AFAD, deprem çözümlerinde Küresel Konumlama Uydu Sistemleri'ni devreye koyarak Türkiye'de bir ilki gerçekleştiriyor.

Türkiye'nin ve yakın çevresinin deprem aktivitesini izleyen ve değerlendiren Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Deprem Dairesi, 2018 yılı sonu itibariyle sahip olduğu bin 56 deprem gözlem istasyonu ağıyla deprem zararlarının azaltılması araştırmalarına devam ediyor.

AFAD'tan yapılan açıklamada, AFAD'ın Ar-Ge çalışmaları kapsamında günümüzde Küresel Konumlama Uydu Sistemlerini ana sistemlerine entegre eden ABD ve Japonya'daki çalışmalara paralel şekilde Türkiye'de de bir ilki gerçekleştirdiği kaydedildi.

Küresel Konumlama Uydu Sistemleri (GNSS) cihazlarının ilk aşamada depremin karakteristik özelliklerini belirlemede kullanılacağı, bir sonraki hedefin ise bu cihazların deprem erken uyarı sistemlerinde kullanılabilirliğini sağlanması olacağı kaydedildi.

Açıklamanın devamında, "Ülkemizde Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü ve Harita Genel Müdürlüğü tarafından işletilen Türkiye Ulusal Sabit GNSS Ağı-Aktif (TUSAGA-Aktif) Sistemi kapsamında ülke genelinde ve KKTC'de toplam 158 adet sabit GNSS istasyonu ile 7/24 kesintisiz bir şekilde veri toplanıyor. AFAD Deprem Dairesi Başkanlığından araştırmacıların da bulunduğu ve TÜBİTAK tarafından desteklenen yüksek frekanslı GNSS verileri ile deprem çözümleri yapılması konusundaki araştırma projesi Başkanlığımızın konuyla ilgili danışmanlığını da yapan Ankara Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Bahadır Aktuğ'un yürütücülüğünde tamamlandı." denildi.

Açıklama söyle devam etti: "TUSAGA-Aktif Ağı istasyonlarına ait verilerin paylaşımından sorumlu ve haritacılık alanındaki köklü kuruluşlarından Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bağlı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü ile 22 Mayıs 2019 tarihinde yapılan protokol çerçevesinde bu istasyonlardan gelen veriler AFAD Deprem Dairesi Başkanlığınca da değerlendirilecek. Benzer şekilde, ilgili Genel Müdürlüğün yeni kuracağı GNSS istasyonları için mevcut deprem gözlem istasyonlarımızın imkanlarından faydalanılabilecek. Söz konusu protokol, farklı sorumluluk ve faaliyet alanlarına sahip iki seçkin kamu kurumunun her iki kurumun faaliyet ve sorumluluk alanlarını destekleyecek şekilde yaptığı bir işbirliğine ve böylece ulusal kaynaklarımızın etkin ve verimli bir şekilde kullanımına da önemli bir örnek teşkil ediyor." (İLKHA)