Ülkede son yıllarda işlenilen çocuk istismarı ve ölümleri ile ilgili suçluların idam edilmesi gerektiğine vurgu yapan yetkililer, çözümün yıllardır suçsuz yere zindanlarda yatan Müslümanların çıkarılmasıyla ve İslam'ı ülkede hakim kılmakla sonlana bileceğine dikkat çekti.

Konuyla ilgili Âlimler Ve Medreseler Birliği Van Şube Başkanı Molla Ali Arslan, Mustazaf Der Van Şube Başkanı Recep Karabulak, Diyanet- Sen Van Şube Başkanı Nurullah Arvas muhabirimize önemli açıklamalarda bulundu.

'Gayri meşru amelleri kabul etmeyen insanları zindanlara atarlarsa o memlekette emniyeti kalmaz'

Asra yemin olsun ki, İnsan mutlaka ziyandadır. Ancak iman edenler, salih amel (iyi işler) işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye eden ve sabrı tavsiye edenler bundan müstesnadır, ASR suresi 1,2 ve 3. Ayetleriyle konuşmasına başlayan molla ali Arslan, toplumun düzelmesi için hakkı tavsiye edenlerin suçsuz yere yıllardır zindanlarda olduğunu söyledi.

Arslan, bu gün bir devlet, fuhuşu sonuna kadar serbest bırakırsa pis münkereta karşı ve o gayri meşru olan amellere kaşı ayaklanan ve onları kabul etmeyen insanları zindanlara atarsa elbette o memlekette ne din emniyeti kalır, ne can emniyet, ne mal emniyeti, ne nesil emniyeti ve nede akıl emniyeti kalır. Allah bütün peygamberleri şu beş vazife ile vazifelendirmiştir. Bütün peygamberlerin vazifesi dini korumak, dini muhafaza etmek, halka dini anlatmak, insanların canını muhafaza etmek, insanların mallarını muhafaza etmek, nesli muhafaza etmek, yani şuan var olan zinayı ortadan kaldırmak ve fuhuşu ortadan kaldırmak. Aklı muhafaza etmektir yani uyuşturuculuğu, Bali, esrar, eroin aklı ortadan kaldıracak, insanı insanlıktan çıkaran ve hayvani derecelere düşüren hareketlerden muhafaza etmektir bu devletin görevidir. Eğer bir devlet sınır koymadan, yaş sınırı belirlemeden içki, fuhuş serbesttir derse ve geçtiğimiz gün yaşanan festival gibi yerlere izin verirse elbette gençlik yanar. Münkeratın ortadan kaldırılması için bir gücün olması lazım eğer o güç kullanılırsa eğer o ceza kanunları caydırıcı değilse o zaman tam zıddı olur yani teşvik edicilik yapılmış olur. 'diye konuştu.

'memlekette zina yapan insanlardan beş tanesi recm edilseydi ülkede zina yapılmazdı'

Cehalet hükmünün çağlar sonra halen devam ettiğini ifade eden Arslan, 'İslam'da zina eden bir genç en az yüz değnek yer cezası öyle tespit edilir, eğer bu evli ise recm edilir. Bu memlekette zina yapan insanlardan beş tanesi recm edilseydi, bugün ülkede zina yapılmazdı.6, 7, 8, 9 yaşlarında ki çocuklara tecavüz ediliyor ve sonra katl ediliyor işte içki alan, uyuşturucu alan bir insanın ahlaki seviyesi budur. Devlet bu gibi ahlaksız insanları şehir meydanında idam etseydi, assaydı hiç kimse bir şey yapmaya cüret edemezdi, fakat devlet ne yapıyor? Bugün tutuklayıp içeri atıyor, birkaç yıl sonra ceza evleri solduğundan dolayı on yılı kalmış insanları tekrar serbest bırakıyorlar. Bu tür ahlaksızlıkları yapanlar ceza evinde koruma altına giriyorlar. Diğer taraf acısını, sıkıntısını unutmuş, adam tekrar çıkıp başka evlere ateş düşürüyor. Ülkede fuhuş, zina yasaklamadığı zaman bunu yapanlar adamlar ceza evinden çıktıktan sonra bir kahraman olarak karşılanır ama eğer devlet ben bu mümkeratı ortadan kaldırıyorum derse başta bu yaraları pansuman değil iyi bir şekilde ameliyat etmesi lazım, Sıfırdan İslami bir nesil yetiştirmesi lazım. 'ifadelerini kullandı.

