​Yunan başpiskoposun İslam'a yönelik hakaret içerikli ifadelerine tepki gösteren İTTİHADUL ULEMA üyesi Molla Muhammed Beşir Varol, söz konusu ifadelerin Avrupa ülkelerinde İslam'ın yayılmasından duyulan endişeden kaynaklandığını söyledi.

Geçtiğimiz günlerde Yunan Başpiskopos İeronimos'un İslam'a yönelik hakaret içerikli ifadelerine tepkiler devam ediyor. Diyanet İşleri Başkanlığı başta olmak üzere bir çok kurum ve kuruluş, yaptığı açıklamada sarf edilen ifadelerin kabul edilemez olduğunu belirtti.

video

İTTİHADUL ULEMA üyesi Molla Muhammed Beşir Varol da İeronimos'un kullandığı ifadelerin İslam'ın, Avrupa ülkeleri başta olmak üzere dünya genelinde yaygınlaşmasından duyulan endişenin tezahürü olduğunu söyledi.

Molla Varol "Yunan başpiskoposun yaptığı terbiyesizlik. İslam'a ve Müslümanlara yönelik iftiraları onların endişe ve kaygılarından kaynaklanmaktadır. Oluşan kaygı ve endişeleriyle İslam'ın yayılmasını engellemenin hesabını güdüyorlar. Son zamanlarda Avrupa ülkelerinde İslam dini hızla yayılıyor hatta onların kiliseleri satın alınarak mescitlere dönüştürülüyor. Bu durum onları endişelendiriyor." dedi.

"Onlarda din ve menfaat taassubu var"

İeronimos'ta din ve menfaat taassubu olduğunu söyleyen Varol "Allah-u Teala İslam dinini tüm insanlığa göndermiştir ve son peygamberi de Hazreti Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'dir. Bizler Hazreti Muhammed'e iman ettiğimiz gibi Allah'ın gönderdiği tüm peygamberlere inanıyoruz. Ama onlarda din ve menfaat taassubu var. Peygamberlerine olan inançları da menfaatleri doğrultusundadır. Onlar, çıkarlarına ters düştüğü durumlarda peygamberlerini inkâr eder, sözlerini tahrif eder." ifadelerini kullandı.

Hristiyanların bir kısmının bugün olduğu gibi Peygamberimiz döneminde de İslam'ı reddettiklerini hatırlatan Varol "Peygamberimiz döneminde de bu tür durumlar mevcuttu. Nitekim Necran Hristiyanları Peygamberimizin yanına geldiğinde Efendimiz onlara İslam'ı tebliğ etmiş, Kur'an-ı Kerim okumuştu. Fakat onlar iman etmemişlerdi. Hatta Peygamberimiz onlara lian yani karşılıklı lanetleşme teklifinde bulunmuştu. Onların keşişleri İslam'ın hak din olduğunu bildiklerinden dolayı bu teklifi kabul etmeyerek kaçmışlardı." şeklinde konuştu.

"Ehli kitap topluluklar Hazreti Muhammed'in Allah'ın Resulü olduklarını biliyorlar"

Bizans imparatoru Herakleios'un kıssasını aktaran Varol, "Herakleios'a peygamberimizin mektubu ulaştığında kendisi Hazreti Muhammed hakkında bilgi edinebilmek için Araplardan birinin huzuruna getirilmesini istemişti. O zamanlarda ticaret amaçlı Şam'da bulunan Ebu Sufyan'ı huzura getirdiler. Ebu Sufyan'a yönelttiği sorular karşısında aldığı cevaplarla Hazreti Muhammed'in peygamber olduğunu anlamış ve 'Eğer O gerçekten Allah'ın Peygamberi ise yakın zamanda gelip bastığım bu toprakları alacaktır' sözlerini sarf etmişti. Nitekim kısa süre sonra Şam fethedilmişti. Fetih zamanında Herakleios iman etmek istemiş fakat İslam'a karşı çıkan halkının kendisini öldürmesinden korktuğu için vazgeçmek mecburiyetinde kalmıştır. Yani ehl-i kitap olan topluluklar Hazreti Muhammed'in Allah'ın Resulü olduklarını biliyordular. Bu, Kur'an-ı Kerim'de bazı ayetlerde de zikredilmiştir." dedi.

İslam'a iftira atarak insanların kılıç veya silah zoruyla Müslümanlaştırıldığı iddialarına açıklık getiren Varol "İnsanların zorla Müslümanlaştırıldığı iddia ediliyor. Fakat aslında günümüzde toplulukların Müslüman olmaları noktasında kendilerini zorlayabilecek veya dayatmada bulunabilecek İslami bir devlet yoktur. Ama buna rağmen şu anda insanlık akın akın İslam'a geliyor." diye belirtti.

"Bu söylemler tamamen duydukları endişelerin sarhoşluğuyla sarf edilmiş sözlerdir"

Varol "Bu söylemler tamamen duydukları endişelerin sarhoşluğuyla sarf edilmiş sözlerdir. Tek umutları bu tür söylemlerle İslam'ın yayılmasını bir nebze de engelleyebilmektir. Üstad Bediüzzaman'ın deyimiyle Osmanlı Avrupa'ya, Avrupa da Osmanlı'ya gebedir. İnşallah Avrupa'nın Osmanlı'ya yani İslam'a tabi olması yakındır. Çünkü bugün insanlık içerisinde hürriyet hâkim olmuş, taassupçuluk hükmünü kaybediyor. Taassup sadece keşiş ve hahamlarda, menfaatperestlerde kalmış durumdadır. Bu hürriyet arayışı onları muhakkak bir gün hakikate ulaştıracaktır." ifadelerini kullandı.

İslam dininde zorlamanın olmadığına ve Kur'an-ı Kerim'de de bunun açık bir şekilde zikredildiğine vurgu yapan Varol "İnsanlar tercih ettikleri dini istedikleri şekilde serbestçe yaşayabilirler. Bugün üzerinde bulunduğumuz bu topraklar bin 400 senedir İslam'la tanışmasına rağmen halen içimizde gayri müslimler bulunmakla beraber inançlarını serbestçe yaşayabiliyorlar." şeklinde konuştu.

"Asıl zorbalık yapanlar İslam coğrafyalarına bombalar yağdıranlardır"

Asıl şiddet yanlısı olanların Avrupa ülkeleri olduğunu hatırlatan Varol "Asıl zorbalık yapan Filistin'de, Suriye'de ve diğer İslam coğrafyalarında Müslümanların üzerlerine bombalar yağdıranlardır. Bugün en büyük zorbalığı Avrupa bulundurduğu silah teknolojisiyle gerçekleştirmektedir. Bizler Avrupa ülkelerine saldırmıyoruz, onlar Irak'a, Suriye'ye, Filistin'e ve diğer İslam topraklarına saldırılar yaparak işgallerini gerçekleştiriyorlar." diye belirtti.

İeronimos'un İslam dinini bir siyasi parti olarak tasvir etmesini yorumlayan Varol, "İslam, bir siyasi parti şekli değildir. İslam, siyaseti içinde barındıran bir dindir. Çünkü İslam bir yönetim şeklidir. İçinde kanun ve nizamı barındırmaktadır. Nitekim Peygamberimiz hayat şekliyle bunu uygulamıştır. Aslında Avrupa'nın korktuğu kısımda budur. Bu terbiyesizinde sarf ettiği cümleler tamamen yalandan ibarettir." dedi. (İLKHA)