Yunus Tuğrul/Vanolay
Düzenlenen forumda HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı M. Ali Doyar ve HÜDA PAR Van İl Başkanı Rasim Sayğın birer sunum yaptılar.
'BİZİM PARTİ OLARAK ÇALIŞMALARIMIZIN TAMAMI 'HAYRA DAVET'E YÖNELİKTİR'
Program, Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Kur'an tilaveti ardından bir sunum yapan HÜDA PAR Van İl Başkanı Rasim Sayğın; 'Parti olarak hep vurguluyoruz, söylüyoruz, ziyaretlerle insanlara davamızı anlatmak, ilkelerimizi anlatmak, amaçlarımızı anlatmak, partimizi tanıtmak. Bunlar başlı başına davet metotlarından bir tanesidir. Katılımcıların görüşlerini almak ve partilerinin görüşlerini aktarmak suretiyle karşılıklı olarak istifade etmek istiyoruz' dedi.
Hayra Davet kendi içinde iki temel başlıktan oluşuyor; birincisi işin hayır boyutu, ikincisi ise davet boyutudur. Parti olarak bizi birebir ilgilendiren iki temel husus, iki tane meseledir. Partimizin programının başlangıç kısmı da aslında hayra davete yapılan vurgu ile başlamaktadır. Zira parti programımızın başında, insanın en güzel bir şekilde yaratılmış olduğuna vurgu yapılmış, fakat daha sonra dışarıdan gelen müdahalelerle insan fıtratında bozulmaların meydana geldiği ve bu bozulmaların bir bütün olarak insanlığı kayıplara uğrattığı belirtilmektedir. Bunun düzeltilebilmesi için de öncelikle insanların yeniden bu fıtratı yapılandırması gerektiğinden bahseder. İşte bu yapılandırma unsuru başlı başına bir hayra davettir. Toplumun İslami ve insani ilkelerle yeniden yapılandırılması gerektiğinden bahsediyor programımız. Aslında yapmış olduğumuz çalışmaların temel hedefi de budur; insanların bir bütün olarak kurtuluşa ermesine sebep olmak, bozulan fıtratı İslam üzere yapılandırmak, insanın özüne döndürmek ve insanları yeniden asıl amaçları doğrultusunda doğru bir yola koymaktır. Dolayısıyla bu başlı başına hayrın kendisidir, hayrı yapmaktır. Dediğim gibi iki temel husustur; birisi hayır, birisi davet. Bizim de Parti olarak çalışmalarımızın tamamı buna yöneliktir.' şeklinde konuştu.
'HER MÜSLÜMANIN AMELİ NİYETİNE GÖRE ŞEKİL ALIR'
Forumda konuşan Genel Başkan Yardımcısı M. Ali Doyar, niyetlerin amellere göre şekil aldığını ve her işin amacına dönük olduğunu söyledi.
HÜDA PAR Eğitim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Doyar, 'Hayra Davet' ile ilgili olarak gençlerin fikirlerine önem verdiklerini ve bu konuda ne düşündüklerini bilmek istediklerini söyledi.
Doyar; konuyla ilgili foruma katılan gençlerden görüş ve öneri aldıktan sonra bir sunum yaptı. Sunumunda, amelde niyetlerin önemli olduğuna dikkat çeken Doyar; 'Hani derler ya Derviş'in fikri neyse zikri de odur, ameller niyetlere göredir, sen iyi niyet edersen amellerin ona göre iyi şekil alır, her iş amacına dönüktür. Bize göre İşin kaynağı şudur, yani bu hayatın imtihan olmasıdır. Bu dünya bizim için tamam mı ile bir sınav salonundan ibarettir. Bizim asıl derdimiz bu sınavı nasıl kazanırız, onun derdidir. Sınava giren biri, sorulara doğru cevap verip sınavı öyle bitirip salondan ayrılmak ister. Bizim de derdimiz bu dünya imtihanında bütün sorulara doğru cevap verip bu dünyadan öyle ayrılmaktır, inancımızın gereği böyledir. Bu soruları doğru cevaplamanın yolu; İslam'ı öğrenmek, yaşamak, tebliğ etmek ve aynı zamanda içinde bulunduğumuz ortama yerleşmesini sağlamaktır. Hayra Davet geniş kapsamlıdır ve bunların hepsini içine alır; İslam'a davet, İslam'ı tebliğ etmek, insanlara bunu duyurmak, insanlara ulaştırmak, onları bu konuda bilgilendirmek daha da ötesi onları bilinçlendirmek, onları ikna etmek… Dinimizin bize yüklediği temel vazifelerden bir tanesidir.' Dedi.