'Allah Allah diyen insanlar zindana atılırsa dışarda Allah'ı kabul etmeyen insanlar kalacak'

Bugün Allah Allah diyen insanları zindana atarsan, dışarda kim kalacak Allah'ı kabul etmeyen insanlar kalacak. 20 ve 25 yıl önce Allah Allah diyen insanlar münkerata karşı çıkan insanlar olduğuna söyleyen Arslan konuşmasını şöyle sürdürdü:

'Mazlum Müslümanlar bu münkeratı kabul etmiyorlardı ve buna karşı çıkıyordu. Onlar çocukları fuhuşiyat'tan, esrar, Bali, uyuşturucudan ve internet kafelerden alıp camilere götürürlerdi. Çocukları camileştiriyorlardı, evcilleştiriyorlardı çocukların hem, vicdanını, hem aklını ve hem de dinini koruyalardı ama devlet ne yaptı bunları terörize yapıp içeri attı, asıl terörleri dışarda bıraktı. Eğer ki bu gün vahdeti (kardeşliği) isteyen, birlik, beraberliği isteyen, imanlı yetişecek bir nesil isteyen, inançlı ve haya, edepli bir nesil isteyen, toplumun asayişini huzurunu isteyen insanları içeri atarlarsa zaten böyle ahlakı olmayan bir nesil meydana çıkarı. Bu konuda devlerin halktan şikayetçi olma yetkisi yoktur, çünkü görev onların elindedir. Allah'u Teala, eğer bir memleketin, bir devlerin, bir kavmin yöneticileri ve din adamları onlar düzelirlerse hakka tabi olarak yaşıyorlarsa, hakkı tamamıyla insanlara söylüyorlarsa o halkın yüzde 90'ı o yöneticilere tabi olur ve söz o sırada halkın olur. Maalesef biz öyle bir seviyeye geldik ki, Kemalizm rejimi ve laiklik rejimi bize yabancı olan bir sistemi dayattı, hem dinimize yabancı, hem vicdanımıza yabancı ve örf adetimize yabancı olan bir sistemi ülke olarak bize kabul ettirdi ve ahlaksız bir nesil yetiştirdi. Onların ektikleri rüzgardı bugün fırtına olarak karşımıza çıkıyor. Mazlumun ahını alan bir devlet felah olmaz, beraberce namaz kıldığımız kardeşlerimize bu hasreti, bu nedameti, bu vaveylayı çekmelerini istemiyoruz ve buradan çağrıda bulunuyoruz mazlumun ahını almayın. Binlerce çocuk hele anne rahminde iken babaları içeri girdi, bugün o anneler çocukları ile birlikte babalarının ziyaretine gidiyorlar, suçları nedir peki, devletin buna bir açıklık getirmesi lazım, bu FETÖ terörmüdür, terör değil midir? Eğer bunlar terör ise bütün uluslararası kanunlarda terörün verdiği hüküm kabul değildir. O zaman FETÖ terörünün verdiği hükmü kabul etmesinler ve içerde olan suçsuz yere yatan mazlumları çıkarsınlar. Topluma faydalı olacak olan yusufileri ellerini vicdanlarına bıraksınlar ve artık onlara yapılan bu zulme bir son versinler, onlar dün ülkenin maslahatı için çalışan insanlardı, buğun çıkarlarsa yine ülkenin selameti için çalışacak insanlar olacak ve toplumu düzeltecek olanlardır.'

