'24 Nisan Dünya Menenjit Günü' dolayısıyla bilgilendirme yapan uzmanlar, menenjit vakalarının Türkiye'de gelişmiş ülkelerden daha sık görüldüğünü belirtiyor.

Beyin zarı enfeksiyonu olarak tanımlanan, en iyi şartlarda bile yüzde 5 oranında ölümle sonuçlanabilen tehlikeli bir hastalık olan menenjite; virüsler, mantarlar, bakteriler hatta bazı kimyasal maddeler de neden olabiliyor. Türkiye'de 100 binde 3 ila 4 oranında görülen menenjitin tedavisinde saniyeler bile çok büyük önem taşıyor.

Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, '24 Nisan Dünya Menenjit Günü' dolayısıyla menenjite karşı uyardı ve bu tehlikeli hastalıktan korunmanın en etkili yolunun aşılanma olduğunu vurguladı.

Ceyhan, 'Beyin zarlarının enfeksiyonu olarak tanımlanan menenjit hastalığına neden olan faktörler yaşa göre değişse de genelde virüsler, mantarlar, bakteriler hatta bazı kimyasal maddeler olarak gösteriliyor. Menenjit mikropları genellikle solunum yoluyla bulaşıyor. Bu nedenle menenjit hastalarına bir metreden daha fazla yaklaşmamak gerekir. Ayrıca, hastayla ve hastanın temas ettiği eşyalarla temastan sonra el yıkamak çok önemli. Meningokok ve hib dediğimiz tiplerle, hastayla yakın temas kuranlara korunma amaçlı ilaç veriyoruz. Ancak bu hastalıktan korunmanın en etkili yolu aşılardır. Menenjite en sık neden olan 2 bakteriye (Hib [Haemophilus influenzae tip b] ve Pnömokok) karşı geliştirilen aşılar günümüzde Sağlık Bakanlığı tarafından bütün çocuklara ücretsiz olarak uygulanıyor. Menenjite en sık neden olan 3'üncü bakteri olan Meningokok bakterisine yönelik aşılar henüz Türkiye'nin ulusal aşı şemasına girmedi ancak aileler ücretini ödeyerek bu aşıyı yaptırabiliyor ve bu aşılar bebeklikten itibaren başlamak üzere bir program dahilinde uygulanabiliyor.' dedi.

Menenjit tedavisinde her saniye çok önemli

Menenjitin, en iyi tedavi şartlarında bile yüzde 5-10 oranında ölümle sonuçlandığını bildiren Ceyhan, şunları kaydetti: 'Yüzde 20 oranında işitme kaybına yol açar. Nadiren de olsa sara hastalığını tetikleyebilir, öğrenme güçlüğüne neden olabilir ve bunun dışında bazı nörolojik bozukluklara yol açabilir. Bazen de beyinde su toplanması diye tarif edilen hidrosefali isimli tablo gelişebilir. Bu nedenle menenjit hastalarının mutlaka hastaneye yatırılıp tedavi edilmesi lazım ve ne kadar erken tanı konulup tedaviye başlanırsa o kadar iyi cevap alınabilir. Menenjit tedavisinde saniyeler bile önemlidir çünkü zaman geciktikçe hastanın kalıcı zarar görme riski artar.'

Menenjit vakaları Türkiye'de, gelişmiş ülkelerden daha sık görülüyor

Menenjitin bütün dünyada görülen bir hastalık olduğunu anlatan Ceyhan, 'Menenjitin sıklığı, geri kalmış ülkelerde daha yüksektir. Dünyada en sık menenjit kuşağı dediğimiz, Afrika'da Büyük Sahra Çölü'nün güneyinde yer alan kuşaktaki ülkelerde (Nijerya, Gana, Somali, Etiyopya gibi) görülür. Bu kuşakta menenjit sıklığı diğer ülkelere göre 800 kat daha fazladır. Dünyanın geri kalanında ise benzer sıklıklarda görülür. Menenjit gelişmiş ülkelerde 100 binde bir civarında görülürken, Türkiye'de 100 binde 3 ila 4 civarındadır. Bu hastalık çok tehlikeli olduğu için Türkiye'de görülme sıklığının yüksek olduğunu söyleyebiliriz.' ifadelerini kullandı.

'Menenjit ancak doktor muayenesinde anlaşılabilir'

Ceyhan, 2 yaşın üzerindeki hastalarda belirtilerin genelde ateş, baş ağrısı ve kusmayla başladığını aktarıp, '2 yaş üzerindeki çocuklar genellikle boynunu bükemiyor; 2 yaşın altındaki çocuklarda ise çok belirgin bir şikayet olmuyor. Bazen ateş bile görülmeyebiliyor. Küçük bebeklerde yemek istememe, halsizlik, aşırı duyarlılık, fazla ağlama şeklinde belirtiler görülebiliyor. Menenjit teşhisi ancak doktor muayenesinde anlaşılabilir ve kesin menenjit tanısı için de çocuğun belinden su alıp bakmak gerekir.' diye bildirdi. (İLKHA)