'SİZDEN, HAYRA ÇAĞIRAN, İYİLİĞİ EMREDEN VE KÖTÜLÜKTEN MEN EDEN BİR TOPLULUK BULUNSUN'
Al-i İmran Suresi 104.üncü ayetin 'Hayra Davete' güzel bir örnek olduğuna dikkat çeken Doyar sözlerine şöyle devam etti: 'Bu ayette Mü'minlere hitap ediliyor. Siz, hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten men eden bir ümmet/topluluk olun diyor. Bu hitap aynı zamanda emirdir ve dolayısıyla burada bir farziyet söz konusudur. Buradaki farziyet bütün Müslümanları kapsıyor. Al–i İmran 110. Ayetinde geçen; 'Siz insanlar içerisinden çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz, iyiliği emrediyor ve kötülükten menediyorsunuz' ifade ile yine Tevbe suresinin 71. Ayetinde geçen; 'Mü'min erkekler ile Mü'min kadınlar birbirlerinin velisidirler. İyiliği emredip kötülükten menederler' ifadesi bunu teyit ediyor. Demek ki hayra davet yani iyiliği emretmek ve kötülükten menetmek, ümmetin için bir farzdır, bir kısmına değil hepsine farzdır, biz ayetten böyle anlıyoruz. Bütün bunları üst üste koyduğumuz zaman karşımıza bu çıkıyor. Bütün Müminleri içine alacak şekilde 'Hayra Davet' eden bir ümmet olmayı Rabbimiz bize emrediyor, emrettiği için de bu bir farzdır. Bu, aynı zamanda bu ümmettin bir vasfıdır, Rabbimiz bu ümmeti böyle vasfediyor.'
'Bir zulüm görürseniz elinizle düzeltin, yapamıyorsanız dilinizle düzeltin, buna da gücünüz yetmiyorsa kalp ile buğz edin ki bu da imanın en alt derecesidir'
Günümüzde var olan zulümlere dikkat çekerek bir hadis paylaşan Doyar, şöyle devam etti: 'Peygamber (sav) diyor ki! Sizden biriniz, bir kötülüğü bir munkeri gördüğü zaman eğer gücü yetiyorsa onu eliyle düzeltsin, buna gücü yetmiyorsa diliyle düzeltsin, buna da gücü yetmiyorsa kalbiyle buğzetsin ki bu da imanın en zayıf derecesidir. Eliyle düzeltsin demek, fiili müdahale edip bu yanlışı ortadan kaldırmak ve ona engel olmaktır. Diliyle düzeltsin demek, sözlü olarak anlatmak, izah etmek, uyarmak demektir. Kalbiyle buğzetsin demek, nefret etmek, kızmak, içinden öfke duymak demektir. Dikkat edin! İyiliği emretmek ve kötülükten nehyetmek bizim için farz olduğundan Peygamber Efendimiz (sav) bizi uyarıyor ve bir münkeri gördüğümüz zaman nasıl engel olacağımızı izah ediyor. Yine başka bir hadiste diyor ki, 'Allah'a yemin ederim ki siz ya iyiliği emredersiniz ve kötülükten nehyedersiniz veya bu görevinizi yapmazsanız, Allah size kendi katından azap gönderir, ondan sonra sizin iyileriniz dua eder ama kabul olmaz.' Eğer iyiliği emretmek ve kötülükten nehyetmek bütün Mü'minlere farz olmamış olsaydı bu hadislerde bu ifadeler kullanılmazdı.'