Allah'ın adıyla

Şu üç önemli sebepten dolayı vahdet Müslümanların değişmeyen gündemi olmalı. Birincisi; vahdet, Allah'ın (cc) Müslümanlara bir emridir. Nitekim Rabbimiz; 'Hep birlikte Allah'ın ipine sımsıkı yapışın, ayrılıp dağılmayın...' (Al-i İmran 103) buyuruyor.

İkincisi; İslam beldelerindeki işgal, talan, zulüm ve katliamların ana sebebi, Müslümanların bölünmüşlüğüdür. Bakın bu konuda peygember efendimiz bizi ne güzel uyarıyor. Şöyle buyuruyor: 'Size çullanmak üzere yabancı kavimlerin, tıpkı sofraya çağıran yiyiciler gibi birbirlerini çağıracakları zaman yakındır.' Orada bulunanlardan biri: 'O gün sayıca azlığımızdan mı?' Diye sordu. Peygamber efendimiz: 'Hayır. Bilakis o gün siz çoksunuz. Ancak bir selin getirip yığdığı, ağırlığı olmayan çerçöpler gibi olacaksınız. Allah, düşmanlarınızın kalbinden size karşı korku duygusunu çıkaracak ve sizin kalplerinize zaafı atacak.' Zaaf nedir ey Allah'ın Rasulü diye soruldu. 'Dünya sevgisi ve ölüm korkusu' buyurdular. (Hz. Sevban'ın (ra) rivayet ettiği bu hadis, Ebu Davut, Melahim 5'te geçmektedir)

Üçüncüsü; Müslümanların güçlü olması, İslam düşmanlarının saldırılarından emin olması ve hür bir şekilde dinlerini yaşamaları için vahdete ihtiyaçları vardır.
Müslümanların, dağınıklığı ve birbirleriyle çekişmeleri halinde güçlerini kaybedecekleriyle ilgili Rabbimiz bizi şu şekilde uyarıyor: 'Allah'a ve Rasulüne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin, sonra kuvvetiniz/heybetiniz gider...' (Enfal 46)

Peygamber efendimiz de konuyla ilgili olarak şu uyarıda bulunuyor: 'Size birlik halinde bulunmanızı tavsiye eder, ayrılıp dağılmaktan şiddetle kaçınmanızı isterim.....' (Bu hadis;

Tirmizi, Fiten bölümünde geçmektedir)
Mevcut hal devam ettiği müddetçe de vahdet, Müslümanların değişmeyen gündemi olmaya devam etmelidir.

Ancak Müslümanların aşamadığı bir takım engeller vardır ki bu engeller, onları bir araya getirmekten alıkoymakta ve aralarında vahdetin oluşmasına engel oluşturmaktadır. Bu engeller; kimisi için mezhep, kimisi için meşrep, kimisi için tarikat, kimisi için cemaat, kimisi için ırk ve kimisi için dil olabilmektedir. Ve Müslümanlar bu engellere takıldıkları müddetçe vahdetten yoksun kalmaya devam edeceklerdir. Vahdetten yoksun oldukları müddetçe zayıf kalacaklardır. Zayıf kaldıkları müddetçe de İslam düşmanlarının saldırılarından kurtulamaycaklardır.

O halde vahdetin gerçekleşmesi için Müslümanların bu engelleri mutlaka aşmaları gerekir. Hem Allah'ın (cc) emrini yerine getirmek, hem İslam düşmanlarının saldırı ve zararlarından emin olmak ve hem de hür bir şekilde dinlerini yaşayabilmek için Müslümanlar arasında vahdetin gerçekleşmesi gerekir. Bunun için Müslümanların gayret göstermesi, sözlerini fiiliyata geçirmesi, ortam oluşturması ve zemin hazırlaması gerekir.
Bu maksatla için her Müslüman, kendi imkanlarına göre vahdeti gündeme getirmelidir. Mesela; yazarlar sıklıkla vahdet konusunu yazabilir, öğrenci kulüpleri ve STK'lar vahdet konulu konferanslar, paneller ve seminerler tertip edebilir, Tv ve radyolar vahdet konulu programlar düzenleyebilir.

Unutmayalım ki güç ve kuvvet vahdet ile gelir. Vahdet olmayınca Müslümanlar kendilerini hakkıyla savunamazlar, İslam düşmanlarının saldırı ve zararlarından hakkıyla koruyamazlar.

Allah'a emanet olun