İşgalci ABD tarafından katledilen Kasım Süleymani için Ankara Ulus Meydanı’nda bir protesto gösterisi düzenlendi.

İşgalci ABD tarafından yapılan saldırıyla hayatını kaybeden İran Devrim Muhafızları Ordusu'na bağlı Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin ardından Müslümanlar bir an önce ABD ve işgalci siyonistlerin Ortadoğu’yu terk etmeleri gerektiğini belirtiyor.

Kasım Süleymani’nin katledilmesinin ardından işgalci ABD’yi telin etmek amacıyla Ankara Ulus Meydanı’nda toplananlar, Süleymani, Kudüs ve vahdet sloganları atıp ABD’yi tel'in ettiler.

Ankara Kudüs İnisiyatifi tarafından düzenlenen protesto gösterisi Ali Cevat Samedi tarafından okunan Kur’an-ı Kerim ile başladı.

Ara ara sloganların atıldığı protestoda basın açıklaması metni, Ankara Kudüs İnisiyatifi gönüllüsü Kemal Kemahlı tarafından okundu.

Kemahlı, “Türkiye’nin Rusya’dan S-400 füzelerini almasının ardından ABD senatosunun Türkiye'ye yaptırım uygulanmasını öngören tasarıyı kabul etmesi, yine senatoda sözde Ermeni soykırımının tanınması ve Trump’ın da bu durumu destekleyici beyanlarda bulunması üzerine NATO üsleri, özellikle de İncirlik ve Kürecik yeniden kamuoyunun gündeme geldi. Devlet yetkilileri, ABD-NATO üslerini kapatma tehdidinde bulundular. Biz Ankara Kudüs İnisiyatifi olarak Türkiye'ye yönelik aldığı yaptırım kararlarından dolayı büyük Şeytan Amerika'yı ve siyonist Trump'ı şiddetle kınıyor ve lanetliyoruz.” dedi.

video

“Türkiye, ABD ve diğer güçlerin etkisinden bir an önce kurtulmalıdır”

Normal şartlarda bir ülkenin, NATO’da yer alan müttefikine ‘askeri ambargo’ uygulayamayacağını belirten Kemahlı, “Büyük Şeytan ABD bunların tümünü Türkiye’ye karşı yapıyor. Biz biliyoruz ki, ABD ve diğer emperyalist ülkelerde ‘müttefiklik, dostluk, vefa’ yoktur. Onların sadece kendi menfaat ve çıkarları vardır. Türkiye, ABD ve diğer güçlerin etkisinden bir an önce kurtulmalıdır. Askeri, ekonomik ve bilhassa kültürel hegemonya ve prangaları kırmalıdır. ABD’nin Türkiye’deki İncirlik ve Kürecik başta olmak üzere birer fitne ve fesat merkezleri olan bütün üsleri kapatılmalıdır. Bağımsız, onurlu, ilkeli, halkımızın ve ümmetin menfaat ve çıkarlarını önceleyen bir iç ve dış politika takip edilmelidir. Türkiye NATO'dan çıkmalı ve Avrupa Birliği sevdasından vazgeçerek 54. Hükümetin Başbakanı merhum Erbakan hocamızın kurduğu D8'leri canlandırmalı ve D60 hedefine ulaşmalıdır.” ifadelerini kullandı.

“ABD ve korsan israil tehditten ve sözden anlamaz, onlar ancak güçten anlar”

Türkiye’deki halk Kürecik ve İncirlik başta olmak üzere tüm NATO üslerinin kapatılmasını ve NATO’dan çıkılmasını istemekte olduğunu belirten Kemahlı, “O halde daha ne duruyorsunuz? Boş tehditleri bırakın! ABD ve korsan israil tehditten ve sözden anlamaz. Onlar ancak güçten anlar. Tıpkı rahmetli Prof. Dr. Necmettin Erbakan hocamızın 26 Temmuz 1975’te başbakanlığa vekalet ederken yaptığı gibi siz de İncirlik ve Kürecik dahil tüm ABD-NATO üslerini derhal kapatın. 3 Ocak gecesi katil ABD'nin askeri helikopterleri Bağdat havaalanı yolunda içinde siyonistlerin ve Amerikalıların korkulu rüyası olan Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani ve Haşdi Şabi başkan yardımcısı Ebu Mehdi El Mühendis'in de bulunduğu araca füzelerle saldırarak 8 seçkin Müslüman komutanı şehit etti. Pentagon'un yaptığı resmi açıklamaya göre, bu vahşi saldırının emrini katil Trump bizzat kendisi verdi. Bu katliamı yapan büyük Şeytan ABD, Siyonist Trump ve korsan israili şiddetle lanetliyoruz. Şu anda bütün yeryüzü coğrafyasında dünya Müslümanları bir dönüm noktasına girmiş bulunmakta.” diye belirtti.