'Allah'ı gençlerin okulundan, hayatından, davranmışından çıkarırsanız sıkıntılar hat safhaya çıkar'

Arslan, 'Hani devletin görevi dini muhafaza etmekti, dini sıkıştırarak emir altına alarak değil, din Allah'ın kanunudur, Allah'ın emridir yani başka kısa bir tabirle nasıl ki namazda Allah diyoruz, secdeyi, rükûdan önce yapsak nasıl ki namaz kabul olmaz, dinin bütün görevleri bütün kanunlarını kendimize göre uydurursak Allah bunu kabul etmez. Namazda Allah var olduğu gibi, yaptığımız pazarda da Allah olması lazım orada vereceğin söz Allah'ın olması lazım. Allah'ı gençlerin okulundan, gençlerin hayatından ve gençlerin davranmışından, toplumun alışverişinden çıkarırsanız ne olur, böyle bir gençlik meydana gelecek sıkıntı bunun gibi hat safaya ulaşacak. Devlet gençlerin dinini muhafaza etmekle mükellftir.2 sendeden bu yana binlerce insan bu şekilde katl edildi, binlerce çocuk öldü, öldürüldü ve dün yine karsta bir çocuğumuz bu şekilde hunharca katl edildi ve üzeri taşla örtüldü, devlet bu zalimi neden içeri atıyor? Niye halkı muhafaza etmiyor, niye vatandaşı korumuyor? Hani devlet halkının canıyla mükellefti. Tatarlar tek bir kadını kaçırdılar, kadın feryat ederek bağırdı, halifeyi çağırın diye, o dönemin İslam halifesi o kanının kurtarılması için yüz bin asker gönderdi. Haz Ömer Medine'de eğer Fırat kıyısında oğlak suya düşerse Allah onun hesabını Ömer bin hattap'tan sorar. Bugünün Ömerlerinden Allah sormazmış? Hepsinden sorar, bilginlerin meşhur bir sözü var diyorlar ki öyle bir fitne ortaya gelmiş ki o fitneyi ortadan kaldıracak bir Ebubekir yok ve Ömerler yoktur. 'dedi.

'Kur'an-i eğitim ve İslami eğitim ile çocuklarımızı yetiştirelim'

Nesil ve aklın muhafaza edilmediğini söyleyen Arslan, özellikle sistemi yöneten insanlara ve yöneticilere bir çağrıda bulunuyoruz diyen arslan konuşmasına şöyle devam etti; Ülkeyi yönetenler, ülkeye kuş bakışı ile bakmasın, gelip toplumla beraber olsunlar. Biz toplumun arasında olduğumuz için ve toplumla birlikte olduğumuz için, toplumun derdini en iyi bilen insanlarız, gelip sorsunlar bu toplumun derdi ve sıkıntısı nedir diye biz onlara anlatırız. Kendi koltuklarında oturup ve bazı yalakacı olan medya sistemine sorsalar elbette her şey güllük gülistanlıktır, halk çok büyük sıkıntılar içinde hiç kimsenin evden çıkıp çarşıya gelme güveni yok, adam çocuğunu okula gönderiyor, okul iki yüz metre evin ilerisindedir ama aile korkuyor çocuğunu okula götürüyor ve akşam yine kendi alıyor okuldan, yeni ve dindar bir neslin yetişmesi için ecdatlarımızın yetiştirdiği sistemle çocukları yetiştirsinler, fatihlerin yetiştiği sistemle yetişsin çocuklarımız, Selahaddin Eyyubilerin, fatih sultan Mehmetlerin yetiştiği sistemle yani Kur'an-i eğitim ile İslami eğitim ile çocuklarımızı yetiştirelim. 'diye konuştu.

'Korkudan çocuklarımızı parkta oynasın diye gönderemiyoruz'

Mustazaflar cemiyeti Van şube başkanı recep Karabulak, İslam dininde korunması gereken beş maddeden bir namus ve mahremiyettir, bunun ihlali noktasında devletin ve yetkili makamların tedbir alması en büyük sorumluluklarından bir tanesidir, dedi.

