Vahdettin Köşkü'nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Batı ittifakı ile kurduğumuz siyasi ve askerî paktlara rağmen, en büyük tehditleri yine onlardan gördüğümüz bir gerçektir" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gazete ve televizyon kanallarının genel yayın yönetmenleri ile bazı yazar ve akademisyenlerle Vahdettin Köşkü'nde bir araya geldi.

S-400 tanıtım filminin gösterilmesinin ardından konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, basın mensuplarına, Türkiye'nin millî güvenliği ve egemenlik hakları bakımından önemli bir tartışma olan S-400 tedariki konusunda gösterdikleri onurlu duruş için şükranlarını sundu.

"Yönetime geldiğimizden beri kesintisiz bir mücadele içindeyiz"

Türkiye'nin millî güvenlik hassasiyetlerinin, herhangi bir vehme veya örtülü başka bir amaca değil, tamamen olgulara dayalı olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz bu coğrafyayı yönetmek üzere geldiğimizden beri kesintisiz bir mücadele içindeyiz. Anadolu Selçuklu Devleti, Osmanlı Devleti ve nihayet Türkiye Cumhuriyeti ile devam eden bu toprakları vatan kılma çabamıza yönelik tehditler daima olmuştur, bundan sonra da olacaktır." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Batı ittifakı ile kurduğumuz siyasi ve askerî paktlara rağmen, en büyük tehditleri yine onlardan gördüğümüz bir gerçektir. Bu siyasidir, bu ekonomiktir, bu kültüreldir, her anlamda... Soğuk Savaş döneminde uzunca bir süre Sovyetler Birliği'ne karşı ileri garnizonluk yapmış olmamız dahi, bizi bu tehditlerden korumaya yetmemiştir. Yunanistan ve daha sonra Güney Kıbrıs Rum Kesimi, başımızda Demokles'in Kılıcı gibi hep sallandırılmıştır" diye konuştu.

"Türkiye'nin sığınmacı politikası sebebiyle Nobel Barış Ödülü'nü alması gerek"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin tamamen kendi fedakârlığı ile yürüttüğü sığınmacı politikası sebebiyle Nobel Barış Ödülü'nü alması gerektiğini belirterek, "Nobel dediğiniz zaman 'adalet' diyorlar. Türkiye'den başka bunu dünyada yapan bir başka ülke var mı? Yok. Peki, niçin bu konu ele alınmıyor veya niçin değerlendirmeye tabi tutulmuyor. Bu gayretleri herhangi bir karşılık beklediğimiz için değil sadece kültürümüzün de gereği bu adımları atıyoruz." ifadelerini kullandı.

NATO'ya en büyük desteği veren ülkelerden olan Türkiye'nin bu tehdit karşısında güvenliği için arayışlara girdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, kimi NATO üyesi ülkelerin Türkiye'ye geçici olarak hava savunma sistemleri gönderdiğini hatırlattı. Türkiye'nin, savunma sistemlerini satın almak için ABD'ye başvurduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'ye geçici olarak konuşlandırılan hava sistemlerinin bir kısmının sökülüp geri gönderildiğini hatırlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgedeki gözlem noktalarına rejim saldırılarının devam etmesi hâlinde karşılık vermek yerine, birtakım çözümler üretmenin gerektiğini taraflara açıkça ifade ettiklerini vurgulayarak, Kuzey Irak'taki duruma değindi.

"Kandil tehdit olmaktan çıkacak"

Pençe ve Pençe-2 Harekâtları'nın şu anda başarıyla devam ettiğini ifade Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu sürecin sonunda artık Kandil diye bir tehdit kaynağı kalmayacağına da inanıyorum. Kandil'e alternatif Sincar'ı inşa etmeye çalıştılar. Orası da şu anda temizlenmiş durumda. Ve bunu da başaramadılar. Temennimiz odur ki başaramayacaklar. Böylece Fırat'ın doğusunda kökleştirmeye çalıştıkları terör koridorunun doğu ucunu da kapatmış olacağız." değerlendirmesinde bulundu.

