​Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Trump'ın, şahsına yönelik üslupsuz mektubuna ilişkin, "Bunu unutmamız mümkün değil ama önceliğimiz olarak da görmüyoruz. Vakti saati geldiğinde bununla ilgili gerekenin yapılacağının da bilinmesini istiyoruz." dedi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da Dolmabahçe Çalışma Ofisinde yabancı medya medya temsilcileriyle bir araya gelerek bir konuşma yaptı.

Suriye'de 2011 yılında ilk hadiseler başlamadan önce çok Beşar Esed ile müspet ilişkilerinin olduğunu hatırlatan Erdoğan, "Esed'e demokratik bir yönetim için tavsiyelerde bulunuyordum. Özellikle Kürt kardeşlerimize karşı politikalarında daha olumlu olmasını söyledim. Esed kendisine verdiğimiz bu önerileri dikkate almadı. Sonuçta Suriye nüfusunun yarısından fazlasını oluşturan 12 milyon kişi evinden olurken 6 milyon kişi de yurt dışına gitmiştir. 4 milyon kişi de ülkemize gelmiştir. Bunun 3.6 milyonu Suriye genelinden, 350 bini de Kobani'den gelen Kürt nüfustur." dedi.

Düzenledikleri operasyonun ardından DEAŞ'ın bu topraklarda tutunamadığı söyleyen Erdoğan, "ABD'ye önerilerde bulurduk ve ABD bizim yerimize PKK/ YPG ile bu işleri yürüttü. Müttefiklerimize yaptığımız önerilere rağmen bu konuda adım atılmadı. Bunun üzerinden Afrin'de YPG/PKK terör örgütüne yönelik harekat düzenledik. Ardından ise siviller için Astana sürecini başlattık. PKK/YPG'ye karşı yaptığımız uyarıların ardından kendi başımızın çaresine baktık. Türkiye Barış Pınarı Harekatı'na böyle geldi." dedi.

ABD'lilerle bir çok konuda ilerleme sağlamaya çalıştıklarını ancak olmayınca 9 Ekim Çarşamba günü saat 16.00'da Barış Pınarı Harekatını başlattıklarını hatırlatan Erdoğan, "Bu harekat anlık olarak gerçekleşmedi. 3-4 yıllık evveliyatı vardı. Harekattan önce ABD Başkanı Trump ile yapacağımız harekatla ilgili konuştuk. Bunun üzerine ABD, askerlerini bölgeden çekeceğini açıkladı ve operasyon başladı."

Harekatın ardından Batılı ülkelerin tepkise değinen Erdoğan, "Ancak operasyon başladıktan sonra ilk iki günde Türkiye'nin elde ettiği başarının ardından tepkiler akıl sınırlarını zorlayacak seviyeye geldi. Bugüne kadar 65 yerleşim birimini kontrol altına aldık. 4 askerimiz ve 74 Suriye Milli Ordusu mensubu şehit oldu. Bu süre zarfından 750 terörist de etkisiz hale getirildi. 1081 saldırıda ise 20 vatandaşımız şehit düştü. Bu süreçte sivil kayıplarımıza rağmen bizi arayan olmadı ancak harekatın durdurulması için bizi her yerden aradılar." diye konuştu.

"TSK bölgeden ayrılmayacaktır"

PKK/YPG konusunda yaptıkları uyarılara kulak asılsaydı bu harekatı gerçekleştirmeyeceklerini vurgulayan Erdoğan, "Bu harekat nedeniyle DEAŞ'ın yeniden canlanacağı, sivil katliamların yapılacağını ileri sürenler terör örgütünün yandaşlarıdır. Bizim bu harekatı durdurmamızı isteyenlere 'Şayet bunu istiyorsanız terör örgütünü silahlarıyla birlikte bölgeden çıkarın' dedik. Bunun üzerine ABD Başkanı Trump bir heyet gönderdi. Yapılan görüşmelerin ardından Amerika 120 saat yani 5 gün içerisinde bu terör unsurlarını çıkarmaya söz verecek. Bu arada TSK bölgeden ayrılmayacaktır. Bu işlemlerin ardından bölgenin TSK'ya bırakılmasının ardından Barış harekatı sona erecek ve ülkemize karşı yapılan tüm baskılar kalkacaktır.

Trump'ın mektubu

ABD Başkanı Trump'ın üslupsuz mektubuna da değinen Erdoğan, şunları söyledi:

"Bizim bunu unutmamız mümkün değil ama bunu önceliğimiz olarak da görmüyoruz. Vakti saati geldiğinde bununla ilgili gerekenin yapılacağının da bilinmesini istiyoruz. Amerika salı akşamına kadar bu sözü tutabilirse bu sorun çözülmüş olabilecektir. Şayet bu söz tutulmazsa Barış Harekatı kaldığı yerden çok daha kararlı biçimde devam edecektir.

"PKK'nın temizlendiği bölgelerde rejim askerlerinin olması bizim için bir rahatsızlık değildir"

Soçi'de de Rusya Devlet Başkanı ile görüşeceğini hatırlatan Erdoğan, "Bir tek şartımız var rejimin bulunduğu her yerde PKK/YPG'nin temizlenmesidir. Maalesef Tel Rıfat'ta, Münbiç'te terör örgütü bölgeden temizlenmemiştir. Dahası PKK'nın temizlendiği bölgelerde rejim askerlerinin olması bizim için bir rahatsızlık değildir. Bizim orada kalmak gibi bir derdimiz zaten yok. Terör örgütleri Kobani'den çıkartılırsa bizim için bir mesele yok. Yeter ki terör örgütünden buralar temizlensin. Bütün derdimiz terör örgütünün buralardan çıkarılmasıdır. Yeni Anayasa çalışması tamamlandığında bu bölgelerin hepsi huzur içinde Suriye'nin yönetimine geçecektir. Türkiye olarak bizim de amacımız bunu sağlamaktır." diye konuştu. (İLKHA)