​Hac vazifesini yerine getirmek için yola çıkan Vanlı Hacılar vazifelerini tamamlayarak dün akşam saatlerinde Van'a döndü.

Hac vazifesini yerine getiren hacılar dün akşam saatlerinde Van Ferit Melen Havalimanına ulaştı. Vazifesini yerine getiren hacılar duygu ve düşüncelerini İLKHA'ya paylaşarak Hac vazifesinin Ümmet-i Muhammed'e nasip olması dileklerinde bulundu.

Ferit Melen Havalimanındaki sevinçli bekleyiş hacıların gelmesiyle birlikte yerini duygu dolu anlara bıraktı. Kutsal topraklardan gelen hacıda duygularını İLKHA mikrofonuna anlattı.

Medine'yi cennete benzeten bir hacı, 'Oranın kokusu çok güzel gidip Allah Resulünü görmek lazım, orada insan duygulandığı için gözyaşlarını tutamıyor. Medine ne güzel bir yer Medine aynı cennet gibi.' şeklinde konuştu.

Duygularını paylaşan bir diğer hacı Vechettin Fahik ise 'Yüce Allah Hz. İbrahim'e Hz. İsmail ile Kabe'yi yapmasını emretti. İnşaatını bitirdikleri zaman Allah onlara şöyle emretti, ey Peygamberim çık Ebu Kubeys Dağına ve bütün Müslümanlara Haca gelmelerini emret. Hz. İbrahim oraya çıkarak bütün Müslümanların kulaklarına fısıldadı. Allah'ın izniyle bizimde bu yıl kurada hacımız çıktı bu sesle gittik oraya. Rabbim herkese nasip etsin, herkesin kulağına o sesi getirmesini diliyorum. Bu duygu ancak yaşanarak anlaşılır. Rabbim bizlere peygamberi görmeyi, Kabe'yi ve Arefe'yi görmeyi nasip etsin.' ifadelerini kullandı.

Hacca hem din görevlisi hem de bir hacı adayı olarak giden Muhammed Hakcıoğlu, Haccın her bir kısmının belirli bir anlamlarının olduğunu belirterek, haccın sembollerle dolu olduğunu dile getirdi.

'Hac tevhitten vahdeti gerçekleştirme çağrısıdır'

Hakcıoğlu, 'Allah'u Teala bu yıl hacılara rehberlik yapma görevini nasip etti. Hem de hac farizasını yerine getirmek bizlere nasip oldu. Hac baştan sona sembollerle dolu bir ibadettir. Orada siz Kabe'yi tavaf ettiğinizde bu tavaf size Allah'u Teala'ya vermiş olduğunuz o ahdin yeniden hatırlanmasına vesile oluyor. Tavafta sürekli etrafınızda farklı renklerdeki ve uyruklardaki insanları görüyorsunuz bu aslında bir nevi Allah'u Teala Kabe'yi tavafa davet ederken yapmış olduğu bir tevhit ve tevhitten vahdeti gerçekleştirme çağrısıdır. Arafat bir bilme, Müzdelife bir şuurlanma, Mina bir aşka ulaşma yeridir. Hac veya Umre niyetiyle olsun Kabe'yi ziyarete gittiğimiz zaman ihrama giriyoruz Allah'u Teala'nın ihrama girdikten sonra bizlerden istediği şudur, bu belirlediğim sınırlar içerisinde rütben ne olursa, makamın ne olursa ve hangi statüde olursan ol bunların hepsini dışarıda bırak huzuruma öyle gel ki buradan Allah'a kulluğun anlamı ortaya çıksın. Hamdolsun güzel bir atmosfer oldu, hacılarımızla zaman zaman çok duygu dolu anlar yaşadık. Türkiye'mizden beklentinin büyük olduğunu gördük. Bütün insanlar bizi Türkiyeli olarak selamladığı zaman aslında umudun büyük olduğunu dolayısıyla Türkiyeli olarak buranın müminleri olarak diğer coğrafyalardaki kardeşlerimize ümit vadettiğimizi düşünüyorum bu da bize görev ve sorumluluklar yüklüyor dolayısıyla tevhitten vahdeti gerçekleştirme misyonunu aldıktan sonra Allah'ın yine bu coğrafyada inşallah insanlığın kurtuluşuna vesile olacak bir hareketin inşallah meşv ü nema edeceğini ümit var bir şekilde belirtmek istiyorum. Hamdolsun rabbim Türkiye'yi mazluma kucak açacak bir seviyeye getirdi. Rabbim haccımızı kabul etsin ve gönlünde hac olanlara da nasip etsin.' şeklinde konuştu

'Her insan bir vahdet elçisidir'

Hakcıoğlu, 'Hacdan döndükten sonraki dersi buralara taşıyabilirsek aslında her insan bir vahdet elçisidir. Allah'ın elçileri olarak bizler oraya gittik oradan tevhit ve vahdet elçileri olarak memleketimize geri döndük dolayısıyla Hac bütün farklılıkları bir kenara bırakarak yalnızca iman çatısı altında bir birleştirme hareketidir. Bu temenniyle inşallah milletimizi bölmeye çalışanlara Allah'ın fırsat vermemesini temenni ediyorum. Rabbim kardeşlik hukukunu tüm İslam coğrafyasına hakim kılsın.' dedi.

Duygu dolu anlar, aileler arasındaki selamlaşmanın ardından son buldu. (Erkan Karadağ, Suat Tink – İLKHA)


'Neden göç eden ve göç etmek zorunda bırakılan hep bu bölge insanı?'

'Neden göç eden ve göç etmek zorunda bırakılan hep bu bölge insanı?'

'Neden göç eden ve göç etmek zorunda bırakılan hep bu bölge insanı?'

'Neden göç eden ve göç etmek zorunda bırakılan hep bu bölge insanı?'

'Neden göç eden ve göç etmek zorunda bırakılan hep bu bölge insanı?'

'Neden göç eden ve göç etmek zorunda bırakılan hep bu bölge insanı?'

'Neden göç eden ve göç etmek zorunda bırakılan hep bu bölge insanı?'

'Neden göç eden ve göç etmek zorunda bırakılan hep bu bölge insanı?'

'Neden göç eden ve göç etmek zorunda bırakılan hep bu bölge insanı?'

'Neden göç eden ve göç etmek zorunda bırakılan hep bu bölge insanı?'