Karabulak, 'Özellikle çocuklara karşı yapılan istismar olayları ve vatandaşlara yapılan bu iğrenç saldırılar gün ve gün artıyor. Özellikle medyanın bu konuda ki rolünü unutmamak lazım, her ne kadar ki bu konuda tepki göstersek bile bunun sonuçlarını araştırmak lazım, bu tür vakaların sorumlusu sosyal medya, televizyon ve ailenin bilinçsiz bir şekilde çocuklarını ihmal etmesidir. Bunların en başta düzeltilmesi gerekiyor, birincisi çocukların ve ailenin bilinçlenmesi, televizyon programlarının ciddi anlamda takip edilip uyarılması ve ceza verilmesi, sosyal medyanın bu kadar iğrenç bir duruma düşürülmesine müsaade edilmemesi gerekiyor. Bu gibi önleyici tedbirler aldıktan sonra halen devam eden böyle olaylar ve vakalar oluyorsa bu sonuca götüren kişilerin özellikle caydırıcı bir şekilde diğer insanlarında, buna teşebbüs etmeye yeltenecek olan insanların bunu yapmaması için ciddi caydırıcı cezaların gelmesi gerek. Bu caydırıcı cezalar olmazsa, ödüllendirici birkaç ay ve yıl sonra tekrar çıkıp aynı suçu işleyecek cezalar verilirse bu iş durmaz devam eder. İslam'da açıktır bu ahlaksızlığı yapan insanlara yapılacak olan hukuki cezalar neyse aynı şekilde bizlerinde bu konuda ciddi tedbir alması ve hükümetin de elini taşın altına koyup hızlı bir şekilde hareket etmesi lazım. Yasa çıktı, çıkacak, hazırlıyoruz şeklinde çalışmalar değil, burada çok ciddi bir şekilde sıkıntı ve sorun var daha düne kadar 9 yaşında bir çocuğumuz taşların altında gömülmüş bir şekilde bulundu. Bunun önlemi alınmazsa artık evlatlarımızı dışarı çıkaramıyoruz, korkudan çocuklarımız dışarda parkta oynasın diye çocuklarımızı gönderemiyoruz, bir yabancı gördüğümüz zaman çocuklarımıza sakın onunda konuşma, yanına gitme çocuğu korkutacak bin bir türlü şeyler yapıyoruz öyle hale geliyor ki çocuklarımız artık dışarda olmayacak. Şuan çok gelişmiş dediğimiz Amerika'da hiçbir çocuğun dışarda olmadığını görüyoruz, sürekli dışarda bu tarz insanların dolaştığını, bu tarz insanların sürekli çocukların etrafında olduğu bildiği için çocuklar dışarı çıkmıyor, bunun önlemini almazsak Allah muhafaza o hallere düşe biliriz. 'diye konuştu.

'İslam'ı bir gençlik yetiştirmek zorundayız'

Hazreti Muhammet sav ümmetiyiz diyoruz ama küçücük bit çocuğa hiç acımadan hiç merhamet göstermeden öldürüp taşların altına göme biliyoruz diyen Diyanet-Sen Van Şube Başkanı Nurullah Arvas ise şöyle konuştu:

'Bu nasıl bir inanç ki bunu toplumuza bu gün kadar böyle vahşice buna benzer olayların olduğunu düşündüğümüz zaman kahroluyoruz, vicdan azabı çekiyoruz. Neden toplumumuz bu hale geldi, ne için toplumuzda ki bu tür olaylar giderek artıyor. Biz ailenin toplumu, ailenin çekirdeği, ailenin yuvası, ailenin çiçekleri olan çocuklarımızı, yarının gençleri olacak olan çocuklarımızı yetiştirirken, çocuklarımızı hunharca katl edecek, tecavüz gibi, cinsel istismar gibi bir şekilde öldürüp toprağın altına gömen gençliğin yetiştiği, insanlığın yetiştiğini görmek yine bize ayrı bir dert ve keder veriyor. İslam'ı bir hayat, İslam'ı bir gençlik yetiştirmek zorundayız, bunu düşünürken neden bu hale geldik çözüm ne ola bilir diye kendi kendimize sorarken eğitim sisteminde mi eksiklik var, merkezi sistem mi ve ya bölgesel yönetimlerde mi eksiklik var bunu çok iyi irdelemek lazım. Bu meseleleri artık masaya yatırmak lazım ve çözüm yolları aramak lazım. Ne yapılması gerekiyorsa bir an önce yapılmalı, bu çocuk katillerinin cezası ne olursa gerek idam olsun, gerek farklı ağır bir ceza, artık buna birilerinin dur demesi lazım. Kars bölgesinde bu olayların yaşanması dikkatlerimizi çekiyor. Orada çocuklar üzerinde oymayan bir çetemi var, bir gurup mu var hükümetimiz ve güvenlik güçlerimiz bir an önce bunu araştırıp ve katillerini bulup gereken cezaları vermelerini talep ediyoruz.'

