Özelde Türkiye, genelde de dünya Müslüman gençliğin üzerine oynanan oyunlara dikkat çeken Milli Gençlik Vakfı ve Anadolu Gençlik Derneği Başkanı Salih Turhan, manevi eğitim noktasında yapılan çalışmaların yetersiz kaldığını belirtti.

İLKHA muhabirine değerlendirmede bulunan Turhan, temeli 1949 yılında Türkiye ve ABD arasında imzalanan Fulbright Anlaşması'na dayanan eğitim sistemi kaldırılmadan, besmeleyi merkeze alan bir eğitim sistemi ortaya konmadan, dindar bir neslin yetişemeyeceğini söyledi.

Türkiye’de 30 yaşın altında 45 milyon genç olduğunu, bunun da dünyada 140 ülke nüfusundan daha fazla olduğuna dikkat çeken Turhan, "Türkiye gençlik açısında dünyanın en zengin ülkelerinden biridir. Sadece okuyan genç açısında baktığınızda 23 buçuk milyon genç olan bir ülkeyiz. Avrupa’da 28 ülkeden, dünyada 140 ülkeden daha fazla genç nüfusla karşı karşıyayız. Ama ne yazık ki gençliğimizin maddi ve manevi gelişimi açısında baktığınızda, sürekli değişen eğitim müfredatları, sınav sistemleri, eğitim sistemleri; öbür taraftan da gençlerimize manevi eğitim noktasında yapılan çalışmalar ne yazık ki yetersiz." dedi.

"Gençliğimizin karşı karşıya kaldığı sorunların temel sebebi eğitim sistemidir"

"Bunun yetersizliğini nasıl görüyoruz?" diye soran Turhan, şunları söyledi:

"Şöyle sokaklara indiğinizde, köprü altlarına baktığınızda, internet kahvelerinin köşelerine baktığınızda, aileleriyle ilgili problemlere baktığınızda, madde bağımlılıklarına baktığınızda, ülkemiz gençliğinde çok ciddi problemlerle karşı karşıyayız. Bunun en temel sebebi mevcut eğitim sistemidir. Eğitim sisteminin temeli de 1946’da Amerika yetkilileriyle yapılan Fulbright Anlaşması'dır. Hâlen ne yazık ki eğitim sisteminde bu anlaşma aktiftir. Bu anlaşma ortadan kaldırılmadan, besmeleyi merkeze alan bir eğitim sistemi ortaya konulmadan, yapılacak olan tüm çalışma ne yazık ki beyhude olur. Şu an ki sistem ‘dindar’ değil, ne yazık ki ‘dinidar’ bir nesil yetiştirir."

"Amerika ve israilin kontrolündeki siyonist odaklar, Müslüman gençliği ifsad ediyor"

Türkiye’nin, gücünü genç nüfusundan aldığının altını çizen Turhan, ABD ve siyonist terör çetesinin kontrolündeki odakların Müslüman gençlerin ifsadı için birçok organizasyon düzenlediğini ifade etti.

Turhan, "Bu genç nüfusa dair dünyada belli odaklar var. Dünya siyonizmi dediğimiz odaklar bunlar. Amerika ve israil kontrolündeki mekanizmalar. Bu mekanizmalar bir şekilde hem ülkemizde hem de dünyada Müslüman gençliğin ifsadına dönük birçok organizasyonlar ortaya koyuyorlar. İnternetten tutun birçok çalışmaya kadar. Bu çalışmalara karşı Türkiye’deki sivil toplum kuruluşları, devletimizin mekanizmaları, inancı merkeze alan bir birliktelik ortaya koymadıkları zaman, hangi yol ve metodu deneseler denesinler, bu nesil Allah muhafaza gün geçtikçe elimizden kayıp gitmeye devam eder. Tam tersine bir süreç oluşursa dünya siyonizmin belirlemiş olduğu eğitim sistemleri, teknolojik sistemler, toplumsal çalışmalar, bunların karşısında öne çıkacak bir çalışma ortaya konulursa, bunlar peyder pey düzeltilecektir." diye konuştu.

"Peygamber Efendimizin hakikatlerine sarılmazsak problemler çözülmez"

Peygamber Efendimizin (Sallallahu Aleyhi Vesselem) hakikatlerine sarılmadığımız müddetçe, problemlerin devam edeceğini dile getiren Turhan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hem bireysel olarak aileler, hem sistem olarak hükümetler, sivil toplum kuruluşları, bunlar hep beraber bir çalışma formatı ortaya koymazlarsa, sonu itibariyle bizler Müslümanız, inanan insanlarız. Önümüzdeki rehberimiz, önderimiz, liderimiz Efendimizin ortaya koymuş olduğu hakikatler var. Bu hakikatlere sarılmadığımız müddetçe, sünneti seniyyeye sarılmadığımız müddetçe, Allah Resulünün insani ilişkilerine bakmadığımız müddetçe, onun sahabe ile olan irtibatına bakmadığımız müddetçe, ailelerimizle ilişkilerimizi ona bağlı ortaya koymadığımız müddetçe, bu problemler artarak devam edecek. Fazla bir metoda da gerek yok. İnancımızı merkeze alan bir metod ortaya konulacak. Bu metodun uygulamasını anne babalar, çocuklar, eğitim sistemleri, devlet yetkilileri, sivil toplum kuruluşları, bununla alakalı bir irade ortaya koyacaklar. Sonuç itibariyle anne babalar söyledikleriyle amel etmiyorlar, söyledikleriyle amel etmedikleri için bu nesiller ortaya çıkıyor."

"Gençliğimizi korumak için bir ve beraber hareket etmemiz lazım"

Dünya Müslüman gençliğinin üzerinde oynanan oyunların yerel bir plan olmadığına dikkat çeken Turhan, bunun küresel bir proje olduğunu vurguladı.

Açıklamasının devamında Turhan, "Dünya siyonizmi dediğimiz, envanjelist bakışlar dediğimiz birçok çalışmayı ortaya koyuyorlar. Birinci olarak bilgiyi kontrol ediyorlar. Bilgiyi kontrol ederek teknolojiyi kontrol ediyorlar. Toplumu ve zihinleri kontrol ediyorlar. Bunları yaparak yavaş yavaş insanları, ahiret yurduna dönük ideallerden, dünyaya dönük materyalist bakış açısına doğru yönlendiriyorlar. Bunlara karşı bizim bir ve beraber hareket etmemiz lazım. Avrupa Birliği, NATO gibi bizden uzak birliktelikler yerine, Müslümanların birlikteliklerini merkeze alan D-8 ve İslam Birliği gibi çalışmaları ortaya koyup, İslam ülkeleriyle senkronize bir çalışma ortaya koymamız lazım. Düşünün Avrupa’daki ülkeler tek bir para birimine sahipler. Ortak anayasa çalışmaları var. Eğitim sistemlerini ortak bir zemin üzerinde idare ediyorlar. Müslümanlar açısında baktığınızda bırakın İslam ülkelerinin bir araya gelmesini, bir ülkede bile onlarca ayrı ayrı yapılar oluşmaya başlıyor. Bu noktadaki en büyük problem bizim birlik ve beraberlik, öte taraftan da küresel güçlere karşı tutumumuzla alakalıdır." diye konuştu. (Şükrü Tontaş-İLKHA)