“Amerika ve israil geçmişi katliam, soykırım, işgal, darbe ve yıkımlarla doludur”

Kemahlı, “Bütün geçmişi, katliam, soykırım, işgal, darbe ve yıkımlarla dolu olan emperyalist Amerika, siyonist israil rejimi ve onların bölgedeki aşağılık işbirlikçileri, gerçekleştirdikleri bu son saldırı ile hak batıl savaşında yeni bir dönemin kapısını açmış oldular. Kuşkusuz ki, müstekbir ve tağutların doğasında zulüm ve saldırı, cinayet ve katliam, azgınlık ve zorbalık vardır. Onların doğasında sultacılık, tahakküm ve yağmacılık vardır. Onların doğasında insanların onurlarını çiğneme, haklarını gasp etme, yurtlarını işgal etme, zenginliklerini talan etme vardır. Onların doğasında ilahlık taslama, şeytanın bayrağını dikme vardır. Bundan dolayıdır ki, bu müstekbir ve tağutlar, bölgedeki çıkarlarına, şeytani varlıkları ve kirli planlarına son vermek isteyen bütün Müslümanları, bütün ve direnç noktalarını yok etmek için bir an olsun durmuyorlar, geceli gündüzlü saldırılarını sürdürüyorlar. Amerika’nın Bağdat havaalanı yolunda gerçekleştirdiği saldırısı, günümüzde gerçekleştirilen alçakça bir saldırı olduğu gibi, gerçekte bu saldırı, Nemrud ve Firavunların, Ebu Leheb ve Yezidlerin hak ehline ve hak cephesine yönelik sergilediği amansız ve azgın saldırıların günümüzdeki yeni bir tezahürüdür.” dedi.

İsmail Heniyye, 'Kasım Süleymani Kudüs şehididir, o ömrünü Filistin direnişine adadı'

Açıklamasının devamında Kemahlı şunları aktardı:

“Kudüs gücü komutanı Şehid Kasım Süleymani ümmetimizin siyonizme ve küresel müstekbirlere karşı mücadelesinde yetiştirdiği emsalsiz bir şahsiyetti. O sadece bir ülkenin ve bir halkın evladı değildi. O bütün İslam ümmetinin atan bir kalbi, izzet ve azamet dolu bir yüreği idi. Bütün ömrü cihad ve mukavemet siperlerinde, hususen Filistin ve Mescid-i Aksa’nın savunulmasında geçen, Allah’tan başka hiçbir güçten korkmayan, zillete boyun eğmeyen bir mücahiddi. Onun içindir ki, Süleymani’nin şehadetiyle acıların en büyüğüne gark olanların başında şerefli Filistin halkı gelmektedir. Bütün Filistin direniş hareketlerinin yayınladıkları taziye mesajları, kurdukları yas çadırları, Şehid Kasım Süleymani’nin onlar nezdinde ne büyük bir değer ve aynı zamanda ne büyük bir kayıp olduğunu göstermektedir. Hamas lideri İsmail Heniyye şehit General Süleymani'yi şu veciz cümle ile tanımlamaktadır: 'Kasım Süleymani Kudüs şehididir. O ömrünü Filistin direnişine adadı.'”

“Kalemler, artık İslam dünyasında Amerikan sultacılığından bir eser kalmadığı günleri yazacaktır”

Amerika yaptığı son saldırıyla her yandan kendisini saracak olan cehennem alevleri üzerine çektiğini aktaran Kemahlı, “Artık kalemler tarihi yazarken, Amerikan emperyalizminin ayaklarının yeryüzünün her bir yanında nasıl kırıldığını, ellerinin nasıl kesildiğini ve başının nasıl dağıtıldığını yazacaktır. Kalemler zamanın Firavunu olan bu büyük şeytanın ayaklarının altındaki toprağın kendini nasıl sarsıp savurduğunu yazacaktır. Kalemler, artık İslam dünyasında Amerikan sultacılığından bir eser kalmadığı günleri yazacaktır. Tarih, denizden nehire, bütün Filistin’in özgürleştiği, Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın siyonist işgalden kurtulduğu günleri yazacaktır.” diye konuştu.

