Sınav kaygısının azaltılabilmesinde fiziksel sağlığın önemine değinen uzmanlar, öğrencilerin sınava ne kadar hazırlansalar da başarısız olacaklarını düşünmesi gibi gerçekçi olmayan düşüncelerin kaygıyı arttırdığını belirtti.

Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) 2019 için geri sayım başladı. YKS'nin birinci oturumu Temel Yeterlilik Testi (TYT) 15 Haziran, 2'nci oturumu Alan Yeterlilik Testi (AYT) ile Yabancı Dil Testi (YDT) 16 Haziran günü yapılacak.

Sınav kaygısına ilişkin açıklamalarda bulunan Beykoz Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Pınar Tınaz, öğrencilerin sınava ne kadar hazırlansalar da başarısız olacaklarını düşünmesi gibi gerçekçi olmayan düşüncelerin kaygıyı arttırdığını belirtti.

Hem sınav öncesi hem de sınav esnasında nefes ve gevşeme egzersizlerinin kaygının etkilerini azaltacağını belirten Prof. Dr. Tınaz, "Etkili çalışma alışkanlıkları ve soru çözme biçimleri benimsenmeli, zaman iyi kullanılmalı ve sınavdan birkaç gün önce çalışma sonlandırılmalıdır." dedi.

"Gerçekçi olmayan düşünceler kaygıyı artırıyor"

Sınav kaygısının çok sayıda bireysel ve sosyal nedeninin bulunduğunu vurgulayan Tınaz, "Sınava yeterince hazırlanamama, sınav hazırlığı için zamanın iyi kullanılamaması, etkili ders çalışma ve soru çözme yöntemlerinin geliştirilmemiş olması sınav kaygısının belirtilerinin görülmesinde rol oynar. Öğrencilerin sınava ilişkin gerçekçi olmayan düşünce biçimleri ve sınava yüklenen olumsuz anlamlar sınav kaygısının ortaya çıkmasındaki en önemli etmenler arasında sayılır. Öğrenciler sınava ne kadar hazırlansalar da başarısız olacaklarını düşünme veya sınavda başarılı olmayı yaşamda başarılı olma ile ilişkilendirme gibi çok sayıda gerçekçi olmayan düşünce ve tutum geliştirirler. Sınav kaygısına etki eden diğer önemli bir etmen ise öğrencilerin sınava ilişkin gerçekçi beklentilerinin olmamasıdır. Sosyal çevrenin ve özellikle ebeveynlerin öğrenciden beklentilerinin yüksek olması da kaygıyı artırır" diye konuştu.

Tınaz, sınav kaygısının fizyolojik belirtilerini de şöyle sıraladı: "Solunumun ve kalp atışlarının hızlanması, mide bulantısı, baş ağrısı, uyku düzeni bozuklukları gibi çok sayıda belirtiyle kendini gösterir. Öfke, huzursuzluk, sinirlilik hali, karamsarlık gibi duygusal belirtiler fizyolojik belirtilere eşlik eder. Kaygının sınava hazırlanma ve sınav sırasında soruları yanıtlama ile belki de en fazla ilişkili olan belirtileri bilişseldir. Bilişsel belirtiler arasında dikkat dağınıklığı, unutkanlık, odaklanamama, yetersiz ve değersiz olduğunu düşünme sayılabilir. Kaygı nedeniyle öğrenciler düşüncelerini düzenlemekte, bildiği konulara ilişkin soruları yanıtlamakta ve sınav içeriğine odaklanmakta zorluk yaşarlar."

"Sınav esnasında nefes ve gevşeme egzersizleri yapılması kaygının etkilerini azaltır"

Sınav kaygısının doğrudan sınav ile ilişkili olduğunu ifade eden Tınaz, bunun yalnızca bireyin sınavlardaki başarısını etkilemediğini, yetersizlik duygusu ile özgüven eksikliği gibi uzun süreli etkilerinin bulunduğuna işaret etti.

Tınaz, konuşmasını şu şekilde sürdürdü; "Öğrencilerin sınav kaygısıyla duygusal, bilişsel ve davranışsal baş etme yöntemlerini öğrenmeleri ve uygulamaları önem taşıyor. Sınav kaygısının azaltılabilmesi için öncelikle fiziksel sağlığa dikkat edilmesi gerekir. Sağlıklı beslenmek, düzenli uyumak ve egzersiz yapmak önemlidir. Sınav öncesinde ve gerekli olduğunda sınav esnasında nefes ve gevşeme egzersizleri yapılması da kaygının etkilerini azaltır. Etkili çalışma alışkanlıkları ve soru çözme biçimleri benimsenmeli. Sınava hazırlanırken zamanın iyi kullanılarak son gece ders çalışılmaması ve özellikle üniversite sınavından birkaç gün önce çalışmanın sonlandırılması önem taşır."

Öğrencilerin yeni bir zihinsel yapı oluşturmalarının sınav kaygısının azaltılmasında önemli rol oynadığının önemine değinen Tınaz, "Gerçekçi olmayan düşüncelerin ve beklentilerin, sınav sırasında ortaya çıkan olumsuz otomatik düşüncelerin ve olumsuz duyguların mantıklı açıklamalar ile azaltılması, öğrencilerin sınavlara karşı olumlu bir tutum geliştirmelerinde ve sınavda başarılı olabileceklerine ilişkin inançlarının oluşması açısından önemlidir." dedi.

"Psikolojik yardım alınabilir"

Öğrencilerin sınav kaygısı ile baş etmelerinde ebeveynlere de önemli rol düştüğünü hatırlatan Tınaz, bu doğrultuda ebeveynlerin kendi kaygılarını çocuklarına yansıtmamaları gerektiğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:

"Sınava ilişkin gerçekçi beklentilerinin olması, çocuklarını dinlemeleri ve anlamaya çalışmaları, onları desteklediklerini ifade etmeleri öğrencilerin kaygı ile baş etmeleri açısından önem taşıyor. Fakat bazı durumlarda psikolojik destek de alınabilir. Sınav kaygısı ile baş etme yolları etkili olmuyor veya yüksek düzeydeki kaygı nedeniyle baş etme yöntemleri denenemiyorsa, kaygıyla baş etmek için uygun olmayan ya da bireye zarar verici yöntemler uygulanıyorsa, kaygı belirtileri nedeniyle işlevsellik bozulmuşsa, hatta davranış bozuklukları görülüyorsa psikolojik yardımın alınması gerekebilir." (Nizamettin Aşkın-İLKHA)