen ey Vanlı kardeş; üstadının ve üstatlarının izinden gitmelisin.

Onların arzularını gerçekleştirmelisin. Medresetüzzehra üniversitesi için kolları sıvamalı, bunun için çocuk ve gençleri buna hazırlamalı ve eğitmelisin. Horhor medresesinde seni Üstat Bediüzzaman Said Nursi bekliyor. Ona selam vermeli ve 'Gözün arkada kalmasın' demelisin.

Bu cennet mekanı şehri cennette giden yol edinmelisin. Şehrine gelenleri hidayet bulacağı bir konak haline getirmelisin. Buraya geleneler sende hayat bulmalı ki hayat verecek fiziki unsurların çok olmakla beraber, manevi unsurların da çok olmalıdır. Dediğim gibi şehrin fiziki güzelliklerine kimsenin diyeceği olamaz.

Ama manevi güzelliğin olması için 'Ah Davam' diyebilecek büyük bir dava sahibi olman gerekir. Yani özet olarak 'Dünyada Van Ahirette İman' sözünün esprisinin gereğini yerine getirmelisin. Vesselam.