Son dönemde, Türkiye'nin güvenlik hassasiyetini tetikleyen bir diğer gelişmenin de Doğu Akdeniz'de yaşandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Türkiye'nin ve Kıbrıs Türklerinin, Doğu Akdeniz'deki haklarını, hukuklarını, çıkarlarını yok sayan anlayışın bölgeye çöreklenme çabalarına karşın somut adımlar atıyoruz. Hâlen Fatih ve Yavuz sondaj gemilerimiz, bunun yanında da Barbaros Hayrettin Paşa Sismik Araştırma Gemimiz, bölgede faaliyetlerini tüm tehditlere aldırmadan sürdürüyor. Bu gemilerin güvenliğini sağlamak amacıyla tabii yanlarında Deniz ve Hava Kuvvetlerimizin unsurları da bulunuyor. İsrail, Mısır, Libya, Cezayir ve Tunus başta olmak üzere, bölge ülkelerindeki tüm gelişmeleri dikkatle takip etmek mecburiyetindeyiz."

"Bölgemizdeki gelişmeleri yakından izliyoruz"

Güney Asya'da Afganistan, Pakistan, Hindistan merkezli her gelişmenin Türkiye'nin takip alanı içinde olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Amerika'nın İran yaptırımları, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin Körfez Ülkeleri'ndeki her tasarrufunu da yakından izliyoruz." dedi.

Balkanlar'ı, Doğu Avrupa'yı, Kafkasya'yı, Orta Asya'yı da aynı çerçevenin içinde düşünmek gerektiğini aktaran Erdoğan, "Çünkü buralarda yaşanacak her meselenin ucu, eninde sonunda gelip mutlaka ülkemize dayanacaktır. Bu sebeple en küçük bir boşluğa meydan vermeden, rehavete kapılmadan, altımızın oyulmasına fırsat tanımadan gereken her durumda inisiyatif kullanmakta tarafız." diye konuştu.

"S-400'lerle barışı ve millî güvenliğimizi garanti altına almaya çalışıyoruz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz, S-400'leri alarak savaşa hazırlanmıyoruz. Barışı ve kendi millî güvenliğimizi garanti altına almaya çalışıyoruz. Savunma sanayimizi geliştirmeye yönelik diğer tüm atılımlarımızın da amacı budur." ifadesini kullandı.

Genel yayın yönetmenlerine seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sizlerden S-400 meselesini de, diğer millî güvenlik önceliklerimizi de bu anlayışla değerlendirmenizi ve özellikle halkımızı bu noktada bilinçlendirmeye sizlerin de aracı olmanızı, gayret etmenizi istiyorum." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Zira siyasette bile şu anda S-400 konusunda maalesef adeta Amerika'nın temsilcileri gibi gayret edenler var. Onları savunanlar var. Bu şekilde parlamentomuzun içerisinde hangi düşünceler nasıl tezahür ediyor, hepsi ortada. Bu keyfi değildir, az önce de söylediğim gibi bir zorunluluktur ve bu zorunluluğun bir gereği olarak devam ediyor. İnşallah yılsonuna kadar belli bir bölümü ve 2020'nin Nisan ayına kadar tamamıyla bu işi bitirmiş olacağız ve çok daha öz güven içerisinde yolumuza da devam edeceğiz." şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, S-400 bir hava savunma sistemi, F-35'in ise bir taarruz silahı olduğuna dikkati çekerek, "Temenni ederim ki F-35 konusunda farklı bir istikamette gelişme olmaz. Şimdi ikide bir bazı yaptırımlardan bahsediliyor. Ben bu konuda da, yani Sayın Trump'tan aldığım izlenimlerden de hareketle söylüyorum. Böyle bir durumun, mesela CAATSA, bunu ikide bir söylüyorlar. Tamam da şimdi CAATSA ile ilgili, bu konuda imzayı Sayın Trump 2017'de attı. Bizim CAATSA ile ilgili şu projemiz bizim onun da öncesine gidiyor. CAATSA'nın kapsamı içinde Türkiye yok, böyle bir şey söz konusu değil." ifadelerini kullandı.

