Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinde 3 yıl önce meydana gelen kavgaya ilişkin, Şanlıurfa Adliyesinde "adalet" talebiyle oturma eylemi başlatmak isteyen ailenin engellenmesi üzerine MAZLUMDER Diyarbakır Şubesi yazılı bir basın açıklaması yayımladı.

3 yıl önceki olaya ilişkin gizli olarak devam eden dava dosyasının hala bir sonuca ulaşamamış olması nedeniyle mağdur ailenin yaptığı "adalet" eyleminin makul ve anlayışla karşılanması gerektiği vurgulanan MAZLUMDER açıklamasında, yaşanan olaylarda eşini ve 2 oğlunu kaybeden bir annenin yaptığı "adalet" eyleminin engellenmesiyle ifade özgürlüğü, toplantı ve gösteri hakkının ihlal edildiği dile getirildi.

Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinde, 14 Haziran 2018 tarihinde AK Parti Milletvekili İbrahim Halil Yıldız'ın, seçim çalışmaları kapsamında bir iş yerini ziyaret ettiği sırada, sözlü tartışmayla başlayan, ardından fiili kavgaya dönüşen olaylarda karşılıklı yaralanmaların meydana geldiği hatırlatılan açıklamada şöyle denildi:

"İş yeri ve civarında devam eden karşılıklı fiili saldırı ve olaylar hastaneye kadar sirayet etmiştir. İşyeri sahipleri olan Şenyaşar ailesi mensupları ile Milletvekili İbrahim Halil Yıldız'ın aile mensupları arasında meydana gelen ve gün içinde devam eden karşılıklı saldırılar sonucunda Şenyaşar ailesinden 3 kişi, Yıldız ailesinden bir kişi hayatını kaybetmiştir.

İş yerinde yaşanan tartışma ve kavga ile gün içinde hastanede meydana gelen tartışma ve kavgaya ilişkin iki ayrı soruşturma başlatılmıştır. İş yerinde meydana gelen kavgaya ilişkin dava açılmış ancak gün içinde hastanede meydana gelen olaylarla ilgili soruşturma gizli olarak devam etmektedir."

Şenyaşar ailesinin adalet talebiyle başlattığı oturma eylemine değinilen açıklamada, "Basına yansıyan haberlere göre Emine Şenyaşar ve oğlu Ferit Şenyaşar, 'adalet' talebiyle Şanlıurfa Adliyesi bahçesinde oturma eylemi başlatmak istemişse de kolluk tarafından adliye bahçesinden çıkarılmıştır. Bunun üzerine aile, eylemlerine adliyeye 150-200 metre mesafede devam etmek zorunda kalmıştır. Bu sefer de Belediye tarafından yol işgali sebebiyle eylem sonlandırılmaya çalışılmıştır. Yine devam eden oturma eylemi ile ilgili gözaltı, taciz ve eylemi sonlandırmaya yönelik baskı gibi pek çok konu basına yansımıştır.

Şube yönetimimiz, Şenyaşar ailesinin avukatları ile dosya içeriği hakkında ve devam eden oturma eylemi ile ilgili görüşme yapmıştır. Bu görüşmede ailenin oturma eyleminin sonlandırılması için baskı yapıldığı, soruşturma dosyası ile ilgili görüşme taleplerinin Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından reddedildiği bilgisini almıştır." ifadelerine yer verildi.

Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı'nın oturma eylemi ile ilgili basına yansıyan herhangi bir açıklamasının bulunmadığına dikkat çekilen açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

"Suruç İlçesinde meydana gelen vahim olay ile ilgili ilk etapta soruşturmanın gizli yapılması makul ve anlayışla karşılanması gerekir. Çünkü soruşturmanın gizli yapılması faillerin yakalanması ve delillerin karartılmaması için elzemdir. Ancak aradan 33 ay gibi uzun bir süre geçmiş olması da dikkate alındığında soruşturmanın gizli devam etmesine ilişkin makul sebeplerin gerekçeleri ile beraber kamuoyu ile paylaşılması ve adaletin tecelli edeceği konusunda topluma güven verilmesi bakımından savcılığın açıklama yapması gerektiği açıktır.

Emine Şenyaşar ve oğlunun başlattığı oturma eyleminin çeşitli sebeplerle engellenmeye çalışıldığı basına yansımıştır. Yapılan engellemenin haklı ve makul olduğu konusunda kamuoyuna bilgilendirme yapılmamıştır. Belirtmek gerekir ki yaşanan olaylarda eşini ve 2 oğlunu kaybeden bir annenin yaptığı 'adalet' eyleminin makul ve anlayışla karşılanması ve yapılan eylemin ifade özgürlüğü, toplantı ve gösteri hakkının en basit hali olarak görülmesi gerektiğini hatırlatırız. Hakkın özüne zarar veren bu tür fiili saldırıların son bulması, ailenin güvenliği konusunda emniyetin tedbir alması gerektiği ise açıktır."

Açıklamanın sonunda, MAZLUMDER Diyarbakır Şubesi, yaşanan olay ve süren dava ile ilgili beklentilerini şöyle sıraladı:

"Emine Şenyaşar ve Ferit Şenyaşar'ın yaptığı 'adalet' eyleminin engellenmesinin ifade özgürlüğü ile toplantı ve gösteri hakkının ihlaline sebebiyet verdiğini,

Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Suruç ilçesinde meydana gelen vahim olaya ilişkin soruşturmanın gizliliği ilkesi ihlal edilmeden de soruşturmanın geldiği aşama hakkında kamuoyunun doğru bir şekilde bilgilendirilmesini,

Adil yargılanma hakkının ihlal edilmemesi ve adaletin tecelli etmesi için soruşturmanın etkin bir şekilde yapılması talep ederiz." (İLKHA)