'İnsanı canileştiren sistem bu güne kadar yanlışlarının var olduğunun ortaya çıkardığını gösteriyor'

Arvas, 'Bölgede geçtiğimiz günlerde gençleri İslam'dan, Kur'an-dan ayıran, ahlakı yaşantısını bitiren ve insanları yozlaştırmak istenen bir festival gerçekleşti bazı gurup ve misyonerler tarafından. Sivil toplum kuruluşu olarak öz eleştiride bulunuyorum bizde bunlara karşı olarak gençlerimize sahip çıkma noktasında yeni projeler üretmeli, alternatif projeler üretmeli, gençlerimize sahip çıkmalı, nasıl ki onlar 80 bin kişiyi topluyor, bizde milli ve maneviyatına sahip çıkan gençleri etkinliklerde bir araya getirmek zorundayız. Festivale katılan gençleri eleştirmekten çok acaba biz kendi yaptığımız programlara neden getirtemiyoruz diye kendimizi hesaba çekmek zorundayız, sorunu çözmek zorundayız, 9 yaşında ki kızımızı öldüren genç veya orta yaşlı biri, bu insanı canileştiren sistemi bu güne kadar yanlışlarının var olduğunun ortaya çıkardığını gösteriyor. Yarın yuvasına sahip çıkacak kızlarımıza çocuklarımıza maneviyatçı bir fikir ve hayat anlatma adına sivil toplum kuruluşları olarak büyük sorumluluklarımız var. Misyonerler bu bölgede cirit atıp gençlerimizi yoldan çıkarmak adına her türlü faaliyetli yapmışken biz STK'lar olarak, ne yapmamız gerektiğini iyice masaya yatırmamız lazım. 'diye konuştu.

'Yusufilerin çıkıp İslam için, gençler için, ülkenin maslahatı için çalışmalar yapmasını istiyoruz'

90'lı yıllarda İslami faaliyetler gösterdiklerinden dolayı gözaltına alınıp yılarca ceza evinde olup hatta çocuğu olup ta çocuğunu görmeyen Müslüman kardeşlerimiz var. Onları tutuklayıp cezaevine atan hakim ve savcıların ceza evinde olduğunu biliyoruz şuan, bunu FETÖ terör örgütü üyesi olmaları nedeniyle tutuklandıklarını duyuyoruz ve onların mağdur ettiği insanlarla aynı zindanda olması bizi daha çok üzüyor. Adalet bakanlığını tekrar bu Müslüman kardeşlerimiz için yeni bir yargılama çıkarmalarını istiyoruz, bunlarda 20, 30 yıl sonra artık çıkıp aileleriyle çocuklarıyla zaman geçirmeleri ve İslam için gençler için, ülkenin maslahatı için çalışmalar yapmasını istiyoruz. Buda yine ayrı üzüntü verici bir olay Müslüman olarak bildiğimiz bir ülkede bir kesim din kardeşlerimizin İslami bir faaliyet yaptıklarından dolayı ve yıllarca ceza evlerinde kalmaları da ayrıca bizi üzmektedir. Adalet bakanlığımızdan FETÖ mağduru 28 Şubatta tutuklanan Müslümanların serbest kalmasını talep etmekteyiz. 'şeklinde konuştu. Yunus Tuğrul / Van Olay