ABD Savunma Bakanlığından bir heyetin önümüzdeki hafta içerisinde Türkiye'ye geleceğini, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın da birtakım görüşmeler yapacağını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu arada gelişmeyle ilgili de Sayın Trump'la da bir görüşme yapmamız söz konusu olabilir. Bunu da yapılan görüşmelerle tespit edeceğiz." diye konuştu.

"S-400'lerin kontrolü tamamen Türkiye'nin elinde olacak"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmede S-400'lerin ortak üretimi konusu üzerinde hassasiyetle durduklarını sözlerine ekleyerek, "Hatta belki biz bu sürecin arkasından S-500 olayını da yine Rusya ile yapmak durumu söz konusu. Bunları da görüştük, konuştuk. Bugünü şu anda düşünmüyoruz çok daha ileri süreci düşünmek durumundayız. Zira etrafımızda bizler için tehdit oluşturan bazı ülkeler varsa, bunlara karşı bizler de tedbirimizi almak durumundayız." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, S-400'lerin kontrolünün tamamen Türkiye'nin elinde olacağına vurgu yaparak, Rusya'ya eğitim için gönderilen Türk heyetinin de buradaki diğer ekipleri eğiteceğini söyledi.

"Tarihimizin şu anda en önemli anlaşması, S-400 anlaşmasıdır. Çünkü bu bir pazar olma mantığı değildir. Bu aynı zamanda bir ortak olma, üretime beraber geçme sürecidir." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya'nın yanı sıra Fransa ve İtalya ile de birçok anlaşmaların olduğunu, İngilizlerle savaş uçağı noktasında atılan adımlar bulunduğunu anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İngiltere'ye diyoruz ki 'bize Rolls Royce ver' Hem diyor hem satamıyor. Sat işte kardeşim. Ben Atak Helikopterlerinde Rolls Royce'u kullanmak istiyorum. Şu ana kadar ürettiklerimiz içinde Rolls Royce'u kullandık ama bir yerlerden izin alıyorlar. Hep bir yere bakarak verdikleri için de netice alamıyoruz. Bizden Atak Helikopterlerini isteyen çok müşterimiz var. Çok güçlü bir helikopter oldu. Biz aynı şekilde kendimize yeter hâle geleceğiz. İstiyoruz ki dostsak, dostlar bizimle bu noktada fikri mülkiyet hakkı olarak, onun devrini dahi yapabilsinler. Biz yaparız. Niye? Dostuz." ifadelerini kullandı.

Bölgede yeni gelişmelerin yaşandığına ve yeni gelişmenin Yunanistan'daki seçimler olduğuna değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Miçotakis yönetiminin nasıl bir durum ortaya koyacağı, nasıl bir gelişme Yunanistan'da olacağı... Yaptığımız görüşmeye baktığımızda birbirimize karşı güzel ifadeler kullandık. Temennim odur ki kendileri de bu ifadelerine sadık, sahip olmak suretiyle adımlar atarsa, Yunanistan-Türkiye arasındaki ilişkileri süratle daha iyi bir konuma taşırız." dedi.

"Türkiye bölgede NATO'nun en güçlü ayağıdır"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin S-400 almasından NATO'nun mutlu olması gerektiğini belirterek, sözlerine şöyle devam etti: "Bu bölgede Türkiye NATO'nun en güçlü ayağıdır. Ödeme planlarına baktığımız zaman ABD'den sonra 2. ve ya 3. sırada ödemelerini en sağlıklı şekilde yapan ülke de Türkiye'dir. Avrupa'nın meşhur zenginleri var ya onların hiçbirisi bizim gibi ödeme yapmıyor. Bu tür vecibelerini yerine getiren Türkiye'ye karşı aldığımız bu S-400'ler malzeme noktasında da güvenlik noktasında da savunma sistemleri noktasında da güçlü olmamız kime güç katacaktır? Aynı zamanda NATO'ya güç katacaktır. Şu anda bizim en sıkıntılı anımızda savunma sistemlerini istediğimizde dört ülke bize patriotlar noktasında destek verdi. Bunlar da ne denli sağlıklı olacak o da ayrı düşündürücü bir konumda. Süreler yakın, her an çekilebilir durumdalar."