“Amerika ve israil Müslümanları etnik, mezhebi ayrılıklar üzerinden birbirine düşürmüşlerdir”

“İslam beldeleri ve Müslüman halkların Amerikan çizmeleri altında kaldığı dönem kapanmak üzeredir.” diyen Kemahlı, “Kendini yeryüzünün ilahı sanan bu büyük şeytan, Ümmetimizin kahraman savaşçılarının, izzet ve azamet dolu direniş cephesinin ayakları altında ezilecektir. Zamanın tağut ve müstekbirleri kendilerini bekleyen mukadder akibeti geciktirmek, o karanlık ömürlerini biraz daha uzatmak için ellerinden gelen her yola başvuruyorlar. Başvurdukları ilk yol, İslam ümmeti arasında ayrılık, ihtilaf ve çatışma çıkarmaktır. Ne yazık ki, tarih boyunca başvurdukları bu yolda başarılı olmuşlar, Müslümanları etnik, mezhebi ayrılıklar üzerinden birbirine düşürmüşlerdir. Rabbimiz Kur’an’da bize düşman olarak Amerika gibi azgın müstekbirleri, israil gibi gasıp siyonistleri tanıtıyor. Onun içindir ki, bizim en büyük düşmanımız büyük şeytan Amerika ve gasıp siyonist israil rejimidir. Öfkemiz onlaradır, kavgamız da onlarladır. Düşmanların kirli oyunlarına, tuzak ve komplolarına düşmeden her vesileyle ümmet olarak birbirimizle ellerimizi birleştirmeli, kardeşliğimizi ve vahdetimizi güçlendirmeliyiz. Sözlerimiz ve amellerimiz hem düşmanların oyunlarını bozmalı, hem de kardeşliğimizi daha da güçlendirmelidir.” ifadelerine yer verdi.

“Allah’ın izniyle pek yakında ümmet olarak özgür Kudüs’ümüze ulaşacağız”

Müslümanların vahdet zamanının geldiğini belirten Kemahlı, “Biz biriz, ümmetiz ve kardeşiz. Büyük şeytan Amerika’nın karşısında Ümmet olarak ayakta duracak, ümmet olarak direnecek ve ümmet olarak kazanacağız. Allah’ın izniyle pek yakında ümmet olarak özgür Kudüs’ümüze ulaşacağız… Bugün burada kendilerini rahmetle ve minnetle andığımız Kasım Süleymani ve Ebu Mehdi Mühendis gibi aziz şehidlerimiz, bundan önce kutlu bir cihadla birlikte şehadete ulaşan Abbas Musavi, Ahmed Yasin, Fethi Şikaki ve Abdulaziz Rantisi gibi büyük kurbanlarımız bize bu yolu öğrettiler. Onların kendileri bu yolda yürüdüler. Bu yolda mücadele ettiler ve bu yolda şehadete ulaştılar... Hepimize düşen en büyük görev de, bu aziz şehidlerimizin bayrağını daha da yükseklere kaldırarak İslam ümmetinin tarihine yeni zaferleri eklemek, Kudüs’ümüzün özgürlüğüne daha da çok yakınlaşmak, İslam’ın ve ümmetin azılı düşmanlarına tarihin en ağır yenilgilerini tattırmaktır.” dedi.

Son olarak Kemahlı, “Ya Rab! Hz. Hamza misali sana uğurladığımız bu aziz şehidimizin yolundan, müstekbir ve Siyonistlerle mücadele hattından ayrılmayacak, büyük şeytan Amerika, siyonist İsrail ve onların suç ortaklarıyla mücadeleden bir an olsun geri durmayacağız! Ya Rab! İslam’ın ve Müslümanların en azgın düşmanı büyük şeytan Amerika’nın İslam dünyasındaki varlığına son vermek için sürdürülen her mücadelenin yanında duracak, bütün varlığımızla şehidlerimizin mirasına ve direniş cephesine sadık kalacağız. Ya Rab! İslam ümmetinin onuru ve şerefi olan direniş ekseninin korunması için hiçbir sorumluluktan kaçmayacağız, ümmetimizin topyekûn kurtuluşuna kadar cihad ve direniş siperlerinden çıkmayacak, zulüm, saldırı ve tehditlere boyun eğip teslim olmayacağız. Ya Rab! Ümmet kardeşliğimizi bozacak tuzaklara düşmeyecek ve Müslümanları birbirine düşürecek oyunlara fırsat vermeyecek, birlik ve beraberliğimizi sonuna kadar muhafaza edeceğiz. Ya rab! Üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sabit kıl bu azgın düşmanlara karşı bizleri zafer yollarına ulaştır!” diye dua etti.

Açıklamanın ardından İran için hazırlanan taziye mektubu okunduktan sonra gruptan bir heyet İran İslam Cumhuriyeti’nin Kültür Müsteşarlığına gidilerek taziye ziyaretinde bulundular. (Mehmet Sait Çelik –İLKHA)