​Uluslararası Adalet Divanı'nın Rohingya kararını değerlendiren HÜDA PAR Genel Başkanı İshak Sağlam, "İnsan hakları kuruluşlarını, İİT öncülüğünde tüm İslam ülkelerini Myanmar yönetimine karşı caydırıcı tedbirler almaya davet ediyoruz." dedi.

HÜDA PAR Genel Başkanı İshak Sağlam, yaptığı haftalık dış gündem değerlendirmesinde; Uluslararası Adalet Divanı'nın Rohingya kararı, Berlin'de yapılan Libya konferansı ve işgal rejiminin Gazze saldırıları gibi gündemin öne çıkan konu başlıklarını değerlendirdi.

Libya krizinin müzakere edilmesi amacıyla Arap Birliği, Afrika Birliği, BM, Avrupa birliği ile 12 ülke temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirilen Berlin Konferansı'na değinen Sağlam, konferansın, Libya krizinin müzakere yöntemiyle çözülmesi yolunda oldukça önemli bir adım olduğuna işaret etti.

Siyonist işgal rejiminin, Gazze'yi insansızlaştırmak ve direnişi zayıflatmak amacıyla kritik mevzilere belli aralıklarla gerçekleştirdiği saldırıları şiddetle kınayan Sağlam, "İşgal rejimine karşı Müslüman kamuoyu harekete geçmeli, uluslararası kuruluşlar Filistin halkına sahip çıkmalı ve yüzyılın anlaşmasının yürürlüğe girmesini önleyecek adımlar atılmalıdır." çağrısında bulundu.

Uluslararası Adalet Divanı'nın Rohingya kararı

Geçtiğimiz aylarda Gambiya'nın şikâyeti üzerine Rohingya Müslümanlarına yönelik soykırım yapıldığı suçlamasıyla Uluslararası Adalet Divanı'nda dava açıldığını hatırlatan Sağlam, "Uluslararası Adalet Divanı, Rohingya Müslümanlarına yönelik soykırımın önlenmesi için tüm tedbirlerin alınmasına hükmetti. Mahkemenin Rohingya Müslümanlarını korumak için önlemler içeren kararı bağlayıcı olduğu halde, Myanmar yönetimi daha önce Divan'ın Myanmar üzerinde yargı yetkisi bulunmadığına dair bir açıklama yapmıştı. Dolayısıyla mahkeme hükmünün Rohingyalı Müslümanlar lehine olmasına ve her 6 ayda bir tedbirlerin uygulandığına dair rapor talep edilmesine karşın Myanmar yönetiminin sorumluluklarını yerine getirmesi beklenmiyor." dedi.

Tüm İslam ülkelerini, Myanmar yönetimine karşı caydırıcı tedbirler almaya davet eden Sağlam, "Myanmar yönetiminin Rohingya Müslümanlarına karşı işlediği suçların soykırım olarak tanınmasına karşın caydırıcı bir adım atılmamış ve Rohingya Müslümanlarının tüm sosyal ve hukuki haklardan mahrumiyeti devam etmiştir. Divan'ın, Myanmar hükümeti aleyhine olan tutumu önemli bir adım olmasına karşın caydırıcılık boyutu tartışmalıdır. Rohingyalı Müslümanların tüm sosyal ve hukuki haklarına kavuşması, yaşam koşullarının iyileştirilmesi ve soykırım politikalarının sona ermesi için, insan hakları kuruluşlarını harekete geçmeye ve İslam İşbirliği Teşkilatı öncülüğünde tüm İslam ülkelerini, Myanmar yönetimine karşı caydırıcı tedbirler almaya davet ediyoruz." ifadelerini kullandı.

Berlin Konferansı

Berlin'de yapılan Libya konferansı'na değinen Sağlam, "19 Ocak'ta Libya krizinin müzakere edilmesi amacıyla Arap Birliği, Afrika Birliği, BM, Avrupa birliği ile 12 ülke temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirilen Berlin Konferansı, 55 maddelik bir sonuç bildirgesinin açıklanmasıyla sona erdi. Ateşkesin ilanı, taraflara ve destekçilerine askeri faaliyetlerini sona erdirme çağrısı ve sürecin takibi için Uluslararası İzleme Komitesinin oluşturulması ile ilgili alınan karar, sonuç bildirisinin en önemli maddeleridir." şeklinde konuştu.

Sağlam, sözlerine şöyle devam etti:

"Konferans, Kaddafi rejiminin devrilmesinden bu yana devam eden Libya krizinin müzakere yöntemiyle çözülmesi yolunda oldukça önemli bir adım olmuştur. Krizin sona erdirilmesinin öncelikli yolu; müdahil devletlerin ellerinin çektirilmesi ve şartsız kalıcı ateşkesin ilan edilmesidir. Aksi takdirde, müdahil ülkelerin masada olmalarının savaşı uzatmaktan ve Libya'da yıkımı artırmaktan başka bir karşılığı olmayacaktır."

"Krizin çözümüne dair müzakere girişimlerinin devam etmesi önemlidir." diyen Sağlam, "Kalıcı ateşkes, ancak taraf devletlerin desteklerini çekmelerine odaklanılmalıdır. Kalıcı ateşkesin sağlanması, silahların toplanması, paralı askerlerin tasfiyesi ve ön koşulsuz müzakere masasının kurulması ivedilikle atılması gereken adımlardır." ifadelerine yer verdi.

İşgal rejiminin Gazze saldırıları

İşgal rejiminin Gazze'ye yönelik saldırılarına değinen Sağlam, "Gazze'yi insansızlaştırmak ve direnişi zayıflatmak amacıyla kritik mevzilere belli aralıklarla saldırılar gerçekleştiren işgal rejimi öte yandan yüzyılın anlaşması kapsamında hazırlıklarını sürdürmektedir. Siyonist rejim, BM ve Uluslararası toplum tarafından yasa dışı ilan edilmesine karşın yeni yerleşim yeri inşa etmeyi hızlandırmıştır. İslam dünyasının tepkisizliğinden ve birbirleriyle didişmesinden cesaret alan işgal rejimi Mescidi Aksa'ya da sürekli baskınlar düzenlemekte ve ibadet eden Müslümanları esir almaktadır. Son olarak işgal rejimi, eski Kudüs Müftüsü ve hali hazırda Mescid-i Aksa İmamı olan Şeyh İkrime Sabri'nin Mescid-i Aksa'ya girişini bir hafta süreyle yasaklamıştır." dedi.

"Uluslararası kuruluşlar Filistin halkına sahip çıkmalı"

Son olarak Sağlam, "Uluslararası hukuku ihlal ederek Filistinlilerin en temel haklarını elinden alan işgal rejimi, yüzyılın anlaşmasını ilan etmeye hazırlanmaktadır. Ancak çoğu İslami kuruluş ve halkı Müslüman devlet maalesef bu süreçte soykırımı ve tehciri yasallaştıran bu ihanet anlaşmasının destekçisi konumundadır. İşgal rejiminin güvenlik politikası ile bağlantılı olarak birçok bölge ülkesinde oluşturulan mevcut kaotik durum, anlaşmanın ilanı ile birlikte tüm Ortadoğu'ya yayılacak ve daimî hale gelecektir. Yayılmacılık politikası doğrultusunda Filistin topraklarını insansızlaştırmayı hedef edinen işgal rejimine karşı Müslüman kamuoyu harekete geçmeli, uluslararası kuruluşlar Filistin halkına sahip çıkmalı ve yüzyılın anlaşmasının yürürlüğe girmesini önleyecek adımlar atılmalıdır." çağrısında bulundu. (Ramazan Casuk-İLKHA)