AB üyesi ülkelerin ellerindeki en büyük silahlarının ekonomik yaptırımlar olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yeter ki benim milletim notumuzu düşürmesin. Onların not düşürmesi bizi o kadar ilgilendirmiyor. Şu anda bizim enflasyonumuz 15,7'ye düşmüş vaziyette. Bu yılsonuna kadar hedefimiz tek haneli rakama enflasyonumuzu düşürmek. Tek haneli rakama enflasyonumuzu yılsonuna kadar düşürdüğümüz anda, faiz oranlarında yılsonuna kadar belli bir hedefimiz var. Bunu da başaracağız." sözlerine yer verdi.

"FETÖ ile mücadele bitmedi"

"Tabii, 15 Temmuz konusunda hâlâ bizi anlamak istemeyenler var" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "FETÖ ile mücadelede biz bu işin bittiği kanaatinde değiliz. Zaten olmadık. Çünkü adeta metastaz yapmış bir kanser mikrobu gibi. Dolayısıyla da bunun tamamen temizlenmesi lazım. Bunun kesinlikle kesilip alınması lazım." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Bununla ilgili de gün geçmiyor ki, televizyonlarda 'Şu kadar FETÖ'cü gözaltına alındı. Şu kadarı tutuklandı' haberleri dönüyor. Devam ediyor, devam edecek. Eğer bu noktada samimiyse bu takım ve belli kesimleri, o zaman demek ki bu çalışmalar devam ediyor. Demek ki, himmet toplantıları devam ediyor ki, bunlar yakalanıyor. Bu toplantılar olmasa, bunlar yakalanmaz. Yakalandıklarına göre, rahat durmuyorlar. Hâlâ çalışıyorlar. Dolayısıyla bizim de devlet olarak bunlar üzerindeki çalışmalarımızı, Emniyet Teşkilatı, Silahlı Kuvvetlerimiz, bütün bakanlıklar, hepsi kararlılıkla bunu devam ettireceğiz. Yatıyorlar, kalkıyorlar, isim vermeme gerek yok. Meslektaşınız olan bir ahlaksız var. Orada yaptığı konuşmaları var. Geçenlerde yine Kamışlı'da yaptıkları toplantıda, kimler kimlerle bir arada oldu biliyorsunuz. DHKP/C'si, PKK'sı, YPG'si FETÖ'cüsü hepsi orada bir araya gelmek suretiyle Türkiye'nin aleyhinde yapılması gereken neyse bunların hepsini Kamışlı'da konuştular. Bunları yaptılar. Bütün bunlara karşı da gerekeni hep birlikte yapmamız gerektiğini düşünüyorum. Adımları da ona göre atmamız gerekiyor. Zaman kaybına tahammülümüz yoktur."

Cumhurbaşkanı Erdoğan 1-2 Ağustos'ta Astana'da teknik bir toplantının gerçekleştirileceğini ve burada Suriye meselesinin ele alınacağını dile getirerek, Ağustos sonunda, Üçlü Zirve'nin Türkiye'de yapılacağını, ardından yine bir Dörtlü Zirve gerçekleştirileceğini anlattı.

"Suriye'deki terör koridoru denen bölgeyi güvenli bölge hâline getirmek istiyoruz"

