Tüketici hakları hakkında konuşan İstanbullular, haklarını koruduklarını ve bir sorun olduğunda gerekli mercilere başvurarak haklarını aldıklarını söylerken, tüketici hakları konusunda orta yaşlıların gençlere oranla daha bilinçli olduğu gözlemlendi.

Tüketimin hızla yaygınlaştığı ve toplumun büyük bir kesimi, ihtiyacı olmayan ürünleri dahi aldığı günümüzde israf had safhaya ulaşırken, alınan ürünlerin ayıplı olması halinde 'Kim uğraşacak, kimi kime şikayet edeceksiniz!' şeklinde sözlerle geçiştirilerek hak olanın dahi alınması için uğraş gösterilmiyor.

Tüketici hakları konusunda konuşan İstanbullu vatandaşlardan orta yaşlı kesim, haklarını sonuna kadar savunduklarını ve ihtiyaçları kadar harcama yaptıklarını söylerken, genç yaştaki vatandaşlar ise haklarını yeterince bilmediklerini söylediler.

Aldığı ürünlerin garanti belgesinin olup olmadığına, son kullanma tarihlerine elinden geldiğince dikkat ettiğini belirten Ahmet Bey, 'Garanti süresi içerisinde ürünün olumsuz bir tarafı varsa geri götürürüm. Haklarımı aşağı yukarı bilirim, öncelikle ürünün temsilciliklerine başvuruyorum. Sonuç alamazsam Tüketiciler Derneğine başvururum. Bugüne kadar bir olumsuzluk yaşamadım. Çocuklarım büyüdü, en küçüğü 34-35 yaşlarında, bu konulardan haberdarlar. Bu konuları bizden daha iyi biliyorlar. Zaman zaman onlardan da destek alıyorum.' dedi.

Bir telefon operatörü ile ilgili sıkıntı yaşadığını ve uğraşları sonucunda kendisinden tahsil edilen parayı geri aldığını söyleyen Kemalettin Doğan, 'Bazı operatörler hatlarını kiraya veriyorlar. İnternet üzerinden girdiğiniz herhangi bir sitede istemediğiniz yerleri sizi abone ediyorlar. Ben de böyle bir yerde istemeden abone oldum sonrasında operatörü aradığımda kendi isteğinizle abone olmuşsunuz dediler. Ben de tüketici haklarına başvurdum ve o zaman benden alınmış olan 55 lirayı mahkeme kararıyla geri aldım.' ifadelerini kullandı.

'Vatandaş, önüne konan uzun sözleşmeleri okumuyor'

Taksitli alışveriş yaptığı zamanda sözleşmenin içeriğindeki maddeleri kontrol ettiğini söyleyen Doğan, 'Bu konuda ilgili yasal düzenlemelere de atıfta bulunmakta fayda var. Geçmişte sözleşmelerde yazılan yazılar çok küçük puntolarla yazılıyordu. Vatandaş da bunları okumazdı. Bugün de sözleşmeler çok uzun yazılıyor. Onun için vatandaş bunları da okumuyor. Bankalar sayfalarca metin önümüze koyuyorlar ve biz de okumadan imza atıyoruz. Eğer bu çok önemli bir şey değilse neden önümüze konuyor. Bu kadar uzun yazılan yazıların vatandaş tarafından okunmaması vatandaşı baştan 1-0 kaybetmesine sebep oluyor. Okumayan bir toplum olarak imzaladığımız metinlerin kısa olması gerekiyor. Buna ihtiyaç var. Ülkemizin içerisinde bulunduğu durum ve yaşadıklarımız nedeniyle, ekonominin kartları ve kredilere dayalı bir şekilde dönmesi sebebiyle ister istemez sırtımızı her zaman duvara dayama durumundayız. Biz böyle olunca elimizden geldiğince çocuklarımıza ve çevremizi de uyarmaya çalışıyoruz.' şeklinde konuştu.

'Ürün ayıplı çıktığında başvurman gereken yerleri biliyorum ve hepsine gidiyorum'

Alışveriş yaptığında bilinçli bir tüketim dengesi sağlamak için hassas davrandığını belirten Murat Şirin, 'Ürünün bütçeme uygun olup olmadığına dikkat ediyorum. Ürün ayıplı çıktığında da başvurmam gereken yerleri biliyorum ve hepsine gidiyorum. Hakkımı koruyorum ve yanlış yapanlar da cezalarını buluyor. Önce Kaymakamlığa, sonra Tüketici Haklarına gidiyorum. Onlar da ilgileniyorlar. İlgilenmezlerse Eminönü'ndeki genel merkeze gidiyorum. Bu yanlışı yapanlarla epeyce uğraşıyorum. Çocuklarımın hepsini bilinçli bir tüketici olarak yetiştirdim.' diye konuştu.

Kimi satıcıların daha fazla para kazanmak adına insanları kandırdığını savunan Şirin, şöyle konuştu:

'Satıcılar daha fazla para kazanmak için birilerini kandırıyorlar. Tüketicilerin durumlarına biraz bakmaları lazım. Bizim de halk olarak mücadele etmemiz gerekiyor. Onlara fırsat vermememiz lazım. 40 sene önce kış ayında domates patlıcan yemezdik ama şimdilerde yeni yemeye başladık. Şimdi de yemeyebiliriz. İhtiyaçlarımızı başka gıdalardan alalım. Biraz bilinçli olalım. Bizde de kabahat var. Bu işe artık siyaseti de katıyorlar. Bu iyi bir şey değil, halkı eziyorlar. Önceden marketler iyiydi ama şimdi onlar da pazarcılar gibi insanları kandırmaya başladılar. Ben şahıs olarak yanlış yapmamak için araştırıp alıyorum.'

'Haklarımız konusunda yeterince bilinçli değiliz'

İstanbul'da öğrenci olan Muhammet Yahyaoğlu da tüketim yaparken bilinçli davrandığını ve ihtiyacı olan ürünleri aldığını belirterek şunları söyledi:

'Tüketici hakları ile ilgili çok fazla bilgiye sahip değilim ama alışveriş yaptığım yerlerin kurumsal olmasına dikkat ederim. Herhangi bir sıkıntı çıktığında iade ve değişiklik yapabilmek için oraları tercih ediyorum. Şimdiye kadar mahkemelik bir durumum olmadı ama maalesef bu konuda bilgim de yok. Garantili ürün aldığımda dikkat ederim. Belgesini her zaman kontrol ederim. Herkesin bu şekilde davranması gerekiyor. Maalesef bazı vatandaşlarımız buna pek önem vermiyor.'

Tüketici hakları ile ilgili pek bir bilgiye sahip olmadığını söyleyen Meltem Bozkurt, 'İade ve değişim için sadece fişin gerekli olduğunu biliyorum.' dedi.

Hatice bozkurt ise çocuklarının ihtiyaçları kadar alışveriş yapmaları gerektiğini söylediğini fakat bunun pek yerine getirilmediğini, bununla birlikte indirim dönemlerini de takip ettiklerini söyledi.

Tüketici hakları hakkında bilgi sahibi olmadıklarını ve ellerine geçen parayı çabucak harcadıklarını dile getiren gençlerden Kaan ve Davut, öz eleştiride bulunarak tutumlu olamadıklarını ve bunun da sorumluluk sahibi olmamaktan kaynaklandığını ifade ettiler.(Nizamettin Aşkın- İLKHA)