Sedat Karatay/Vanolay
​​Van’da düzenlenen "Yolumuzu Aydınlatan Yıldızlar" programında konuşan Araştırmacı- Yazar Levent Dalgın, günümüzdeki Müslümanların da sahabeler gibi işkence ve sıkıntılar yaşadığına değinerek zor zamanda Müslüman olmanın önemine vurgu yaptı.
Peygamber Sevdalıları Vakfı tarafından kasım ayının "sahabe ayı" olarak ilan edilmesi münasebetiyle Van’da "Yolumuzu Aydınlatan Yıldızlar: Hazreti Hatice ve Hazreti Sad Bin Ebi Vakkas" temalı program düzelendi.
Merkez İmam Hatip Lisesi Konferans Salonunda gerçekleşen program, Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı.
Programda daha sonra ilahi ses sanatçıları tarafından sahabeler üzerine yazılan ilahi ve marşlar seslendirildi.
Programa konuşmacı olarak katılan Araştırmacı- Yazar Levent Dalgın, Sad Bin Ebi Vakkas’ın hayatından ve mücadelesinden kesitler sundu.
İlk günde Müslüman olmanın basit bir olay olmadığına dikkat çeken Dalgın, "Zor zamanda Müslüman olmak, zor zamanda İslam için bedel ödemek öyle basit bir olay değildir. Hazreti Ömer (Radiyallahu anh), Irak ve İran’a sefer yapacak. Çünkü İslam ordularının oraları fethetmesi gerekiyor. Oturmuşlar Medine’de konuşmuşlar. Bir türlü gidecek bir adam bulamamışlar. Kara kara düşünürken Sad Bin Ebi Vakkas’ın mektubu başka bir münasebetle oraya gelmiş. Sad’ın mektubunu görünce okumuyorlar. ‘İşte İran’a gidecek bu dur’ diyorlar.’ Bu basit bir olay değildir. Sad Bin Ebi Vakkas, İran’ı fetheden başkomutandır. Sad ilk günde, acı günde Müslüman olmuştur." ifadelerini kullandı.
İlklerin adamı Allah için Kalkan ilk yumruk, Allah için ilk kan akıtan sahabidir Sa’d bin ebi Vakkas. Allah resulü (sa) 63 yıllık hayatında 63 tane seriye ve gazveler hiçbirinden geri kalmayan adam gibi adam. 17 yaşında Müslüman olduğunda annesinin tüm dayatmalarına direnen ve annesinin eğer imanından dönmezsen yemeyip içmeyip bu şekilde öleceğim tehdidine karşı 1000 can'ın olsa hepsini Teker teker versen ben yinede davamdan vazgeçmem diyen kararlı Sad Bin Ebi Vakkas bu sözü üzerine Lokman suresinin 15 ayeti inen sözü ayet olan sahabe. Efendimiz Aleyhisselam'ın işte bu benim dayım var mı böyle dayısı olan diye övündüğü kişi günümüzde Sad Bin Ebi Vakkas anlamak başta kararlı ve dik durmak demektir Sad Bin Ebi Vakkası anlamak dava safları arasında yerini almak demektir Sad Bin Ebi Vakkas anlamak tehditlere boyun eğmemektir.
"PEYGAMBERİMİZİ FERAHLATAN HAZRETİ HATİCE’DİR"
Hazreti Hatice’nin Peygamber Efendimizin en büyük dayanağı olduğunu ifade eden Dalgın, "Biz işe gidiyoruz. Sabah trafiğe çıktığınız zaman bir saatte o günkü stres limitinizi dolduruyorsunuz. Gergin ve sinirli oluyorsunuz. O hal ile eve geldiğiniz zaman sizi eşiniz bekliyor. Kadın da size ‘neden bunu almadın ve etmedin’ diye bir sürü şey söylüyor. O halde yutkunuyorsunuz, sabır ediyorsunuz. Peygamber Efendimizin ise omuzunda öyle bir yük vardı ki. Risalet yükü var, Allah’a hesap verecek. Bütün insanlar ona düşmanlık yapıyor. Sırtına deve işkembesi atılıyor. Sağa dönüyor hakaretler görüyor. Sola dönüyor küfürler ediliyor. Sahabelerinin gördüğü işkencelere şahit oluyor. Her gün işkence ve keder görüyor. Parası, arkası ve devleti yok. Hiçbir şeyi yok. Ama aynı zamanda görevli ve vazifeli… O yorgunluk ve çile ile eve geldiği zaman onun bütün stresini, yorgunluğunu, hüznünü, kederini ve yüzüne yansıyan acılarının hepsini silen birisi var evde… Kimdir O? Hazreti Hatice’dir. Birçok ayette bahsedilen vasıta ve vesile Hazreti Hatice’dir. O’nu ferahlatan, zenginleştiren, göğsünü ferahlatan, şanını yücelten Hazreti Hatice’dir. Bir kadın bu kadar mı sekine sahibi olur. Bu kadar mı teselli edici olur." diye konuştu.
Programda daha sonra Hazreti Hatice ve Hazreti Sad Bin Ebi Vakkas’ın hayatlarının ve mücadelelerinin anlatıldığı sinevizyon gösterisi ile devam etti. Hazreti Hatice’nin anlatıldığı gösteride; Hazreti Hatice’nin örnek anneliği, iffeti, ahlakı, sadakati, Peygamberimize olan muhabbeti, ilk mümin oluşu ve fedakârlığından örnekler verildi.
Program yapılan dua ile sona erdi.