Telabyad'da, Tel-Rıfat'ta bazı çalışmaların olacağını dile getiren Erdoğan, "Aslında terör koridoru denilen bu bölgeyi, bir güvenli bölge hâline getirmek istiyoruz. Hedefimiz bu. Bunun için bu hazırlıklar. Son görüşmemizde Sayın Trump'a da Sayın Putin'e de aynı zamanda Merkel'e de söyledim. 'Gelin, bize destek verin. Burada sadece lojistik destekle ve hava güvenliğiyle verilecek destekle birlikte biz bu güvenli bölgeye yerel mimarıyla konutlar inşa edelim. Bizdeki çadır kentlerde, konteyner kentlerde olsun, kalan insanları kendi topraklarına yerleştirelim. Türkiye'de de malum bu mültecilerle ilgili sıkıntılarımız, sorunlarımız var. Bunları da bu vesileyle büyük oranda aşmış oluruz. Bir de bu insanları arasında meslek sahibi insanlar var. Onların da mesleklerine dönmesini sağlayalım. Yeniden bir meslek edindirme imkânları sağlayalım.' dediğimizde, 'Hakikaten isabetli olur.' diyorlar. Ama adım atmaya gelince 'Para yok.' diyorlar. Bu konudaki kararlılığımızı devam ettireceğiz." sözlerine yer verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, PKK ile mücadele konusundaki faaliyetlerin de en son PKK'li etkisiz hâle getirilinceye kadar devam edeceğinin altını çizerek, "Bunların tamamen temizlenmesi, bir plan dâhilinde yürütülmektedir. Burayı aşama aşama temizleyeceğiz. Bir sistematik içerisinde götürüyoruz. Sincar dâhil Mahmur Kampı'nın hemen yakınındaki yuvalanmış teröristler dâhil bunların hepsi hedeftir. Kandil dâhil hedeftir. Bunlar bir şekilde temizlenecektir." değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, S-400'lerin ödemesinde rublenin kullanılmadığına değinerek, "Bu konuyla ilgili Merkez Bankalarımızın ortaya koyduğu tavır, bu işin gecikmesine neden oldu. Liderler olarak biz yerli paramıza geçiş yapalım istiyoruz. Ama bu bürokratik oligarşi diyoruz ya işte bu noktada onlar devreye giriyor. Bunu aşacağız. Buna inanıyorum. Çok farklı bir dönemin içerisindeyiz. İsabetli bir adım oldu. Bundan sonraki yol haritası önemli." diye konuştu.

"ABD'nin İran yaklaşımını doğru bulmuyoruz"

ABD'nin İran'a yaklaşımını da doğru bulmadıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bölge artık savaştan çok yoruldu. Biz bu uygulamaları, bu yaptırımları doğru bulmuyoruz. Çünkü, bölgenin artık yeniden ayağa kalması lazım. Bölge halkının artık gece rahat yatıp, sabah huzurla kalkmaya ihtiyacı var. Biz de şu anda bunun yanındayız. Dünyayı barışa taşıyacaksak, böyle taşıyacağız' diyoruz ve noktayı koyuyoruz." dedi.

S-400'lerdeki teknik terimlere açıklık getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Birincisi bütün bizim aldığımız bu Nisan 2020'de kurulumu ve işletilmesi dediğimiz gelecek olan sisteminin tamamının adına filo diyoruz. Bu filonun içerisinde iki batarya var. Her bir bataryada sekiz launcher var. Dolayısıyla bizim şu anda yapmakta olduğumuz alımın, tedarikin, önce teslim alacağız, sonra kurulumunu sağlayacağız ve bunun sonunda elimize bizim bir filo olacak. O filonun iki bataryası olacak ve o bataryada sekizer launcher olacak. Ayrıca bunun füzelerini ayrıca tedarik edilecek." bilgisini paylaştı.

İkinci filo ile ilgili çalışmaların devam ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İkinci filoyu bekliyoruz. Üçüncü filo, Türkiye'de üretim dâhil, teknoloji transferi ve paylaşımı dâhil şekilde çalışma sürdürülüyor. Önümüzdeki günlerde bu gelişmeleri takip edeceğiz. Diğer taraftan da hem kamu hem özel sektör olarak, üniversitelerimiz dâhil bu konuda yoğun çalışmalarla bu teknolojiyi hem bünyemize adapte edebilecek bir noktaya gelmek için yoğun bir gayret içerisindeyiz. Savunma Sanayi Başkanlığımızın koordinatörlüğü çerçevesinde." ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, filoya ilişkin şunları anlattı: "Her birinin komuta yeri var, komuta aracı, komuta radarı var. Onun dışında, her bir bataryanın da kendi içinde tespit ve takip radarları var. Kendi içinde, bir bütünlük içinde devam edecek. Çalışma bu şekilde yürüyecek. Launcher bizim atış rampası. Bir bataryada 8 atış var, 8 tüp launcher var. Ne kadar füzemiz varsa o kadar füze kullanacağız. Füzelerle ilgili de basında çeşitli rivayetler var, 'S-400'ler bunu vurur, şunu vuramaz.' gibi. S-400'ün vuramadığı yoktur. Uçak, bina..." (İLKHA)