​Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Suriye sahasında faaliyet göstermeye en çok hakkı olan ülke Türkiye'dir. Hem sahada hem masada söz sahibi olarak yolumuza devam edeceğiz. Suriye konusunda Türkiye kimsenin mutlak yanında veya mutlak karşısında değildir.' dedi

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) AK Parti Grup Toplantısı'na katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantıda milletvekillerine ve partililere hitaben bir konuşma yaptı.

Konuşmasının başında, 'Teröristle birlikte hareket edenlerin bizim nazarımızda onlardan bir farkı yoktur.' ifadelerine yer veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Yüreğinde zerre kadar Allah korkusu, adalet duygusu, hak ve hukuk hassasiyetleri, ülke ve millet sevgisi olan hiç kimsenin böyle bir yola tevessül etmeyeceğine inanıyorum. Buna rağmen yanlışa düşenler olursa, hiç kusura bakmasınlar, vakti saati geldiğinde kendilerini mahkemelerin önünde hesap verirken bulurlar. Milletimiz şundan emin olsun ki yedi gün yirmi dört saat terör örgütlerinin ensesindeyiz. FETÖ'nün yurt içinde ve yurt dışında bulunan tüm kritik elemanlarını birer birer hak ettikleri akıbete duçar eyliyoruz. Aynı şekilde PKK'ya hem sınırlarımız içinde hem sınırlarımız dışında nefes aldırmıyoruz.' şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Cumhuriyet döneminde yaşadığımız siyasi ve ekonomik krizlerin en önemli sebeplerinden biri olan yönetim sistemimizdeki tıkanıklıkların aşılmasına vesile olacağına inandığım Anayasa değişikliğimiz, 2019 Kasım seçimlerinde tamamen yürürlüğe girecek. Aslında, Türkiye'nin darbeler, cuntalar, vesayet ve krizler üreten bir yönetim sistemiyle devam etmesine imkan kalmadığı, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında tüm çıplaklığıyla görülmüştü. Milletimiz 15 Temmuz'da, geçmişten farklı olarak, bizzat sokağa inerek ülkesinin ve milletinin geleceğine el koyarken, biz siyasetçilere de çok önemli bir mesaj vermiştir.'

'Pasif kalamayız'

'Geçtiğimiz hafta, Amerika, İngiltere ve Fransa tarafından Suriye'ye yapılan operasyon bölgemizdeki krizin nasıl tüm dünyaya yayılma potansiyeli taşıdığını bir kez daha gözler önüne sermiştir.' diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Bir anda 3. Dünya Savaşı senaryolarının güncellenmesine yol açan bu gelişme, Türkiye'nin Suriye politikasının doğruluğunu ifade etmiştir. Ülkemizde yaşayan 3,5 milyon Suriyeli kardeşimiz ve Suriye topraklarından ülkemize yönelen tehditler sebebiyle Türkiye olarak, bu meselede asla geride duramayız, pasif kalamayız. Son yıllarda yaşadıklarımız bize, şayet biz terör örgütlerini inlerinde bulup yok etmezsek onların gelip Ankara'da, İstanbul'da, vatan topraklarının her karışında eylem yapabileceklerini göstermiştir.' şeklinde konuştu.

'Suriye sahasında varlığımızı genişleterek sürdürmek mecburiyetindeyiz'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin devamında, 'Aynı şekilde biz gidip Suriye topraklarını güvenli hale getirmezsek, ülkemizdeki 3,5 milyon kardeşimizin kendi yuvalarına dönme imkanına asla kavuşamayacaklarını da tespit ettik. Hem kendi güvenliğimiz hem Suriyeli kardeşlerimize huzurla yaşayabilecekleri yerler oluşturabilmek için sahadaki varlığımızı genişleterek sürdürmek mecburiyetindeyiz. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatlarımızla güvenli hale getirdiğimiz 4 bin kilometrekarelik alan önemlidir, ama yeterli değildir. Buralara, şu ana kadar yüzbinlerce Suriyeli kardeşimiz geri dönüp yerleşmiştir.' değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Rejimin Doğu Guta'daki saldırıları ile bunun ardından rejime ait kimyasal silah tesislerine yönelik bombardıman göstermiştir ki Suriye'de kırmızı çizgiler yoktur, sadece konjonktürel çıkarlar vardır. Üstelik bizim Suriye konusundaki hassasiyetlerimiz konjonktürel değil, tam tersine hayatidir. Çünkü kendi güvenliğimiz ve onunla birlikte milyonlarca Suriyelinin geleceği söz konusudur. Öyleyse, Suriye sahasında faaliyet göstermeye en çok hakkı olan ülke Türkiye'dir. İşte bu anlayışla, Suriye politikamızı daha genişleterek, daha derinleştirerek, hem sahada hem masada söz sahibi olarak yolumuza devam edeceğiz. Suriye konusunda Türkiye kimsenin mutlak yanında veya mutlak karşısında değildir.'

İnönü'nün adını anmadı

Eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın vefat yıldönümü olduğunu hatırlatan Erdoğan, 'Rahmetli Özal'ın adını memleketinde yaşatmak için Malatya Turgut Özal Üniversitesinin kurulmasına karar verdik. İsmini anmayacağım. Oradaki 'mevcut üniversitenin' öğrenci sayısı fazla. Onu ikiye böleceğiz ve böylece kuracağımız Turgut Özal Üniversitesi ile Malatya iki ayrı üniversiteye sahip olacak. Kuruduğumuz andan itibaren de 30 bin civarında öğrencisi olacak. Mekan yer her şey hazır hemen adımı atacağız. YÖK bu konuda gereken çalışmayı tamamladı.' (İLKHA)