Muş Şeker Fabrikasının özelleştirilmesinin üreticileri küstürdüğünü belirten Şeker-İş Sendikası Muş Şubesi Başkanı Maşallah Demir, üreticilerin tarlalardan çekilmesi halinde onları tekrar tarlalara döndürmenin çok zor olacağını söyledi.

Şeker-İş Sendikası Muş Şubesi Başkanı Maşallah Demir, Muş Şeker Fabrikasının özelleştirilmesi ile ilgili açıklamalarda bulundu. Muş Şeker Fabrikasının Cumhurbaşkanına yanlış bilgi aktarılması sonucu özelleştirildiğini düşündüklerini belirten Demir, doğuda sadece Muş Şeker Fabrikasının özelleştirildiğini söyledi.

Muş Şeker Fabrikasının sosyal istihdam amaçlı kurulduğunu anımsatan Demir, mevcut durumun üreticiyi küstürdüğünü dile getirerek, şeker pancarı üreticisinin alet edevatını tarladan çekmesi durumunda onları bir daha pancar ekimi ne döndürmenin çok zor olacağını vurguladı.

Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi halinde çalışanların, üreticilerin, bölgenin ve herkesin durumdan olumsuz etkileneceğini belirten Demir, özellikle Muş'ta faal olan tek fabrikanın özelleştirilmesi halinde ileriki zamanlarda atıl duruma düşeceğini, dolayısıyla fabrikanın kamu malı olarak kalması gerektiğini söyledi.

'25 fabrikadan 14'ü özelleştirildi'

Muş Şeker Fabrikasının 35 yıl boyunca hizmet verdiğini anımsatan Demir, 'Muş Şeker Fabrikası 1982 yılında dönemin başbakanı Necmettin Erbakan döneminde açıldı. Fabrikamız 35 yıl bölgemize ve ilimize hizmet etti. Esnaf, tarım ve hayvancılıkla uğraşan besicilere, çalışanlara ve Muş'taki tüm esnafa bir kampanya sezonunda yaklaşık 150 milyon civarında, aylık olarak da bir buçuk 2 milyon civarında bir katma değer sağlıyordu. Fakat maalesef Türk Şekere ait 25 fabrikadan 14'ü özelleştirildi.' diye belirtti.

'40 bin 500 ton kristal şeker üretildi'

Geçen dönem kampanyası yapılan 297 bin ton pancarın işlendiğini söyleyen Demir, 'Karşılığında 40 bin 500 ton kristal şeker, 85 bin ton yaş küspe ve 10 bin tona yakın da melez elde edildi. Fabrikamız özelleştirilmeden önce 840 tane çalışan vardı. Bunların 200'ü kadrolu 200'e yakını geçici çalışanlardan oluşuyordu. Bunlar 35 yıla yakındır geçici olarak çalışıyorlardı. Bu süre yılda 5 ay 29 gündü. Sayın Cumhurbaşkanının 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamesi ile bu süre 9 ay 29 güne çıkarıldı. Maalesef fabrika özelleştirildiğinden dolayı bu geçici işçilerimiz bu haklardan yararlanamadı. 75 aileye yakın arkadaşımız tayinlerini başka fabrikaları aldı. Bunlar aileleriyle beraber bazı zorluklarla karşılaştılar. Diğer kalan arkadaşlarımızdan yaklaşık 140 kişi zorunlu olarak emekliye ayrıldı. Bu emekliye ayrılanların bir kısmı mevcut özel firma ile anlaşarak tekrar çalışmaya devam ettiler. Hem daimi hem geçici arkadaşlarımızın bir kısmı da 4B kamu kuruluşlarını tercih ettiler. Bir kısmı başlarken yaklaşık 20 arkadaşımız da güvenlik soruşturmasından dolayı başlayamadı.' şeklinde konuştu.

'Çiftçilerimiz özel sektörden memnun değiller'

Muş'ta hammadde sıkıntısının olmadığını sözlerine ekleyen Demir, 'Pancar kotası sıkıntısı da olmaz çünkü Türk Şeker kotaları belirtirken üçlü münavebeye göre belirliyor. Çiftçilerimiz özel sektörden memnun değiller. Biz ve siyasilere sıkıntılarını iletiyorlar. Bulanık, Mercimekkale ve Güroymak kantarlarını kaldırdılar. Randevu sistemi ile fabrikaya getirme şartı koydular. Bundan dolayı çiftçiler zorluk içinde bir an önce pancarı söküp fabrikaya getirmek istiyor. Ancak randevulu sistem olduğu için sıkıntı yaşıyorlar. Firmanın yeni sezonda bu çiftçiler için kolaylık sağlamalarını bekliyoruz.' ifadelerini kullandı.

'Muş Şeker Fabrikası sosyal istihdam amaçlı kurulmuştu'

Demir, sözlerine şöyle devam etti: 'Muş'ta fabrikamız özelleştirilmesin diye 54 binin üzerinde imza topladık. STK temsilcilerinden, üreticilerden, muhtar ve kanaat önderlerinden şeker fabrikasının özelleştirilmesi için imzalar topladık. Türkiye genelinde de imzalar topladık. Dönemin başbakanı Binali Yıldırım'a 16 çuval imzayı teslim ettik. Maalesef bir adım atılmadı. Oysa Muş Şeker Fabrikası sosyal istihdam amaçlı kurulmuştu. Doğuda maalesef sadece Muş Şeker Fabrikası özelleştirildi. Şimdi bizim sosyal tesislerimiz, lojmanlarımız ve 800 dönüm Türk Şekere ait arazi bakımsız bir halde. 35 yıllık çam ağaçlarının bir kısmı ilgilenen olmadığı için rüzgardan, kardan dolayı kırıldı. Yazık oldu. İnşallah alan firma üretimin devamı için yan üniteler kurarak devam eder. Biz sendika olarak elimizden gelen yardımı yapmaya hazırız.'

'Cumhurbaşkanına doğru bilgi götürülmediğini düşünüyoruz'

Muş'ta üretilen şeker pancarının şeker oranının çok yüksek olduğuna değinen Demir, 'Muş ovasının hammadde noktasında hiçbir sıkıntısı yoktur. Hem şeker oranı yüksek hem de geniş bir ovaya ve imkanlara sahip. Alan firmanın bunu 5 yıl çalıştırma zorunluluğu var. Alan firma bu 5 yılda kusursuz yerine getirirse, 5 yıl sonra fabrikayı çalıştırmaz pancar almazsa, işçinin, çiftçinin, çalışanın ömrü 5 yıla mı endeksli? Biz alan firma ile görüştüğümüzde memnuniyetsizliklerini dile getiriyorlar. Şekerin kendi branşları olmadığını ve bu işi bilmediklerini kendileri itiraf ediyorlar. Yalnız bizim fabrika müdürümüz Türk şekerdeyken bu performansı göstermiyordu ama özelden dolgun maaş aldığı için inanılmaz bir performans sergiliyor. Bizce bu fabrikaların özelleştirilmesi bürokratların Sayın Cumhurbaşkanına ve Başbakana doğru bilgi götürmemesinin sonucudur diye düşünüyoruz. Bu fabrikaların rehabilite edilerek işçi, çiftçi ve kooperatif denetiminde özeleştirilseydi daha sağlıklı olurdu.' diye konuştu.

Fabrikanın 3 ile hizmet verdiğini belirten Demir, 'Fabrika Türk Şekerdeyken ayda bir buçuk milyon Muş ekonomisine katkıda bulunuyordu. Bunun dışında bölge ekonomisine, ülke ekonomisine katkıda bulunuyordu. Çünkü fabrikamız 3 ilde 7 ilçede 72 köyde 4 bin 57 kayıtlı çiftçisiyle Muş'ta büyük bir katma değeri oluyordu. Şu anda bu imkanlar kısıtlandı.' dedi.

'Özelleştirilen fabrikalar tutunamadılar ve hepsi atıl durumdadır'

Daha önce özeleştirilen fabrikaların tutunamadıklarını ifade eden Demir, 'Daha önce Yem Fabrikası, Süt Fabrikası, Baret Fabrikası, Devlet Üretme Çiftliği ve Tekel aynen böyle 5 yıllığına özelleştirildi. Fakat tutunamadılar ve hepsi atıl durumdadır. Burada çalışan işçiler de mağdur oldu. Muş ekonomisi de burada büyük bir darbe yedi. Biz elimizden geleni yaptık ama hükümet bu kararı verdi. Daha önce nişasta bazlı şekerin kotası belirlenirken bu kota yüzde 15'leredeydi. Bakanlar Kurulu bunu yüzde 50'ye yükseltme yetkisi vardı. Sendikalarımızın çabası neticesinde haklılığımız ortaya çıktı ve geçtiğimiz hafta Sayın Cumhurbaşkanımız şeker kotasını yüzde 5'ten yüzde 2 buçuğa düşürdü. Bu Türk Şeker üretiminin devamı bakımından iyi bir adımdır. Bir adım da bu fabrikalar için atılırsa çok iyi olur.' şeklinde konuştu.

'Muş Şeker Fabrikası gerçekten Muş'un kalbi gibiydi'

Özel şirketin işi yürütebileceklerine inançlarının olmadığını söyleyen Demir, son olarak şöyle konuştu:

'Muş'ta tek bir fabrika vardı. Burada da bir sürü gencimiz istihdam edilecekti. Emekliye ayrılanların yerine meslek okullarından mezun olan gençler istihdam edilecekti. Bu gençlerin hepsi şu an kahvehane köşelerinde. Muş Şeker Fabrikası gerçekten Muş'un kalbi gibiydi. Özel şirketin bu fabrikayı işletilebileceklerine inanmıyoruz. Muş'a yazık ettiler. Muş Şeker Fabrikası rehabilite edilerek, eleman sıkıntısı tamamlanır ve Türk Şekerde kalsaydı bölgemiz için ve Türkiye ekonomisi için çok daha hayırlı olacaktı. Özel şirket bu işi yürütemeyeceğini anlayacaktır. Şeker emek isteyen bir üründür. Bu babadan oğula geçen bir miras gibidir. Eğer bu şeker üreticiliği bozulursa çiftçileri daha tarlaya döndüremeyiz. Eğer pancar üreticisi alet edevatını tarladan çekerse bir daha onları pancar ekimi ne döndürmek çok zor olacaktır. Çünkü adamın çocuğu, hanımı, kızı ne zaman pancar eklediğini ne zaman sulama yapılacağını, ne zaman çıkarılacağını çok iyi biliyor. Hepsi bu konuda tecrübelidir. Bizim bölgemizin de zaten tarım ve hayvancılıktan başka bir alternatifi yoktur. Bu fabrikanın kapasitesinin yükseltilerek kota artırımına gidilerek eleman sıkıntısı giderilerek Türk Şekerde kalması hem Muş için hem bölge için hem de Türkiye ekonomisi için çok daha faydalı olacaktı.' (Ayetullah Tarhan-İLKHA)